Kılıçdaroğlu: Kültür Bakanlığı açıkça suç işliyor

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, olağan kongre öncesi MESAM'a kayyım atanmasına tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu: Kültür Bakanlığı açıkça suç işliyor

HABER MERKEZİ - CHP, PM üyesi Yavuz Karan'ın yaşamını yitirmesinden dolayı haftalık grup toplantısını bugün yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında, "Sanatçı özgür olmalı, özgürce düşüncesini dile getirmeli. Sanatın 7 dalını da desteklememiz gerekir. Elbette sanatçının da hakları vardır. Mart ayında olağan kogresini yapacaktı. Kongresini yapmadan Kültür Bakanlığı MESAM'a kayyum atadı" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Saygıdeğer milletvekilleri bugün sıradışı bir grup toplantısı yapıyoruz. PM üyemiz sayın Yavuz Karan hayatını kaybetti. Onu sonsuzluğa uğurladık.

Deniz Selin Üstündağ Avrupa şampiyonu oldu. Kendisini yürekten kutluyoruz.

'DEMOKRASİLERDE MEDYA ÖNEMLİ BİR GÜÇTÜR'

Bütün demokrasilerde medya önemli bir güçtür. Gelişmiş demokrasilerde 4. güç olarak algılanır. Medyanın temel özelliği gücü sürekli halk adına sorgulamaktır. Gücü elinde tutanlar daha sağlıklı karar almak zorunda kalırlar. Bizde bir yaygın medyamız var. Bir de yerel medya var. Yerel medya adeta sahipsiz. Bu medyanın büyük beklentileri var. 3 yıldır Basın İlan Kurumu ilanlarına zam yapılmadı. Geçinemiyorlar. Binlerce kişi çalışıyor yerel medyada, gazetelerde ve televizyonlarda. Ayakta kalmak için olağanüstü çaba harcıyorlar.

Biz yerel medyanın da yaygın medyanın da güçlü olmasını isteriz. Bağımsız olmasını, özgürce yazmasını ve eleştirmesini isteriz. Demokrasiye sahip çıkmak gibi medyaya da sahip çıkmak zorundayız. Baskılara hep birlikte sahip çıkmak zorundayız. İktidarın yaptığı her şeyi alkışlayan bir medya grubunun en çok demokrasiye zarar verdiğini de kimsenin unutmaması gerekir. Demokrasi hepimiz için geçerli bir kuraldır. Düşüncelerimizi özgürce ifade edeceksek, haklarımızı rahatça yargıda arayabileceksek bunun özü demokrasiden geçiyor.

MESAM'A KAYYIM ATANMASI

Demokraside iktidarı yönetenler hukuka uygun davranmak zorundadırlar. MESAM diye bir örgüt var, bir tüzüğü var. Yasal dayanağı var ve kurulur. Sanatı ve sanatçıyı desteklemeyen hiçbir iktidar yoktur dünyada. Darbe dönemleri hariç sanat ve sanatçıya her ortamda önem verilmiştir. Yüceltmek her toplumun ortak amaçlarından birisidir. Sanatçı özgür olmalı, özgürce düşüncesini dile getirmeli. Sanatın 7 dalını da desteklememiz gerekir. Elbette sanatçının da hakları vardır. Mart ayında olağan kogresini yapacaktı. Kongresini yapmadan Kültür Bakanlığı MESAM'a kayyum atadı. Kurala uyarsanız atayabilirsiniz. Verilen görev ve yükümlülüklerin yerine getirilmediği ya da tarifelerin esaslera göre düzenlenmediği durumlarda ben önce bir uyarı yazısını yazarım diyor bakanlık. Ve 30 gün beklerim. Kural yerine gelmemişse 2. bir yazı ile tekrar uyarırım. Yine 30 gün beklerim, kural yerine gelmemişse kayyum atarım diyor. MESAM yönetim kurulu görevden alındı. Telefon ettim, size uyarı yazısı geldi mi? Hiçbir yazı gitmemiş. Yani, kanunu takmıyor. Kültür Bakanlığı yasaya uymazsa ne olacak? Bütün bunlar sanatı ve sanatçıyı korumak içindir fakat hiçbir uyarı yapılmadan MESAM yönetim kurulu bir yazı ile değiştiriliyor. Sordum, dava açacak mısınız diye tabii ki dediler. Bugün dava açacaklar. Kültür Bakanı'na sormak isterim. Sen sanatı ve sanatçıyı korumakla görevlisin. Yasanın dışına çıkmazsın. Kültür Bakanlığı açıkça suç işlemiştir.

"ŞEKER FABRİKALARINI ÖZELLEŞTİREREK CUMHURİYETTEN İNTİKAM ALMAYA ÇALIŞIYORLAR"

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine tepki gösteren Kemal Kılıçdaroğlu, Veli Ağbaba başkanlığında oluşturdukları komisyonun tüm şeker fabrikalarına gideceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine toplumun hemen hemen her kesiminin karşı çıktığı uygulama. Oluşturduğumuz komisyon bütün şeker fabrikalarını gezecek. Hepsi karşı özelleştirilmeye. Pancar üretiminde şeker elde ediyoruz. Niçin özelleştiriyoruz. Bu üretimin kaybedeni yok. Herkesin kazandığı ortama siz dinamit koyuyorsunuz. Ne olacak sonra büyük kısmı kapanacak. Biz kapanmayacak denen çok sayıda fabrikanın nasıl kapandığını gördük. Amaç başka. Nişasta bazlı şeker üretimini teşvik etmek. 1926'da ilk fabrika Atatürk hayattayken kuruldu. Osmanlı'da bir kilo şeker üreten fabrika yoktu. Özelleştirerek bir anlamda cumhuriyetten intikam almaya çalışıyorlar. Şeker fabrikalarına sahip çıkmak cumhuriteye demokrasiye alın terine sahip çıkmak demektir. Hangi uluslararası kuruluşlarla anlaşma yaptınız ve bu anlaşma metnini neden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından gizliyorsunuz. Uluslararası kuruluşlarla yapılan anlaşma çerçevesinde şeker politikası belirleniyor. Sormak istiyorum: Nişasta bazlı şekerde yüzde 15 oranını uygulayan bir ülke var mı? Bizim insanımızın hayatı bu kadar mı ucuz? O nedenle biz şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşıyız."

"GÜNDAYDIN RECEP BEY, NİHAYET ÖĞRENEBİLDİN"

Kemal Kılıçdaroğlu, yargının bağımsız olmadığını daha önce çok kez söylediğini anımsatarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yargıtay 150'nci yıl dönümü sempozyumundaki konuşmasında "Eğer bir ülkede halk bunalmış ve ellerini semaya açarak adalet çığlığı atar hale gelmişse yargı sisteminde bir sorun vardır" dediğini kaydetti. Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: "Günaydın Recep Bey, nihayet öğrenebildin. Yargı sisteminde çok sorun var. Yargı yok adalet yok. Neyden bahsediyorsun sen. Yargı hiyerarşisi var mı, yok. AYM karar veriyor. Hakim diyor seni takmıyorum, gücümü siyasi otoriteden alıyorum. Eğer bir ülkede yargı gücünü siyasi otoriteden alıyorsa adalet zaten yoktur. Hangi adalet. Milyonlarca kişi ellerini semaya açmış adalet diye bekliyor. Tek adam rejiminin olduğu bir ülkede yargı vicdanıyla karar veremez hale geldi. Acaba bir karar verirsen saraydaki zatı kızdırır mıyım diye endişe ediyor. Sarayın bazı avukatları saray adına hakimlere talimat veriyor."

chp grup toplantısı kemal kılıçdaroğlu MESAM