‘İsteseniz de istemeseniz de Meclis'ten geçecek’

Erdoğan, kadınların büyük tepkisine yol açan ve ertelenen 'müftülere nikah yetkisi' veren yasa tasarısına ilişkin meydan okudu.

‘İsteseniz de istemeseniz de Meclis'ten geçecek’

HABER MERKEZİ - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TSK'nın İdlib'de olmasına ilişkin, "Bir Astana süreci başlattık. Rusya, Türkiye, İran olarak üçlü bir karara vardık. Nitekim, 'Bir gece ansızın gelebiliriz' dedik. Bu gece Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ÖSO ile İdlib ile ilgili şu anda operasyonunu başlattı. İdlib'te şu anda Halep'ten kaçan, kovulanlar var. Yaşam hakları sona erdirilenler var. Onlar şimdi büyük oranda İdlib'deler. İdlib bize sınır. Dolayısıyla tedbirimizi almak durumundayız. Kimse bize 'Niye bunu böyle yapıyorsunuz?' diyemez. Suriye'ye 911 kilometre sınırı olan biziz. Her an taciz ve tehdit altında olan biziz. Kimse bize 'Niye bunu böyle yaptınız?' diyemez" dedi.

"TÜM ANLAŞMALAR VE TEKAÜTTÜLER YOK SAYILARAK AB'DEKİ SERBEST DOLAŞIM HAKKIMIZI SÜREKLİ ENGELLİYORLAR"

Erdoğan, "Sizlerin de takip ettiği gibi, her gün yeni bir durum, saldırı, taktik bir atakla karşılaşıyoruz. Bu saldırıların bir kısmını bizim dikkatimizi ve enerjimizi bölgemizdeki kritik gelişmelerden uzaklaştırmaya yönelik olarak görüyorum. Türkiye'yi PKK ve FETÖ gibi terör örgütleriyle köşeye sıkıştıramayanlar kendileri sahaya girmeye başladılar. Bunun için tüm anlaşmalar ve tekaüttüler yok sayılarak AB'deki serbest dolaşım hakkımızı sürekli engelliyorlar. Bizleri oyalıyorlar. Göçmenler için yapacakları yardımlar fiilen yapılmıyor. ABD'ye vize başvuruları askıya alınıyor. Ekonomimizle ilgili sürekli olumsuz spekülasyonlar üretiliyor. PKK terör örgütünü tekrar devreye soktular. Saldırı sürecini bölgedeki insanlarımızın feraseti sayesinde başarısızlığa uğrattık" diye konuştu.

"EĞER DÜRÜSTSENİZ YAPIN AÇIKLAMANIZI, BİTİRELİM BU İŞİ. BİZİM SİZE BİR İHTİYACIMIZ YOK"

Erdoğan, "Türkiye siyasi, sosyal, diplomatik, askeri, tüm alanlarda diz çöktüremeyenler yeni bir oyunla karşımıza çıkıyor. Avrupa serbest dolaşım vermedi de dünya başımıza mı yıkıldı? 54 yıl resmi olarak söylüyorum. Hala oyalıyorlar, fakat biz sabrediyoruz. Bu minderden biz değil siz kaçacaksınız. Eğer dürüstseniz yapın açıklamanızı, bitirelim bu işi. Bizim size bir ihtiyacımız yok. Karşılıklı bir ihtiyaç var burada. Türkiye yine yoluna devam ediyor, hiç endişe etmeyin yine yoluna devam edecek. Yaşadığımız bu zor dönemde yanımızda olanları unutmayacağımız gibi sürekli ayağımıza çelme takanları da unutmayacağız" ifadelerini kullandı.

"MÜTTEFİK DEDİĞİMİZ KİMİ DEVLETLERİN ÜLKEMİZE KARŞI SERGİLEDİKLERİ BU İKİ YÜZLÜ TUTUMDAN BİZ ÇOK RAHATSIZIZ"

Türk askerinin İdlib'te olmasına ilişkin Erdoğan şöyle konuştu: "Müttefik dediğimiz kimi devletlerin ülkemize karşı sergiledikleri bu iki yüzlü tutumdan biz çok rahatsızız. Yüz yüze geldiğimizde bize her türlü sözü her türlü teminatı verenlerin arkamızdan oynadıkları oyunların çirkinliği artık gizlenemez saklanamaz hale gelmiştir. Artık bu mızrak bu çuvala sığmıyor. Bunları görüyoruz. Demokrasi dersi verenlerin işlerine gelmediğinde bu kavramlardan ne kadar çabuk vazgeçebildiğini görüyoruz. Dünyada kendilerine terörle mücadelede DEAŞ'ı en büyük hedef olarak gösterenler şu anda DEAŞ'a karşı, PYD, YPG terör örgütleri ile beraber mücadele ediyorlar. 3 bin 300'ü aşkın tır ile Kuzey Suriye'de bir terör örgütü veya devleti oluşturmaya çalışanların niyeti nedir? Biz paramızla silah alamazken onlara parasız silah vermenin hedefi gayesi ne olabilir? Bunların ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz.

TSK, ÖSO İLE İDLİB İLE İLGİLİ ŞU ANDA OPERASYONUNU BAŞLATTI

Bir Astana süreci başlattık. Rusya, Türkiye, İran olarak üçlü bir karara vardık. Nitekim, 'Bir gece ansızın gelebiliriz' dedik. Bu gece Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ÖSO ile İdlib ile ilgili şu anda operasyonunu başlattı.

KİMSE BİZE 'NİYE BUNU BÖYLE YAPIYORSUNUZ?' DİYEMEZ

İdlib'te şu anda Halep'ten kaçan, kovulanlar var. Yaşam hakları sona erdirilenler var. Onlar şimdi büyük oranda İdlib'deler. İdlib bize sınır. Dolayısıyla tedbirimizi almak durumundayız. Kimse bize 'Niye bunu böyle yapıyorsunuz?' diyemez. Suriye'ye 911 kilometre sınırı olan biziz. Her an taciz ve tehdit altında olan biziz. Kimse bize 'Niye bunu böyle yaptınız?' diyemez."

BELEDİYELERDE DEĞİŞİM

Bir kısım arkadaşlarım görevlerine devam ediyor. Değişim ihtiyacı olan yerlerde bugüne kadar hizmet etmiş arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bizim bu kardeşlerimizle, yollarımızı kaybettik diye bir şey kesinlikle anlaşılmamalı. Biz buna sıradan, diğer partiler gibi bakmayacağız. Davada olay zaman zaman makam mevki değişikliğini gerektirebilir. Bundan dolayı da kimse üzülmemeli. Kime ne zaman hangi mevkide görev düşeceği belli olmaz. Belediyelerde de şimdiden bir takım düzenlemeler yapmaya başladık. Kritik gördüğümüz bir takım yerlerde mevcut isimlerin çekilmesi konusundaki kararımızı adım adım hayata geçiriyoruz.

En anakronik ana muhalefet partisine sahibiz. Tüm kadroları, yabancı devletlerden terör örgütlerine kadar tüm aktörlerin yanındadır. Hemen hesap yapmışlar, "50 milyar zarara girdik krizde" diye. Sözde adalet yürüyüşü yapıyorlar, terör örgütü mensupları ve onlarla beraber olanlarla birlikte. Başımıza adeta, FETÖ'nün şakirti, PKK'nın yoldaşı, AB'nin 5. kolu kesildiler.

Ey Amerika. 400 dönüm arazide böyle bir kişi besliyorsun ondan sonra da belge istiyorsun. Al sana belge. Zaten gönderdiğin bir büyükelçi var ki adeta Amerika'yı yönetiyor. Kendine göre bize bunların belgeleri verilmedi diyor. Bunun belgesini sana Dışişleri Bakanlığı vermez, yargı verir. 4'ünden beri kimse görüşme talebinde bulunmadı. Dünyaya da yalan söylüyorlar. Elbette biz ülkemizde kendini sosyal demokrat hisseden herkese saygı duyduk, duyuyoruz.

"BEN ECEVİT'İN ANLAYIŞINA SATAŞIYORUM"

Bugünkü CHP ile kitaplarda okuduğumuz bazıları arasında irtibat görmüyorum. Diyor ki, "Ecevit'e sataşma". Ben Ecevit'in anlayışına sataşıyorum. Ben bu milletin temsilcilerinin, Amerika'nın başkanının tırabzana oturup kendisinin de el pençe divan durmasını kabul edemiyorum.

"TALİMATI VERDİM, O BELEDİYE BAŞKANINI KONUŞTURMAYACAKSINIZ"

Çanakkale'nin belediye başkanı ciddi bir terbiyesizlik yaptı. Bizim meclis üyemize, bir bayan, hani bunlar kadın hakları savunucusuydu, seçilmiş bir meclis üyesine, "sesini kes", "çık", diyor. Ben de talimatını verdim. Bu belediye başkanını 18 Mart'ta Çanakkale törenlerinde konuşturmayacaksınız. Oradaki düzenlemenin faili hükümettir, validir. Bu seçilmişler için de böyle bir adımı attı. Bunun hesabını verecek.

"SENİN MEMURLARININ LAFINI ANADOLU'DAKİ KIZ DİNLEMEZ"

Erdoğan müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesine ilişkin, "Ben de buradan bununla ilgili açıklama getireyim. Bunlar milleti tanımadıkları gibi kanun da bilmiyorlar. Şu anda nikahları kim kıyıyor. Bir kamu görevlisi olan belediye başkanı veya onun yetki verdiği nikah memuru. Bizim vatandaşlarımızın kahir ekseriyeti, resmi nikah kıydığı zaman onunla yetinmiyor, hocaya gidiyor, kayıt dışı bir nikah da orada kıyıyor. Bu gerçekleri göz önüne almak lazım. "Laikliğe aykırı" diyor. Batıda kilise bu işi yapıyor. Onları da örnek gösterirken bunu kendime zul addediyorum. İsteseniz de istemeseniz de bu Meclis'ten geçecek. Senin memurlarının lafını o Anadolu'daki kız dinlemez ama bir hocaefendinin lafını Anadolu'daki kız da erkek de dinler. Burada illa filanca caminin imamına, müftüye git diye bir şey yok. İstersen bekle belediyeyi, belediye ne zaman tarih verirse o zaman kıydırırsın. Bunlar da nikah üzerinden içlerindeki husumeti ortaya döküyorlar. Buradaki rahatsızlığın tek sebebi nikahı kıyacak kişinin din görevlisi olmasıdır" diye konuştu.

Türkiye Tayyip Erdoğan idlib