HDP, Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu
YSK'nin mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılacağına ilişkin kararı nedeniyle referandumun iptal edilmesini istedi.
Sibel HÜRTAŞ / ANKARA
Yüksek Seçim Kurulu’na yaptığı itiraz reddedilen HDP, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunarak, referandumun iptal edilmesini istedi. HDP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, referandum sürecinde ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ile seçme ve seçilme özgürlüğünün ihlal edildiği belirtildi. Yüksek Seçim Kurulu’nun mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılacağına ilişkin aldığı karar nedeniyle referandumun iptal edilmesi istenildi.
HDP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne verilen dilekçede, 7 Haziran seçimlerinden bu yana HDP’ye yönelik gerçekleştirilen siyasi baskıların anlatıldı.
Dilekçede, önce dokunulmazlıkların kaldırıldığı bu yolla, 59 milletvekili olan HDP için 154 fezleke; 316 milletvekili bulunan AK Parti hakkında da 8 fezlekenin Meclis’e getirildiği belirtildi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından HDP’nin darbe girişimini kınamasına karşın daha sonraki siyasi süreçlerden dışlandığı belirtilen dilekçede, OHAL ilanının ardından Türkiye’de muhalif basın organlarının kapatıldığı, HDP eş başkanlarının ve milletvekillerinin tutuklandığı anımsatıldı.
Dilekçede, milletvekillerinin tutuklanması ve muhalif basın organlarının kapatılmasının ardından Başkanlık Sistemine ilişkin Anayasa değişikliğinin Parlamento gündemine getirildiği belirtilerek, "Genel Kurul ve Komisyon’da muhalefetin en çok itiraz ettiği hususların başında OHAL şartlarında anayasa yapımı ile tartışmaya müsaade edilmeksizin, farklı kesimlerin görüşü ve uzlaşısı aranmaksızın maddelerin geçirilmesi olmuştur. Referandum süreci de AKP’nin bu tahammülsüz tavrının bir aynası olmuştur" denildi.
REFERANDUM SÜRECİNDE YAŞANANLAR
Dilekçede, referandum sürecinde HDP’ye yönelik yaşananlar şöyle özetlendi:
"Eş Genel Başkanlarımızla birlikte 15 milletvekilimiz tutuklanmıştır. 21 Ocak 15 Nisan tarihleri arasında HDP’li 2165 kişi gözaltına alınmış, 429 kişi tutuklanmıştır. HDP’nin 170 sandık kurulu başkanı görevden alınmıştır. İktidar partisi ve Cumhurbaşkanı istediği yer ve zamanda, devletin tüm imkan ve kaynaklarını kullanarak istediği toplantıyı düzenlerken, HDP’nin toplantı ve gösterileri ile referandum şarkısı yasaklanmıştır. HDP hiçbir televizyonun canlı yayınında yer bulamamıştır. Sokağa çıkma yasakları sonucunda sayısı tam tespit edilememekle beraber yüz binleri aşan sayıda kişinin barındığı yerleşim yerleri yıkılmış, yarım milyon civarı kişi yerinden edilmiştir. Bu kişilerin oy kullanmalarıyla ilgili de çeşitli ciddi sorunlar meydana gelmiştir."
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLAL EDİLDİ
Dilekçede, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ile seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiğine vurgu yapıldı.
HDP’nin fikir ve görüşlerini yayabilmesi için hiçbir imkan tanınmadığı, görüşlerinin medyada çarpıtıldığı ve kriminalize edildiği; OHAL KHK’ları ile muhalif basın organlarının kapatıldığı, referandum sürecinde sadece HDP’ye yönelik 60 müdahale rapor edildiği, 31 toplatma, yasaklama, engelleme, saldırı ve tehdit ile karşılaşıldığı, sokaklarda Hayır çalışması yapanlara devlet şiddeti uygulandığı belirtilerek, böylece ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dikkat çekildi.
Dilekçede, HDP’nin eş başkanları ve milletvekilleri ile yöneticilerinin tutuklandığı, üye ve yöneticilerinin gözaltına alındığı belirtildi. HDP’nin referandum sürecinde 24 eyleminin yasaklandığı, etkinliklerinde üyelerinin gözaltına alındığı, bazı illerde pankart ve afişlerinin yasaklandığı böylece toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği belirtildi.
HDP, AYM’ye yaptığı başvuruda Anayasa paketi konusunda halkın sağlıklı bilinçlendirilmediğine dikkat çekti. Dilekçede, HDP’lilerin tutuklanması ile sokağa çıkma yasaklarının bulunduğu bazı bölgelerde insanların oy kullanamaması nedeniyle seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiği görüşü öne sürüldü.
MÜHÜRSÜZ PUSULA KARARI
YSK Başkanı mühürsüz oy pusulalarına ilişkin kararın seçim sürerken alındığını duyurmuştu ama AYM Başvuru dilekçesinde bu duyurunun Doğu illerinde sandıklar kapatıldıktan sonra yapıldığı belirtildi. Dilekçede, YSK tarafından sandık kurulu başkanlarına gönderilen SMS’lerin 17.04 ve 17.09 sularında gönderildiği tespiti yapılarak, şöyle denildi:
"Türkiye’nin doğusunda oylama saat 16.00’da bitmiş ve sayım döküm işlemine başlamıştır. YSK Başkanının, sonuçların partilere intikal etmeden önce kararın verildiği ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır; zira söz konusu duyurular doğu illerindeki oylama bittikten ve sayıma geçildikten yaklaşık bir saat sonra yapılmıştır. Sayım dökümün başlamasından sonra 1 saat içerisinde sandıklardaki resmi olmayan sonuçların siyasi parti yetkililerince bilineceği açıktır."
YSK mühürsüz oy pusulalarına ilişkin kararını da iki gün sonra yazdığı anımsatılan dilekçede, "Kurul söz konusu kararı, referandumdan iki gün sonra 18.04.2017 tarihinde yazmış ve imzalamış, 17.30 civarında internet sitesinden kamuoyuyla paylaşmış, kararlar ve duyurular kısmına da ancak 18 Nisan günü eklenebilmiştir. Yani karar açıklandığında, İlçe Seçim Kurulları’na yapılacak itirazlar için tanınan yasal süre dolmuştur. Yalnızca bir SMS duyurusu ile hangi şartlar altında uygulanabileceği ve gerekçesi açıklanmadan, sayım-döküm sırasında alınan bu karar seçim sonuçlarını gölgelemiş, yapılan işlemleri ağır biçimde sakatlamıştır" denildi.
REFERANDUM İPTAL EDİLSİN
Başvuruda, Yüksek Seçim Kurulu’nun mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılması kararı nedeniyle referandumun iptal edilmesi gerektiği belirtilerek, şu gerekçeler öne sürüldü:
"YSK, yasama yerine geçerek bir karar vermiştir. Pusula ve zarfların sahte olmadığını göstermek için mühür kullanılmaktadır. Mührün yokluğu, pusula ve zarfın dışarıdan getirildiğine yönelik karine teşkil etmektedir. YSK kararıyla bu kaideyi tersine çevirmiş ve karine olarak sahte olan zarf ve pusulaların sahte olduğunu ispatlama yükünü, bunu iddia edene yüklemiştir. Bu Anayasa’da belirtilen seçim ilkeleri ve esaslarıyla bağdaşmadığı gibi, karara gerekçe olarak da müphem bir ifadeyle gösterilen AİHM içtihatlarının da somut olayla hiçbir ilgisi yoktur.
Ayrıca YSK kararında, mühürleme işleminin yapılmamasının seçmenin iradesinin geçersiz sayılması için yeterli olamayacağı vurgulanmakta, seçmenin hakkının özünün zedelendiğin atıfta bulunulmaktadır. Oysa itirazlarla talep edilen, şu anda fiziken imkansızlaşmış olan mühürlü-mühürsüz zarf ve pusulaların tespit edilerek şartları sağlamayanların geçersiz sayılması değil, bu itirazın yaygınlığı ve sıklığı karşısında referandumun iptal edilmesidir."
GİZLİ SAYIM İLKESİ İHLAL EDİLDİ
HDP, dilekçesinde, referandumda yaşanan ihlallere ilişkin şu çarpıcı ihlalleri de gündeme getirdi:
" - Anayasa’nın gizli oy ve açık sayım-döküm esasının da ihlal edildiğine dair ciddi veriler bulunmaktadır. İlçe Seçim Kurullarına yapılan itirazlara da konu olduğu üzere 16 Nisan referandumunda "blok oy" kullanıldığı iddiaları yoğun bir biçimde ortaya atılmaktadır. Usulsüzlüğe ilişkin tespit, ihbar, itiraz gelen sandıkların bazılarında blok "EVET" oyu çıkmıştır. Hayatın olağan akışına aykırı olan bu durum Partimize gelen açık oy kullanıldığı şikayetleri ile birlikte düşünülmelidir. Kamuoyuna görsel olarak da yansıdığı üzere tehdit ile açık oy kullandırılması özellikle doğu illerimizde yaygın olarak görülmüştür.
Erzurum Karayazı ilçesi, Muş Malazgirt Kızılyusuf Köyü, Ağrı ili Büyükyazı köyü, Elazığ Arıcak Karataş köyü, Urfa Siverek Çığırık köyü, Bingöl Sudüğünü köyü, Iğdır Yukarı Erhacı köyü, Ağrı Eleşkirt Toprakkale köyü, Şanlıurfa Suruç Süleyman Şah Ortaokulu, Şanlıurfa Suruç GAP Anadolu Lisesi, Mardin Midyat Sarıköy, Şırnak merkez Yeniaslanbasar köyü, Şanlıurfa Eyyübiye ilçesi Aşağı Koçlu köyü, Erzurum Köprüköy ilçesi Akçam Köyü, Mardin Derik Akıncılar köyü, Şanlıurfa Siverek Şekerli köyü, Şanlıurfa Siverek Günhisar köyü, Muş Hasköy Düzkışla ilkokulu, Urfa Suruç Küçükova Taşlıköy HDP Genel Merkezi’ne kriz masasına iletilen şikayetlerden sadece bazılarıdır."
Pek çok HDP müşahidi görevli oldukları sandık çevresinden kolluk tarafından veya başka kişiler tarafından güç kullanılarak çıkartılmışlar, bu konuda gerekli şikayet ve itirazlar yapılmıştır. Özellikle hukuksuz davranışa/işleme yapılan itirazlar sonucu müşahitlerin çıkarıldığına tanık olunmuştur.
Açık ve toplu oy kullandırılmasına itiraz nedeniyle Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde çıkan bir tartışma sonucunda üç kişi yaşamını yitirmiştir."