HDP’den yargıya ‘çifte standart’ tepkisi
HDP’ye göre sosyal medya paylaşımları davalarında yargı muhaliflere ön yargılı davranırken AKP’lileri kayırıyor.
Sosyal medya paylaşımları nedeniyle sanatçı Ferhat Tunç ile Siirt İl Genel Meclisi Üyesi İdris İlhan’a dönük yargının tutumunu eleştiren HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, yazılı bir açıklama ile yaşananlara tepki gösterdi. AKP’li İbrahim Halil Yıldız’ın yakınlarının Şenyaşar ailesine yönelik tehditlerinde sosyal medya platformlarındaki paylaşımların delil olarak değerlendirmediğini hatırlatan Başaran, yargı kurumlarının muhaliflere ön yargılı davrandığını söyledi. Yargıdaki çifte standartın kabul edilemez olduğu belirten Başaran, "Yargı kararları her geçen gün daha tutarsız, hukuksuz ve standartsız bir hale geliyor. Özellikle sosyal medya paylaşımları ile ilgili alınan kararlar, uluslararası alanda ders kitaplarına olumsuz örnekler olarak konu edilecek özellikler taşıyor" dedi.
"YAŞANANLAR YARGININ İÇİNE DÜŞTÜĞÜ İÇLER ACISI DURUMU GÖSTERİYOR"
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran imzasıyla yayınlanan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Sanatçı Ferhat Tunç, yaptığı bir sosyal medya paylaşımından ötürü 1 yıl 11 ay ceza aldı. İçerik değil muhalif olması adeta ceza alması için yeterli sebep sayıldı.
Siirt’te ise sosyal medya paylaşımında ‘Dolar çıktığı için batmıyoruz, battığımız için dolar yükseliyor. Dolar 7.15’ yazan İl Genel Meclis üyesi İdris İlhan ‘Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet ettiği’ gerekçesiyle tutuklandı. Çünkü İlhan da iktidarın duymak istemediği kriz ortamına değindi.
Urfa’nın Suruç ilçesinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın akrabaları tarafından ailesinden 3 akrabası öldürülen Osman Şenyaşar, Yıldız ailesinin bir ferdi tarafından sosyal medya üzerinden ölümle tehdit edildi. Ama savcılık yapılan suç duyurusunu, ‘facebook, twitter, yahoo ve google gibi yurtdışı kuruluşları kesin delil sayılamaz’ diyerek reddetti.
Savcılığın deyimiyle bu ‘yurtdışı kuruluşları’nda yapılan paylaşımları nedeniyle binlerce kişi gözaltına alınıyor, yargılanıyor, tutuklanıyor. Çünkü onlar iktidara muhalif. Hukukta çifte standart, hukuksuzluk, adaletsizlik, Anayasa’nın 90. Maddesine aykırılık vb. birçok söz ve tanımlama ile bu durum anlatılabilir. Ancak bunlar bile yaşananlar karşısında masum sözler kalır.
Konu çok açık bir şekilde yargının tam anlamıyla iktidara bağımlı, iktidar taraflısı olmasıyla ilgilidir. Muhalefet eden, AKP’nin yaptıklarından memnun olmayıp bunu dile getiren, düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanan her yurttaş iktidarın güdümündeki yargının sopası ve tehdidi ile karşı karşıyadır.
Ferhat Tunç hakkında verilen ceza da aynı zihniyetle oluşturulmuştur. Muhalif sanatçı kimliği ile bilinen ve tanınan, siyasi tercihlerini dile getirmekten bir an bile geri durmayan bir kişiye uygun görülen, onun ifade ve düşünce özgürlüğünü kullanmasını engellemektir.
Bu örnekler yargının içine düştüğü içler acısı durumu gösteriyor. Bugün Türkiye’de bağımsız ve tarafsız yargı yerine, iktidarın hukuk komisyonu gibi çalışan kurumlar ikame edilmiştir. Bu duruma karşı hukukun üstünlüğünü, evrensel demokratik hukuk ilkelerini savunma mücadelesini sürdürmek en asgari görevlerden biridir ve bizler de bunu yapmakta kararlıyız.
Daha önceki dönemlerin örneklerinden de biliyoruz ki, bugün yargı kurumlarını ve hukuku kendi iktidar aracı haline getirenler, yarın ‘bağımsız ve tarafsız yargı istiyoruz’ cümlelerini kurmak durumunda kalacaklardır." (HABER MERKEZİ)
