Kılıçdaroğlu: Cumhuriyet tarihinde ilk kez çok farklı bir süreci yaşıyoruz
Artı Gerçek-CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Sosyal Demokrasi Vakfı'nın (SODEV) ile Friedrich Ebert Vakfı’nın İstanbul’da bir otelde düzenlediği “Sosyal Demokrasi ve Refah Devleti” paneline konuşmacı olarak katıldı.
Panelde konuşan Kılıçdaroğlu, “Güzel bir ülkede yaşıyoruz ama sorunları çok fazla olan bir ülke ve bu sorunların aşılması için Türkiye’nin mutlaka ama mutlaka güçlü bir sosyal devlet anlayışını hayata geçirmesi gerekiyor. Var olan sorunların çözülmesi ve refah devletine doğru önemli adımların atılması için bir sosyal demokrasi anlayışının Türkiye’de iktidar olması gerekiyor ve biz bunu yapacağız” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE SORUNLARI ÇOK FAZLA OLAN BİR ÜLKE’
ANKA’nın aktardığı haberde Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin mutlaka güçlü bir sosyal devlet anlayışını hayata geçirmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“İsteriz ki, sosyal demokrasi felsefesinin gerektiği ölçüde her insanın mutlu olması, çevremizin güzel olması, doğanın tahrip edilmemesi, dolayısıyla güzel ve sağlıklı bir dünyada hep beraber yaşayalım. Her birimizin ihtiyaçları bir şekliyle kamu tarafından karşılanmış olsun ama kamu bunu karşılıksız değil, biz çalışarak, üreterek, emek harcayarak kamunun bizden aldığı kaynakları kamu toplumu için harcayabilsin.
Sosyal demokrasiyi ve refah devletini beraber düşündüğünüzde, aslında ikisi birbirini tamamlayan kavramlar. Çünkü sosyal demokrasi, önceliği insana veren, eşitlikten söz eden, demokrasiden söz eden, adaletten söz eden kavramlar. Refah devleti ise gelirin hakça bölüşümünü öngören bir kavram. Dolayısıyla sosyal demokrasiyle refah toplumunun, refah devletinin birbirini tamamlayan iki temel kavram olduğunu düşünüyorum.
Elbette ki Türkiye kilit ülke, bulunduğu coğrafya gereği. Önemli bir yerde bulunuyor Türkiye. Güzel bir ülkede yaşıyoruz ama sorunları çok fazla olan bir ülke ve bu sorunların aşılması için Türkiye’nin mutlaka ama mutlaka güçlü bir sosyal devlet anlayışını hayata geçirmesi gerekiyor.”
‘SOSYAL DEMOKRASİ ANLAYIŞININ TÜRKİYE’DE İKTİDAR OLMASI GEREKİYOR’
Kılıçdaroğlu, sosyal demokrasi kaçınılmaz olarak toplumun gündemine geldiğini söyleyerek şunları kaydetti:
“Var olan sorunların çözülmesi ve refah devletine doğru önemli adımların atılması için bir sosyal demokrasi anlayışının Türkiye’de iktidar olması gerekiyor ve biz bunu yapacağız. İnançla, kararlılıkla ve azimle yapacağız. Aslında tarihin bize yüklediği böyle temel bir görev var. Var olan sorunların çözümü için sosyal demokrasi kaçınılmaz olarak toplumun gündemine gelmiş durumda.
Sorunumuz bunu geniş kitlelere aktarma konusunda çaba harcama ve bu çabayı, hep beraber ülkenin geleceği açısından endişe duyan herkesin bir şekliyle kitlelere ulaşıp bunu aktarması gerekiyor. Bu görevi yapabilir miyiz; evet, bu görevi yapacağız. Bu görevi yapmakta kararlıyız ama sadece siyasilerin değil, sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların, meslek kuruluşlarının hep beraber sosyal demokrasiye olan ihtiyacı dillendirmesi gerekir.
Refah devleti dediğimiz aslında gelirin hakça bölüşümü ve gelirin sağlıklı ve dengeli bir şekilde artması demektir. Çünkü refah devletinde kişilerin yaşam standardının yükseltilmesi temel ilke olarak önümüzde duruyor. Almanya’dan ve Türkiye’den perspektifler de var burada. Türkiye’den perspektifler verelim.”
‘DERİN YOKSULLUĞU NASIL GİDEREBİLİRİZ, BUNU TARTIŞIYORUZ’
Alt gelir gruplarından çok dar bir üst gelir grubuna olağanüstü kaynak transferi yaşandığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu şunları vurguladı:
“Gerçekten Türkiye’de böyle bir tablo var mı? Şunu bütün arkadaşlarıma aktarmak isterim. İlk kez Cumhuriyet tarihinde farklı bir süreci yaşıyoruz. Bir daha ifade edeyim. Cumhuriyet tarihinde ilk kez çok farklı bir süreci yaşıyoruz. Nedir yaşadığımız süreç? Yaşadığımız süreç şu, alt gelir gruplarından çok dar bir üst gelir grubuna olağanüstü kaynak transferinin yaşandığı bir süreci yaşıyoruz.
Bu, gelir dağılımını olağanüstü bozuyor. Gelir dağılımı bozulduğu için derin bir yoksullaşma yaşıyoruz. Türkiye’nin temel gündeminden birisi, derin yoksulluğu nasıl giderebiliriz. Gelişmiş ülkeler, refah devletini tartışırken biz derin yoksulluğu nasıl giderebiliriz, bunu tartışıyoruz.”(HABER MERKEZİ)