Sancar: HDP kurumsal varlığını devam ettirecek şekilde birikimini Yeşil Sol’a aktarmanın yöntemlerini tartışacak

Sancar: HDP kurumsal varlığını devam ettirecek şekilde birikimini Yeşil Sol’a aktarmanın yöntemlerini tartışacak
HDP PM, Ankara’da olağanüstü kongre gündemiyle toplandı. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin PM toplantısında açıklama yaptı. Sancar: HDP kurumsal varlığını devam ettirecek şekilde birikimini Yeşil Sol’a aktarmanın yöntemlerini tartışacak.

Artı Gerçek - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM), Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar başkanlığında partinin Ankara’daki genel merkezinde olağanüstü kongre gündemiyle toplandı.

HDP Genel Merkezi’nde gerçekleşen toplantının gündeminde iki başlık yer alıyor. Toplantıda HDP’nin olağanüstü kongre tarihi belirlenecek ve PM, MYK’ya kongre için yetki verecek. HDP’nin kongre tarihi ise ağustos ayının son haftası olacağı belirtiliyor. HDP'nin yeni eş genel başkanlarının bu kongrede belirlenmesi bekleniyor. Bu kapsamda HDP kongrede, yetkilerini Yeşiller ve Sol Gelecek Parti’ye (Yeşil Sol Parti) devredecek. Yeşil Sol Parti'nin yeni dönem eş sözcüleri ise Yeşil Sol'un kendi kongresinde belirlenecek.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, toplantının açılışında konuştu. Sancar, seçim sonrası yapılan eleştiri- özeleştiri sürecine değinerek, PM’nin tarihi bir toplantı gerçekleştireceğini söyledi. Sancar, "HDP kurumsal varlığını devam ettirecek şekilde birikimini Yeşil Sol’a aktarmanın yöntemlerini tartışacak. PM bu açıdan gerçekten tarihi bir toplantı gerçekleştirmektedir" dedi.

Sancar, şunları söyledi:

“Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Tarihsel bir dönemeçte PM’mizi topluyoruz ve bu PM yine tarihsel önemde kararlar almak üzere tartışmalar yürütecektir. Seçimlerden sonra halkımıza söz verdiğimiz gibi değerlendirme, muhasebe, eleştiri-özeleştiri sürecini elimizden gelen en yaygın biçimiyle yürütmeye çalıştık. Bu süreç devam etmektedir. Bunun sonunda konferanslar, kongreler toplanacaktır. Kongreler diyorum çünkü hem HDP’nin hem de yeşil sol partinin kongreleri de gündemimizdedir. Bizler bir yandan bu çalışmaları seçim sonrası değerlendirme faaliyetlerini sürdürürken öte yandan ülke gündeminin bütün sorunlarıyla ilgilenmeye bütün mücadele alanlarında var olmaya gayret ettik. Seçimlerden sonra ülkenin yangın yerine dönüşeceği, yangının daha da artacağı çöküşün yaygınlaşacağı uyarısını yapmıştık ve çağrıları zamanında yine halkla kamuoyu ile seçmenle paylaşmıştık.

Nitekim seçim sonrası yaşadığımız bütün olaylar bu öngörülerimizin ne kadar doğru olduğu ortaya koydu. Yaşadığımız bütün olaylar, bu öngörülerimizin ne kadar doğru olduğunu ortaya koydu. Ekonomi bir büyük buhranın içinde bu ekonomideki durumu kriz diye geçiştirmek sadece sanki bundan herkes aynı şekilde etkileniyormuş gibi bir yanılsama yaratmaya yöneliktir. Oysa ortada bir çöküş var ve bu çöküşün altında kalan büyük halk kesimleridir ekeçilerdir yoksullardır halkın yüzde 95’idir. Bir avuç sermayedarın varlığına daha fazla varlık kattığı servetini büyüttüğü bir süreçten ülkenin ve halkın tümünün aynı şekilde etkilendiğini iddia etmek halkla alay etmektir. Enflasyon oranları ortada. Kira artışları ortada. Gıda sorunu ortada. İnsanlar barınamıyor. Beslenemiyor ve hayatlarını asgari insani şartlara göre yürütemiyor. Emek sömürüsü aldı başını gidiyor. İlkel birikim anlayışıyla bir kapitalist düzen işletiliyor. Yani yağmacı bir düzenin bütün unsurları tek tek hayata geçiriliyor. Her alanda hayata geçiriliyor. Yağmacılık emek sömürüsünde zaten zirve yapıyor ama aynı zamanda doğanın bu ilkel birikim modeline göre talanı da bu iktidarın son sürat yürüttüğü bir politikadır.

‘SADECE EKONOMİ ALANINDA DEĞİL ADALET ALANINDA DA AYNI TALANCILIK DEVAM EDİYOR’

Örnekler canlı, bir yandan Akbselen’de orman kıyımı öte yandan Cudi’de ormanların yok edilmesi öte yandan Dikmece köyünde acele kamulaştırma ile doğa varlıklarının zeytinliklerin talanı. Bütün bunların amacı yağmacı ranta dayalı soyguncu bu ilkel birikim modelini sürdürmektedir. Sadece ekonomi alanında değil adalet alanında da aynı talancılık devam ediyor.

‘IŞİD’E KARŞI DİRENİŞİN HESABI SORULMAK İSTENİYOR’

Kobani kumpas davası hiçbir kural tanıma kaygısı güdülmeden yürütülüyor. Orada yargılanan arkadaşlarımıza isnat edilen suçlamalara bakıldığında hiç de amacın hukuksal bir süreç yürütmek olmadığını açıkça görebilirsiniz. IŞİD zihniyetinin ve yenilgisinin intikamı bu dava ile alınmak isteniyor. IŞİD’e karşı direnişin hesabı sorulmak isteniyor. O dönem IŞİD’in bölgede yayılmasını durduran direniş öte yandan demokratik siyaset alanında yeni dönemin barış huzur, demokrasi ve özgürlük temelinde kurulması temelindeki çabalar suçlanıyor.

‘KUMPASLARI BOŞA ÇIKARMANIN MÜCADELESİNİ DURMADAN YILMADAN SÜRDÜRÜYORUZ’

Partimize, yoldaşlarımıza yöneltilen suçlamalara baktığınızda bunu görebilirsiniz. Hiçbir temeli yok tarihte rastladığımız skandal davalardan daha beter hukuksuzluk pervasızca yürütülüyor. Ama orada sanık sandalyesine oturtulan arkadaşlarımız bütün bu gerçekleri hiçbir geri adım atmadan en ufak bir tereddüt göstermeden dile getirmeye de devam ediyorlar. Bizlerde burada bu oyunları bu kumpasları boşa çıkarmanın mücadelesini durmadan yılmadan sürdürüyoruz. Sürdürmeye de kararlıyız. Bütün imkanlarıyla iktidar Kobani kumpas davasına yükleniyor. En son diyanet işleri başkanlığın devreye soktu. Müdahillik dilekçesi adı altında neredeyse IŞİD zihniyetinin bir devamı olacak bir ifadeler bütününü mahkemeye sunuyorlar. Bu saldırıları ideolojik ve politik düzeyde bu dava üzerinden yürütüyor bu iktidar.

‘AÇIK BİR HUKUKSUZLUK BİR DESPOTİK YÖNETİM SÖZ KONUDUR’

Aynı hukuksuzluğu anayasa mahkemesinin kararlarını yok sayma cüretkarlığını Cumartesi Annelerinin haklı meşru direnişine karşı gösterilen uygulamalarda da görüyoruz. Cumartesi anneleri AYM kararına rağmen her hafta cumartesi günü haklarını kullanmak üzere toplandıklarında polis tarafından engelleniyorlar gözaltına alınıyorlar. Halkın temsilcilerine bile toplanma imkanı tanımayan açık bir hukuksuzluk bir despotik yönetim söz konudur. Bütün alanlarda devam eden adaletsiz yağmacı, talancı savaşa dayalı düzen bir yandan da toplumu teslim almaya çalışıyorlar.

Seçimlerinden sonra mağlubiyet duygusunu hezimet algısına dönüştürmek için toplumsal muhalefet saflarına yönelik propagandayı ve çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor bu iktidar. Amaç, toplumu, muhalefeti, toplumsal muhalif güçleri yeni adil özgür bir yaşam isteyen çevreleri çaresizlik duygusuna sürüklüyor. Bütün toplumsal değişim özgürlük ve adalet taleplerinin teslimiyetle sonuçlanmasını hedefliyor.

‘BİZLER BU TUZAKLARIN VE OPERASYONLARI FARKINDAYIZ’

Evet topluma bir mağlubiyet ve hezimet duygusu yerleştirmeye çalışıyorlar. Bunun ötesine geçerek çaresizliği yerleştirmeye çalışıyorlar. Son adım olarak da teslimiyet tuzağına bütün toplumsal muhalefete güçlerini düşürmek istiyorlar. Bizler bu tuzakların ve operasyonları farkındayız. Kendi değerlendirme süreçlerini yürütürken Akbelen’den Cudi’ye emekçilerin grevlerinden Cumartesi Annelerinin adalet mücadelesine kadar her yerde var olmak için bütün gücümüzle çalışıyoruz.

‘UMUT MÜCADELEDEN DOĞAR’

Değerli arkadaşlar bizler buradayız. Bizlerin yürüttüğü değerlendirme muhasebe eleştiri özeleştiri süreci bütün bu adaletsizliklere karşı daha güçlü bir şekilde toplumsal muhalefetin öncülüğünü üstlenecek bir güç birikimini ileriye taşımak. Hiç kimsenin bu konuda en ufak bir karamsarlığa kapılmaya hakkı yok. Umutsuzluk ise asla ve asla buralarda yer bulmamalı. Tam tersine umut mücadeleden doğar. Mücadele inançtan beslenir. Biz hedeflerimize ilkelerimize inanıyoruz. Onun için mücadelemizi sürdürüyoruz. Mücadele büyüdükçe, bu umut hem kendi saflarımızda hem de toplumda değişim bekleyen bütün çoğunlukta karşılığını mutlaka bulacak ve büyüyecektir.

‘KAPATMA DAVASI HDP’Yİ VE DEMOKRATİK SİYASETİ TASFİYE ETMENİN BİR ARACIYDI’

Biliyorsunuz seçim süreci HDP’ye yönelik her türlü kuşatmanın yürütüldüğü bir oyunlar ve operasyonlar bütünü olarak gerçekleşti. Kapatma davası HDP’yi ve demokratik siyaseti tasfiye etmenin bir aracıydı, bir hamlesiydi aynı zamanda seçimlerde halkı seçeneksiz bırakma planlarının bir parçasıydı, Bizler HDP’yi savunacağız diye yola çıktık kapatma davasının arkasından. HDP’yi yaşatacağız dedik. Bunun içi hukuksal toplumsal ve siyasal mücadelemizi sürdüreceğiz dedik ve öyle yaptık. Ama halkı seçimlerde seçeneksiz bırakmamak iktidarın oyunlarını boşa çıkarmak da bizlerin tarihsel bir göreviydi. O nedenle kapatma ihtimaline karşı bileşenimiz olan Yeşil Sol Parti seçimlere hazırlandı ve bizler de Yeşil Sol Parti çatısı altında seçimlere girdik. Seçimlerde istediğimiz sonuçları alamazsak da buradayız parlamentoda 3’üncü büyük partiyiz. Bütün engellemelere hilelere ve manipülasyonlara rağmen bir güç olarak büyüme imkanlarını halkımız bizlerden esirgemedi. O nedenle halkımıza minnettarız halkımıza şükranlarımızı iletiyoruz.

‘HDP FİKRİYATI VE SİYASİ BİRİKİMİDİR, MÜCADELE TECRÜBESİDİR’

Hem verdiği destek için hem de bizlere yaptığı uyarılar için halkımıza minnettarız derin bir sağduyu orada kendisini göstermiştir. Adresin ne olduğu konusunda bir tereddüt yoktur umudun ve değişimin adresi burasıdır, HDP fikriyatı ve siyasi birikimidir, mücadele tecrübesidir. Şimdi bizler bunu yeni yapılanma ile birlikte en yüksek noktaya çıkarma sorumluluğu ve görevi ile karşı karşıyayız. HDP bu ülkenin umudunu oluşturan fikriyatın sembolüdür.

HDP kendisinden önceki mücadele tecrübesini devralmış bir büyük bedeller ve inançlar kümesidir. HDP aynı zamanda siyasi birikimi geleceği aydınlık bir ülke yaratma amacıyla taşıyacak temel aktördür. Fikriyatı tecrübesi ve birikimiyle aydınlığa çıkacak yaratacak olan adrestir. Seçime girmedik, seçime iktidarın oyunlarını boşa çıkarmak bu rejimin tuzaklarına düşmemek için başka bir yöntemle girdik. Şimdi HDP olarak bizler varlığımızı koruyacağız ama birikimimizi aktardığımız Yeşil Sol Parti’yi hem toplumsal mücadelenin bütün alanlarında hem de parlamentoda en etkili güç haline getirmek için elimizden gelen bütün çabaları harcayacağız.

‘ANA GÜNDEMİMİZ HDP’NİN OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARI OLACAK’

Biz bu fikriyatı bizden önceki partilerden ve mücadeleden aldık. Bu birikimi geçmişin bedellerle yüklü güçlü mücadelesinden aldık. Şimdi bunu Yeşil Sol Parti’de devam ettirecek yöntemleri de hep birlikte tartışacağız. Ana gündemimiz HDP’nin olağanüstü kongre kararı alması olacaktır. Bunu sizlerle tartışacağız. Olağanüstü kongremizi toplayacağız. Daha doğrusu toplamayı tartışacağız. PM’nin kararı burada belirleyici olacaktır. Bu tartışmalardan sonra HDP kurumsal varlığını devam ettirecek şekilde birikimini Yeşil Sol’a aktarmanın yöntemlerini tartışacak. PM bu açıdan gerçekten tarihi bir toplantı gerçekleştirmektedir. Ve çok önemli bir görev ve sorumlulukla karşı karşıyadır. Bütün bunları saydığım gündemleri en soğuk kanlı tecrübeye dayalı ve sonuç alıcı bir biçimde masaya yatıracağız. Hep birlikte tartışacağız. Hedefimiz mücadeleyi büytümek topluma dayatılan çaresizlik ve teslimiyet seçeneklerini boşa çıkaracak yöntemler geliştirmek ve mücadeleyi büyütmektir.

‘HEDEFLER ÇERÇEVESİNDE YÖNTEMLERİ VE PLANLAMAMIZI DEĞERLENDİRECEĞİZ’

Mücadelenin kurumsal adresi değil, ruhunun birikimin yaşadığı yer önemlidir. Yeter ki bu ruhu bu fikriyatı bu birikimi hakkıyla hayata geçirmektir. Bunu yapacağımızdan şüphemiz yok.

Bu toplantıda bu gündemi tartışacağız bu hedefler çerçevesinde yöntemleri ve planlamamızı değerlendireceğiz, kararlarımızı alacağız en güçlü şekilde yolumuza devam edeceğiz. Bu toplantının başarılı geçeceğine inancım tamdır. Geleceğin umut ve özgürlük üzerine kurulması için bizi bekleyen bütün ezilenler, Kürt halkının özgürlük mücadelesi, doğa savunucularının ekoloji çevrelerinin doğayı ve yaşamı savunma mücadelesi, kadınların eşitlik özgürlük ve hak mücadelesi, gençlerin aydınlık bir gelecekte yaşama mücadelesi, bütün bunlar bizleri davet ediyor. Emekçiler bizleri davet ediyor. Mücadele bizleri davet ediyor. Çaresizlik ve teslimiyeti boşa çıkaracak öncülere bir davettir. Biz bu daveti kabul ediyoruz, Bu davet başımız gözümüz üstünedir. Bu davetin gereklerini yerine getirecek kararları buradan alacağımızı halkımıza duyurmak istiyorum. Bu PM bu davetin gereklerini yerine getirecek kararları enine boyuna tartışmaların sonucunda alacaktır. Her alanda mücadele daveti büyüyor. Bu davetin yöneldiği adreste bizleriz. Bizler bu davetin hakkını yerine getirmekle sorumluyuz. Yolumuz açık olsun hepimize başarılar diliyorum. Başarılı ve verimli bir toplantı yapacağımıza inancımla hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”(HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar