Keskin Bayındır'dan AKP'ye çağrı: Çözüm Rojava'nın statüsünün tanınmasından geçer
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Rojava modelinin sahiplenilmesi gerektiğini söyleyerek, AKP’ye, “Rojava modeline düşmanlık etmeyin” çağrısında bulundu. Bayındır, "Çözüm Rojava'nın statüsünün tanınmasından geçer" dedi.
Artı Gerçek - Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin statüsünün tanınması talebiyle Diyarbakır'da “Rojava’ya statü halklara özgürlük” konulu deklarasyon toplantısında metnin okunması ardından siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri konuştu.
İlk olarak konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, bugünün Kobanê’nin kurutuluş yıldönümü olduğunu hatırlatarak, “Bu özel gün Kürt halkına kutlu olsun” dedi. Kürt halkının Kobanê’nin özgürlüğünde olduğu gibi bir başarı elde etmesi gerektiğini belirten Bayındır, “Şiarımız; Rojava’ya statü halklara özgürlük” dedi.
'ROJAVA MODELİ SAHİPLENİLMELİ'
Baas rejiminin yıkılmasından sonra yeni bir Suriye’nin inşa edildiğini belirten Bayındır, ulus devletlerin ve uluslararası kurumların yeni bir sistem kurmaya çalıştığını söyledi. Rojava'nın, Suriye’nin kaderinin tayin edileceğini belirten Bayındır, “Uluslararası devletler dünyada bir arayış içindedir. Bizler biliyoruz ki; özgür bir gelecek, birlikte bir gelecek, bütün halkların, inançların, dillerin birlikte yaşayacağı model Rojava modelidir. Bu nedenle diyoruz ki; kesinlikle Rojava modeli, Rojava statüsü sahiplenilmeli. Bu model Suriye’yi kurtaracaktır. Bir din, bir dil artık orada tutmaz. 13 yıldır bütün zorluklara rağmen Rojava modeli bütün dünyaya model olmuştur. Bunun savunulması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun bütün Ortadoğu’nun tamamında uygulanması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
‘ROJAVA MODELİNE DÜŞMANLIK ETMEYİN’
20 gündür Tişrîn’de toprağını, statüsünü savunan sivillerin bombalandığını belirten Bayındır, bununla bu direnişinin kırılmaya çalışıldığını söyledi. Türkiye’nin Rojava modeli ve Rojava’nın statüsüne “düşmanlık etmemesi” çağrısında bulunan Bayındır, “Bu model kimseye tehdit olmadı, bundan sonrada olmayacaktır. Rojava modeli barış ve birlik içinde yaşama modelidir. Bizlerde siyasi parti, kurum ve kuruluşlar olarak Rojava’nın statüsünün tanınması için çalışalım. Rojava’ya dönük saldırıları ve baskıları bir an önce kaldırılmalıdır. Rojava’nın statüsünün tek yolu Kürt sorununun çözümünde geçiyor. Türkiye devleti ve AKP bunu inkar etmemelidir. AKP’ye çağrımızdır; Rojava modeline düşmanlık etmeyin” dedi
‘ÇÖZÜM ROJAVA’NIN STATÜSÜNÜN TANINMASINDAN GEÇER’
Kürt sorununun çözümüne dair yürütülen tartışmalara dikkat çeken Bayındır, “Sayın Öcalan son görüşmede, ‘İçinde geçtiğimiz süreç tarihi bir fırsattır’ dedi. Bu Kürt sorununun çözümü için önemlidir. Biz bu çözüm iradesine, birliktelik iradesine ve Kürt sorununun çözümüne destek vermeliyiz. Kürt sorunu çözümü Rojava’nın statüsünün tanınmasından geçer. Bu ikisi bir biriyle bağlantılıdır. Kürt sorunu bölgesel ve evrenseldir. Bu nedenle bütün yurttaşlarımızın çabası çözüm ve bir araya gelme olmalıdır. Kürt halkı, Rojava halkı üzerinde yok etme, inkar politikaları yürütülüyor. Bu bizler tarafından kabul edilemez. Biz bu yok etme, şiddet politikalarını kabul etmiyoruz. Önümüzdeki günlerde Rojava’nın statüsünün sağlanması ve Suriye’de çözüm için elimizden gelen çalışmayı yapacağız” dedi.
AY: ROJAVA SALDIRILARI KABUL EDİLEMEZ
Demokratik İslam Kongresi (DİK) adına konuşan Mehmet Emin Ay, yaşanan saldırı süreçlerini Kerbala’ya benzetti. Kerbela’nın bir yol olduğunu ifade eden Ay, “Bugün Yezid ve Huseynilerin savaşı Fırat Nehri’nin kenarında sürüyor. Bir tarafta son dönemin Yezidi ile halklar arasında saldırılar var. Bir tarafta da Rojava’da Kürt halkı öncülüğünde halkların inanç ve direnişi var” diye konuştu.
Medine Antlaşması’na atıfta bulunan Ay, “O antlaşmada Hristiyan, Müslüman ve diğer inanç sahiplerinin hepsi birlik içinde, diğerlerini baskı altına almayan antlaşma imzalandı. O antlaşmaya baktığımızda bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de hayata geçen model bu Medine Antlaşması gibidir. Bugün Rojava’da da bütün halklar, inançlar kimlikleriyle ortak bir şekilde yaşıyorlar. Kimsenin bu ezilen halklara umut veren modele saldırmaya hakkı yoktur” dedi.
Saldırıların sonlanması çağrısında bulunan Ay, bu saldırılara karşı IŞİD'in Kobanê’de bertaraf edildiği gibi, bu saldırıları yapanların da bertaraf edileceğini söyledi.
KAYA: KÜRT HALKI SUÇLU DEĞİLDİR
İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkanı Ahmet Kaya ise insanların arkadaşlarının haklarını savunması gerektiğini, kendisine istediğini başkalarına da istemesi gerektiğini ifade etti. Kendisine hak olanının başkasına hak olmaması gerektiğini ifade eden Kaya, “Gelin masa kurun; bakalım kim haklı kim haksızdır. Zor ve zorbalıkla sorunlar çözülmez. Ortadoğu’daki bu saldırılar insanlık dışıdır. İlk isteğimiz; insaniyet için siz hazır mısınız değil misiniz? Hazırsanız bir adım atılmış; Kürt sorununun çözümü için bir görüşme var, gereğini yapın. Kürt halkı suçlu değildir. Suçlu kim bellidir” dedi.
DANIŞ: KÜRTLERİN KARŞISINDA KİMSE DİRENMEZ
Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Başkan Yardımcısı Murat Danış, tarihin hiçbir döneminde Kürtlerin düşmanının aman dilemediğini belirtti. Barışın sadece Türkiye'deki Kürtlerle olmayacağına dikkat çeken Danış, “Burada yaklaşım ne ise Rojava’ya aynı yaklaşım gösterilmek zorundadır. Karşımızdaki ne kadar güçlü bir yapı olursa olsun -ki biz bunun sahte güç yapısı olduğunu düşünüyoruz- gerçek güçlü bir halk çöpten beslenmez. Engelliniz dilenci konumuna düşmüşse, siz güçlü değilsiniz. Siz sadece kamuoyunu yanlış yönlendiriyorsunuz. Bunu Kürtleri öldürerek yapamazsınız. Son yüzyıla baktığımızda, 2 milyon trilyona mal olan, Kürtleri öldüren, diğer yandan ellerinde Kürt kanı olan ulus devlet temsilcilerinin tek tek gittiğini gördük. Şu an yapmamız gereken ulus bilinciyle hareket etmemizdir. Kendi iç barışını sağlayan, kendi ulusal birliğini sağlayan Kürtlerin karşısında kimsenin direneceğine inanmıyoruz. Gün ulusal bilinç ile hareket etme günüdür” diye belirtti.
YEĞEN: BAŞARI ANCAK MÜCADELE İLE OLUR
Emek Partisi (EMEP) MYK üyesi Umut Yeğen ise, “Bugün Rojava’da halkımızın elde ettiği kazanımlarla, dört bir yandan halkımızın verdiği mücadelenin meyvelerini net görmüş durumdayız. Kürt meselesi bugün o kadar tartışılıyorsa, adı konulmamış bile olsa bir süreç ilerliyorsa, bu Kürt emekçi halkının ve demokrasi güçlerinin vermiş olduğu mücadelelerin kazanımı, sonucudur. Bugün Rojava’nın statü kazanması bu memleketteki Kürt emekçisinin özgürlüğü olacaktır. Biz EMEP olarak şunu net söyleyebiliriz; bu süreç, bir yandan kayyımlar atama, gözaltı, tutuklamalar, Rojava’ya saldırılar, statüsünün tanınmasının engellenmesi ile ilerleyemez. Onun için bu ancak mücadele ile olur. İmza yetmez, bunu dört bir yandan Kürt ve Türk emekçisine anlatmamız lazım. Barışın sağlanmasının yegane koşulunun mücadele ile olacağını biliyoruz. Bu yüzden Türk, Kürt emekçilerine bu meseleyi anlatıp bu mücadelenin parçası olması için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. (MA)