HDP Danışma Kurulu: Hazine yardımına bloke hukuki değil, seçim sürecine hançer sokuldu

HDP Danışma Kurulu: Hazine yardımına bloke hukuki değil, seçim sürecine hançer sokuldu
HDP Danışma Kurulu, kapatma davası ve hazine yardımı hesabının bloke edilmesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Bloke kararının kapatma davasında yargılama öncesinde verilmesine tepki gösterildi, "Adeta seçim sürecine hançer sokuldu" denildi.

Artı Gerçek - HDP'nin kapatılmasına ilişkin dava sürerken, partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebiyle tedbiren bloke konulmasına HDP Danışma Kurulu'ndan tepki geldi.

Blokeye dair Anayasa Mahkemesi kararının hukuki dayanaktan yoksun bir karar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ayşe Erzan, "Yalnız milyonlarca seçmenin vergileriyle ve iradeleriyle HDP’nin demokratik siyaset yapması için verilen yardım engellememiş, adil, demokratik ve eşit koşullarda yapılması gereken seçim sürecine de adeta hançer sokulmuştur" dedi.

'SEÇMEN İRADESİNİN GASBEDİLMESİDİR'

HDP Danışma Kurulu'nun Taksim Hill Otel'de düzenlediği basın toplantısında konuşan Erzan, "Ülkemizin geleceğini belirleyecek bir seçim sürecine girdiğimiz günlerde milyonlarca seçmenin iradesini temsil eden, meclisin üçüncü büyük partisi Halkların Demokratik Partisi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası sürerken, Hazine yardımının AYM kararıyla bloke edilmesi, yalnız milyonlarca seçmenin vergileriyle ve iradeleriyle HDP’nin demokratik siyaset yapması için verilen yardım engellememiş, adil, demokratik ve eşit koşullarda yapılması gereken seçim sürecine de adeta hançer sokulmuştur" ifadelerini kullandı.

Erzan, AYM kararının kamuoyuna "geçici” bir “tedbir” gibi sunulduğunu ancak Anayasa’da ve kanunlarda böyle bir tedbirin yeri olmadığını dile getirerek şöyle devam etti:

"Aksine, hukukla bağdaşmayan bu karar son ve kesin hükmün sonucu olan yaptırımı, peşinen bir tedbir diye uygulamaktadır. Karar, baştan itibaren siyasi etki altında yürüyen bu yargılama sürecinde, yine siyasi etki altında verilmiştir. Hukukla ve adaletle ilgisi bulunmamaktadır. Karar, doğrudan doğruya HDP’nin seçim süreçlerindeki varlığını ve etkililiğini sınırlamayı amaçlayan bir siyasi girişim niteliğindedir."

'YARGILAMA SONUCUNDA VERİLEBİLECEK BİR KARAR'

Erzan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HDP'nin kapatılması için dava açtığını hatırlatarak, şunları ekledi:

"Başsavcı’nın sunduğu ilk iddianame, bir iddianamede aranan gerekli unsurlardan yoksun olduğu için AYM tarafından reddedilmiş, bunun üzerine Başsavcılık yeni bir iddianame hazırlamak zorunda kalmıştır. Yine Başsavcılık, dava sürecinde, HDP’nin hazine yardımı hesaplarının bloke edilmesini talep etmiş ama bu talep AYM tarafından, tıpkı ilk iddianamede olduğu gibi, reddedilmiştir. Bunun üzerine Başsavcılık, 19 Aralık 2022 tarihinde yeniden aynı talepte bulunmuş, AYM de bu defa talebi kabul ederek HDP’nin hazine yardımı hesaplarının bloke edilmesini kararlaştırmıştır. Anayasa’nın 69. maddesine göre, bir siyasi partinin 'hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılması' kararı, yargılanma sonucunda verilebilecek bir karardır.

Bir diğer deyişle, Hazine yardımından mahrum bırakılma bir yaptırımdır, yargılama süreci sonunda karar verilmesi gereken yaptırımın yargılama devam ederken tedbir olarak uygulanması hukukla bağdaşmaz.

Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 52. maddesine göre, siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davalar, “Ceza Muhakemesi Kanunu”nun “davanın mahiyetine uygun hükümleri uygulanmak suretiyle” sonuçlandırılır. Oysa CMK’da böyle bir 'tedbir' den söz edilmemektedir."

Erzan konuşmasına şu sözlerle sürdürdü:

"CMK’nin 'arama ve el koyma' başlıklı dördüncü bölümünde, 128. Maddede düzenlenen “Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma” başlıklı hususun burada işletilebileceği, bu blokaj kararının verilmesinde göz önüne alınıp alınmadığını bilmiyoruz. Bununla birlikte, CMK’daki düzenleme, suç işlenmesi sonucunda elde edilmiş olan varlıklara el konulmasından söz etmektedir. HDP’nin “hazine yardımı” alması, yasal dayanağı olmanın ötesinde, HDP’yi Türkiye siyasetinin en güçlü üçüncü partisi yapacak ölçüde kararlı bir irade ortaya koyan milyonlarca seçmenin tercihine dayanmaktadır.

Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 52. maddesine göre, kapatma veya “Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin üçte iki çoğunluğu ile karar” verilebilir. AYM kararı, 15 kişilik heyet tarafından üçte ikiden az (eksik) oy çokluğu ile verilmiştir. Bu yönüyle hukuk dışıdır.

'KARAR SEÇİMLERE DOĞRUDAN BİR MÜDAHALEDİR'

HDP’nin yargılama süreci artık son evresine gelmektedir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 10 Ocak 2023’de de AYM önünde sözlü olarak açıklamalarda bulunmuştur. Bundan sonra, HDP kararının verileceği ve açıklanacağı gün belirlenecektir. Yılbaşından bu yana, 18 Haziran gününe tarihlenmiş olan seçimlerin daha erken bir tarihe alınması, özellikle iktidar ortakları tarafından konuşulur hâle gelmiştir. HDP ile ilgili kararın seçimlerden hemen önce “kapatma kararı” olarak verilmesi, seçimlere doğrudan doğruya etki yapacaktır.

Blokaj kararına evet oyu veren yargıçlar, HDP’nin yargılama süreciyle ilgili olarak aslında bir “İhsası rey”de bulunmuş durumdadırlar. Ancak sayı, kapatma kararı için yetmemektedir. Buna rağmen, böyle hukuksuz bir blokaj kararının verilebilmiş olması, HDP’nin seçim sürecindeki etkililiğini sınırlandırmaya yönelik bir siyasî tavır niteliğine bürünmektedir. Nitekim, kapatma davasının açılması ve yürütülmesi sürecinde, AYM’ye iktidar tarafından gelen saldırgan tutum ve tehditler, kapatmaya yönelik olarak, atma davasının tümüyle siyasî saiklerle yürütülmekte olduğunun işaretleridir."

Öne Çıkanlar