HDK: Kürt sorununun çözümü yıllardır tecrit altında
HDK Yürütme Kurulu imzasıyla yapılan açıklamada, tecrit politikalarına ve sınır ötesi operasyonlara tepki gösterildi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, "Kriz yaratan ve krizden beslenen talancı zihniyet; Kürt sorununun eşitlik ve özgürlük temelinde barışçı çözümünü, yıllardır tecrit altında tutuyor" dedi.
Sınır ötesi operasyonlara ve Kürt sorununda çözümsüzlüğünün ortaya çıkardığı sorunlara ilişkin yazılı bir açıklama yapan HDK Yürütme Kurulu, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrite dikkat çekti. Ekonomik ve siyasi krizlerin sistem krizine döndüğü belirtilen açıklamada, "Korkuları yüzünden iki yakası zaten bir araya gelmeyen Türkiye'nin kıt kaynaklarını bir güvenlik ve savaş rejimi inşa etmek için kullandılar" denildi.
'HALKLARIMIZIN YARATTIĞI DEĞERLERİ TALAN ETTİLER'
Açıklamada, Türkiye'nin emperyalizmin bölgesel savaşlarında bir koçbaşı haline getirildiği belirtilerek şöyle denildi:
"Halklarımızın ürettiği, yarattığı değerleri birlikte talan ettiler. Ülkeyi emperyalizmin bölgesel savaşlarında koçbaşı haline getirdiler; sınıf eksenli toplumsal mücadelelerini, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük taleplerini şiddetle bastırmak için yürüttükleri savaşlarda, onların iznini ve desteğini almaya çalıştılar. Siyasi rüşvet olarak, kullanamayacakları pahalı silah sistemlerine milyarlarca dolar para harcadılar. Bütçe imkanlarını polisi, MİT'i güçlendirmek, TSK'yı sürekli savaş halinde tutmak için sonuna kadar kullandılar.
Türkiye toplumunu, yönetici elitin korkularını, yolsuzluklarını, lüks ve şatafatlarını finanse edecek sömürge halkı konumuna yerleştiren akıl ve insanlık dışı sistemin sürekli kriz üretmesi kaçınılmazdır. Bu yıkıcı, kanlı ve karanlık yönelişten dönmeden kriz sarmalından çıkmak da mümkün değildir."
'İKTİDARIN TOPLUMA DESTEK VERMEYE NİYETİ YOK'
Açıklamada, güvencesiz 'tam kapanma' ve aşı politikalarına ilişkin de eleştiriler şöyle sıralandı.
"Bugün devletin Coronavirus salgını karşısında halka aşı temin edecek parası yok. 'Tam Kapanma' için temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan toplum kesimlerine verecek bir destek; hatta bunun için iktidarın niyeti bile yok.
Ama hakkını arayan işçiye, üniversite öğrencisine, kadınlara yönelik şiddete karşı kadın eylemlerine; ormanını, deresini, toprağını koruyan İkizdereli köylülere, iktidarı eleştiren bir inanç grubuna karşı, camiye postallarıyla dalıp ibadet edenlere biber gazı sıkmak için on binlerce polis seferber."
KOBANE DAVASI: IŞİD'İN İNTİKAM DAVASI NİTELİĞİNDE
Açıklamada, bölge illerine atanan kayyımlara, Kobane davasına ve sınır ötesi operasyonlara da değinildi
"Bütün Kürt şehirlerinde halkın iradesine ısrarla el konuluyor. Seçilmiş yerel yönetimler görevden alınıyor, yerlerine kayyım atanıyor. TBMM'de her HDP Milletvekili için, tamamı kürsü dokunulmazlığı kapsamındaki konuşmaları hakkında hazırlanmış fezlekeler gündeme alınıyor" ifadelerinin kullanıldığı açıklamaya şöyle devam edildi:
HDP hakkında kapatma davasına ek olarak, İŞİD'in intikam davası niteliğinde Kobane davası açılıyor. Bütün Kürt şehirleri sıkıyönetim şartlarından daha ağır bir işgal altında. Her köşe başında Toma, her meydanda Panzer, her yerde işkence, her yerde katliam...
Suriye topraklarında, düne kadar Kürt nüfusun yaşadığı işgal bölgelerine yerleştirilen on binlerce cihatçı selefi çete mensubuna maaş ödeniyor, bu çeteler silahlandırılıyor, lojistik ihtiyaçları karşılanıyor. TSK, daha önce aynı bölgelere 13 defa harekat düzenlediği ve ve bir sonuç alamadığı halde, 14. defa uçak ve helikopter filolarıyla, obüsleri, havanlarıyla, özel kuvvetleriyle Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Irak topraklarına işgal harekatı düzenliyor."
'BARIŞÇI ÇÖZÜM TECRİT ALTINDA'
PKK lideri Öcalan üzerindeki tecrit politikasına tepki gösterilen açıklamada, "Kriz yaratan ve krizden beslenen talancı zihniyet; Kürt sorununun eşitlik ve özgürlük temelinde barışçı çözümünü, yıllardır tecrit altında tutuyor" denildi.
"Yakın geçmişte, kısa süreliğine de olsa barışçı çözüm yoluna girildiğinde devlet de siyasi iktidar da barışçı çözüm yolunu birlikte açmak üzere Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın katkı ve katılımının önünü açmak ihtiyacı duydu" hatırlatması yapılarak, "Çünkü onlar da biliyor: Abdullah Öcalan barış ve çözüm iradesidir. Öcalan üzerindeki tecrit, adım adım, demokratik hak ve özgürlüklerin, insanca yaşama isteğimizin, ülkenin geleceğine dair umudumuzun üzerinde bir tecride dönüştü. Barış ve çözüm iradesinin, Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecrit kalkmadan ve barış yolu açılmadan, krizden, yoksulluktan, devletin baskıcı politikalarından, yolsuzluk ve israfa karşı, kitlesel yoksulluk ve açlıktan çıkış yok. Kararı halk verecek" ifadeleri kullanıldı. (HABER MERKEZİ)