'İktidar ülkeyi yönetmekten uzaklaşmış hatta vazgeçmiş görünmektedir'

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Ankara 1. Olağan Kongresinde konuştu.

'İktidar ülkeyi yönetmekten uzaklaşmış hatta vazgeçmiş görünmektedir'

Ankara 1. Olağan Kongresinde konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "3Y ile mücadele edeceğiz diye yola çıktınız. Geçtik 3Y’yi. Sorsak sayamazsınız artık. 3Y’yi geride bırakacak dev bir Y icat ettiniz. Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar sizin bu dev ve en tehlikeli Yeni Y’niz karşısında masum kalmaya başladı. Şimdi sadece büyük ve yeni bir Y’niz var: Yalan, Yalan, Yalan" dedi.

Ülkedeki demokrasi krizinin her geçen gün biraz daha derinleştiğini belirten Davutoğlu, "İktidar ülkeyi yönetmekten uzaklaşmış hatta vazgeçmiş görünmektedir. Biz açıkçası ülkeyi yönetme sorumluluklarının farkında olup olmadıklarını da bilmiyoruz artık. Bir ülkede enflasyon, faiz, işsizlik çift hanelerde olup da bu denli sorumsuz bir iktidar olabilir mi? Kendilerine göre bir sanal dünya kurmuşlar, içinde yaşıyorlar. Yalan söylemekten, söyledikleri yalanlara yeni yalanlar eklemekten zerre hicap duymuyorlar" ifadelerini kullandı.

Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

‘İKTİDAR DÜNYASINDA ADALET KRİZİ YOK’

Hangi başlığı ele alırsanız alın, ilgili sorundan sorumlu olduğunu düşündüğünüz kişi, makam ve kurum ortalıkta görünmüyor. Bir kere bu müstafi iktidarın yerine her işin altından çıkan bir dış mihrak var. Biz muhalefet olarak ne yapıyoruz? Bu koalisyon iktidarına muhalefet ediyoruz yanlışlarını söylüyoruz. Peki bu iktidar, sorumluluk makamında olanlar ne yapıyor? Bu koalisyon iktidarı da "dış mihrak" diye bir güce muhalefet ediyor.
Hiçbir uyarımıza, eleştirimize, çözüm önerimize bu iktidardan muhatap bulamıyoruz. Ne söylersek dış mihrakı işaret ediyorlar. Zaten yakında "biz ne yapalım, bizim bir günahımız yok, bu dış mihrak ekonomiyi, sağlığı, eğitimi berbat etti, biz ne yapalım" diyecekler. Hal bu olunca iktidarın keyfi yerinde. İktidar dünyasında demokrasi krizi yok. İktidar dünyasında ekonomi krizi yok. İktidar dünyasında adalet krizi yok. İktidar gündeminde millet de yok milletin derdi de.

‘YALAN, YALAN, YALAN…’

Kıymetli Ankaralılar, Sizler ülkemizin başkentinin mukimlerisiniz. Milletimiz başkentini size, Ankaralılara güvenerek emanet etmiş. Siz bu aziz başkentte sorumluluk alan, sorunları gören, çözüm üretebilen bir hükümet görüyor musunuz? Hissediyor musunuz? İşte bakın kardeşlerim, Son birkaç haftayı şöyle gözlerinizin önüne getirin. Şu ekonomimizi nasıl batırdıklarına bir bakın. Şimdi iktidar sahiplerine sesleniyorum. 3Y ile mücadele edeceğiz diye yola çıktınız. Geçtik 3Y’yi. Sorsak sayamazsınız artık. 3Y’yi geride bırakacak dev bir Y icat ettiniz. Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar sizin bu dev ve en tehlikeli Yeni Y’niz karşısında masum kalmaya başladı. Şimdi sadece büyük ve yeni bir Y’niz var: Yalan, Yalan, Yalan.

Ekonomi bakanı veri açıklar, yalan. Sağlık bakanı konuşur, yalan. Milli Eğitim Bakanı konuşur, yalan. Erdoğan gider 300 fabrika açar. Hem sanal hem yalan. Allah millete yardım etsin; 2023 kişi başına gelir hedefi olarak kendisine 13 yıl önceki hedefi koyan bir iktidar var. Evet yanlış duymadınız; geçen hafta ekonomi dahisinin açıkladığı Yeni Ekonomi Programının en büyük hedefi 13 yıl öncenin kişi başına milli gelir düzeyini yakalamak. Alın size şahlanan ekonomi. Alın size tam teşekküllü palavra. Alın size koskoca bir BİZ BATIRDIK itirafı.

Programın elbette yenilikleri var. Öncelikle, şimdilik "Rekabetçi kur", "Dış mihraklar", "Operasyon" ve "Saldırı" gibi kavramlar buharlaşmış. Bir anda unutuverdi bunları. Yeni kavramlar icat etmişler. "Yeni dengelenme", "Stratejik reform", "Yenilikçi yüksek katma değer", "Hızlı ilişki, müthiş dönüşüm" gibi uyduruk kavramlar icat etmiş. Tebrik ediyoruz. Zaten bir ekonomi sunumunda akla başka kavramlar gelemezdi. Ama en önemli tespiti şu: "dolara hiç bakmıyorum, umursamıyorum". Aslında yeni planın ismi "umursamıyorum" olsaydı çok yerinde olurdu.

‘SEN DOLARA BAKMAYACAKSIN DA BEN Mİ BAKACAĞIM’

Evet bu ekonomi yönetiminin en önemli vasfı hiçbir ekonomik gerçekliği ve milletin hiçbir ekonomik derdini UMURSAMAMASIDIR. DIŞ BORCUN 430 milyar DOLAR…
Kamu Özel İşbirliği Projesi garantisi BORCUN 154 milyar DOLAR… Merkez Bankası DÖVİZ AÇIĞI 45 milyar DOLAR… Ve bu ülkenin ekonomi bakanı DOLARI UMURSAMIYORMUŞ. Ya sen umursamayacaksın da ben mi umursayacağım, ya da senin yanlış politikları yüzünden evine aş ekmek götüremeyen ve ayda 300 dolar –yani günde 10 dolar- asgari üretle geçinmeye çalışan dar gelirli mi umursayacak? Sen dolara bakmayacaksın da ben mi bakacağım! Allah millete ve bize yardımcı olsun.

Kendisi Yeni Ekonomi Programını sunmaya başladığında, programdaki doların 2020 hedefleri daha o konuşurken tutturuldu. Konuşmayı biraz daha uzatsa 2022 dolar kuru hedefini bile yakalayabilirdi. Şimdi ciddi açıklamalardan ders alacaklarını inanmıyorum ama bu vahim tabloya bakan insanımız için tabloya bir göz atalım. Neden ekonomi yönetiminin "ben kura bakmıyorum" deme lüksü yoktur? Bu yılın ilk 8 ayında 102 milyar dolar düzeyinde sanayimizin ihtiyaç duyduğu ithalatımız var. Kur artışı yüzünden 17 milyar TL fazla ödedik. Geçen yılın sonuna göre kur artışıyla 9 ayda net borcumuz 760 milyar TL artmış oldu. Özel sektörün yurt dışından sağladığı sadece kredi borcu 170 milyar dolar. Yani kurda 9 aylık artışın yol açtığı zarar, 730 bin firmanın 2019 yılında gerçekleştirdiği vergi öncesi kârdan yaklaşık 50 milyar TL daha fazla. Kamu kesiminin toplam dış borcu resmi verilere göre 183 milyar dolar.

‘15 TEMMUZ’UN RUHUNA İHANET ETTİLER’

Ülkemizdeki demokrasi krizi her geçen gün biraz daha derinleşiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ülkemizde fiilen ve hukuki olarak demokratik bir düzenin imkânı ortadan kalkmıştır. Bu koalisyon hükümetinin iktidarda kaldığı her gün de daha da gerilere doğru gideceğiz. Bunları içimiz kan ağlayarak dile getiriyoruz.
Yapmayın, etmeyin, yazıktır, günahtır uyarılarımızı zerre kadar ciddiye almadılar. 15 Temmuz alçak darbesini milletimizin püskürtmesiyle; birlik ve beraberlik içerisinde ülkemizi tam demokrasiye, insan onurunu koruyacak bir kişi başına gelire ve refaha ulaştırma şansını yakalamıştık. Bu koalisyon iktidarı ne yaptı? 15 Temmuz’un ruhuna ihanet ettiler.

‘İKİ YILDA ZAMLAR ÇILGINCA YAĞDI’

Demokrasimizi, ekonomimizi ve geleceğimizi karartmayı tercih ettiler. Bu karartmanın ismi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Bu hükümet sistemi var olduğu sürece: Kişi başına gelirimiz hızla azalmaya devam edecektir. İşte bakın iki yılda her bir vatandaşımız 2 bin dolardan fazla fakirleşti. İşsizlik artmaya devam edecektir. İşte bakın iki yılda geniş işsizlik, genç işsizliği yüzde 30’a ulaştı. Hayat pahalılığı artacaktır. İşte bakın iki yılda zamlar çılgınca yağdı. Bakın daha dün, yani Perşembe günü elektriğe bir daha zam geldi. Allah aşkına siz son bir yıl içerisinde iki kez yüzde 15, yüzde 15 zaten zam yapmıştınız. Bu nasıl şahlanan ekonomi.

AYM TEPKİSİ

Bu hükümet sistemi var olduğu sürece demokrasinin en temel kurumları işlemeyecektir. Yeterince bir demokrasi krizi yokmuş gibi koalisyon iktidarının küçük ortağı Anayasa Mahkemesini de lağvedelim diyor. Arada bir kafalarına yatmayan demokratik kararların çıktığı için AYM’ye bile tahammülleri yok. AYM Parlamenter sistemin bir kurumuymuş yeni sisteme uygun bir mahkemeye ihtiyaç varmış.
Yahu AYM bir hükümet sistemi kurumu değil ki bir yargı ve adalet kurumudur. Mesele AYM değil mesele sizin anti-demokratik zihniyetiniz, hukuk tanımaz yaklaşımınız. AYM’yi lağvedip yerine başka bir mahkeme kurmalıymışız. Yahu ne yapacaksınız yenisini.
Ne yapacak yenisi? Bu berbat darbe artığı Anayasa ile ne yapacak? Sayın Erdoğan’dan küçük ortaktan gelen "kapatalım" teklifini duyunca hemen destek açıklamış. Zaten sizin son dönem kapatmaktan başka bildiğiniz ne kaldı. Türkiye’yi içe kapat, üniversite kapat, baro kapat, tabipler birliğini kapat…hazır elimiz alışmışken AYM’yi de kapatalım.

‘SİZ ARTIK TÜRKİYE’YE BİR YÜKSÜNÜZ’

Türkiye’nin bugün ihtiyacı olan şey şu kurumu bu kurumu kapatmak ya da yenisini açmak değildir. Siz neresini düzeltirseniz düzeltin bu ucube Cumhurbaşkanlığı sistemi yürümez. Sizin gibi hiç bir demokratik değeri ve standardı kalmamış bir koalisyon hükümeti bile bu sistemin yürümediğini görebilir. Neresini değiştirirseniz değiştirin bu sistem arıza ve kriz üretecek. Değil AYM’yi bütün mahkemeleri bile kapatsanız bu sistem sizi memnun etmez. Çünkü siz artık Türkiye’ye bir yüksünüz. Çünkü siz millete ağır bir maliyetsiniz.

Bugün ülkemizde tıpkı 28 Şubat yıllarında olduğu gibi iktidarın hoşuna gitmeyecek şeyler söyleyenlerin başına neler geleceği belli değildir. İfade hürriyeti fiilen ortadan kalkmıştır. Basın hürriyeti fiilen ortadan kalkmıştır. Milyonlarca vatandaşın seçme ve seçilme iradesi ortadan kalkmıştır. Adalet artık sosyal medya mahkemesinde, beşinci sınıf kendini hem hâkim hem savcı yerine koyan TV programlarında aranır hale gelmiştir. Bugün adalet, hukuk, özgürlük yerlerde sürünmektedir.

‘BİZ ONLAR ADINA UTANIYORUZ’

İktidar ülkeyi yönetmekten uzaklaşmış hatta vazgeçmiş görünmektedir. Biz açıkçası ülkeyi yönetme sorumluluklarının farkında olup olmadıklarını da bilmiyoruz artık. Bir ülkede enflasyon, faiz, işsizlik çift hanelerde olup da bu denli sorumsuz bir iktidar olabilir mi? Kendilerine göre bir sanal dünya kurmuşlar, içinde yaşıyorlar. Yalan söylemekten, söyledikleri yalanlara yeni yalanlar eklemekten zerre hicap duymuyorlar. Biz onlar adına utanıyoruz ama onlar bir türlü rezil olamıyorlar. En büyük güçlerinin de bu olduğunu düşünüyorlar.

ahmet davutoğlu Gelecek Partisi