Komisyon 15'inci kez toplandı... Kadın ve gençlik kurumları ne söyledi, hangi talepleri sıraladı?

Komisyon 15'inci toplantısında gençlik ve kadın kurumlarını dinledi. Gençlik kurumları Kürt sorununda gençlerin görüşüne dair anket verileri paylaşırken, Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, kadınların taleplerini sıraladı.

Komisyon 15'inci kez toplandı... Kadın ve gençlik kurumları ne söyledi, hangi talepleri sıraladı?

Artı Gerçek - Kürt sorununun çözümü kapsamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun, 15’inci toplantısı Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında bugün gerçekleşti.

İki oturum şeklinde yapılan toplantının birinci oturumunda; Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Türkiye Teknolojileri Takımı Vakfı (T3), Genç Barış İnşacıları Derneği, Gençlik Örgütleri Forumu, Anadolu Gençlik Derneği ile Milli Türk Talebe Birliği dinlendi.

İkinci oturumda ise, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), 29 Ekim Kadınları Derneği, Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD), Hazar Eğitim ve Dayanışma Derneği dinlendi.

Anadolu Gençlik Derneği (AGD), adına konuşan Salih Turhan, Kürt sorunun çözümünün “Gençliği anlamaktan” geçtiğini ve bu nedenle Kürt kentlerinde yaşayan 2 bin genç ile anket yaptıklarını paylaştı.

'GENÇLER SORUNUN EŞİTLİK TEMELİNDE ÇÖZÜLECEĞİNİ SÖYLÜYOR'

Gençlere Kürt meselesini nasıl algıladıklarını sorduklarını belirten Turhan, “Gençlerimizin yarısı bir sorun diye cevaplarını veriyorlar. Bu sorunun gerçekle, yüzleşmeyle çözülebileceğini gösteriyor. Biz bu meseleyi sorun olarak değil çözülmesi gereken bir kardeşlik meselesi olarak el alıyoruz. Yine ortaya çıkan bir diğer sonuç ise size yansıttığımız tabloda meselenin sadece bir güvenlik problemi olmadığını, adalet, özgürlük ve eşitlik zemininde çözülmesi gerektiğini söylüyorlar. Bu taleplerin karşılığı ancak alt merkezi bir çözümle mümkün olduğunu ifade ediyor gençlerimiz” dedi.

'GENÇLERİN YÜZDE 82'Sİ KÜRTÇENİN KAMUSAL ALANDA YER BULMASINI İSTİYOR'

Turhan anket verilerine dair şunları söyledi:

“Ve bu ankette gençlerimizin %28.5'ı bu süreçte umutlu olduğunu, %11'i kararsız olduğunu, %26'ı inanmadığını, %8.4'ı inandığını, %25.4'ü ise saygılı olduğunu ifade ediyor. Bu Kürt meselesinin artık sadece siyasetin değil, toplumun vicdanının da gündeminde olduğunu ortaya koyuyor. Ulaştığımız veriler, gençliğin silahlı, çatışma ve kimlik dayatması yerine, adalet eksenli bir toplumsal sözleşme istediğini göstermiştir."

Turhan, Kürtçenin eğitim ve yayıncılık ile kültürel alanda kullanılmasına imkan tanınıp tanınmaması gerektiğine dair de gençlere soru yönelttiklerini ve gençlerin yüzde 82’sinin Kürtçenin kamusal alanda daha fazla yer bulması gerektiğine dair beyanda bulunduğu paylaştı.

'KÜRT GENÇLERİ AYRIMCILIĞA UĞRUYOR’

Genç Barış İnşacıları Derneği üyesi Baran Yalçınkaya, ayrımcı ve kutuplaştırıcı siyasetin toplumda geniş yankı uyandırdığını ve yaşamın her yönüne zarar verdiğini söyledi. Yalçınkaya, “Yakın tarihli bir gençlik araştırmasında katılımcıların yüzde 50'sinden fazlası, başka bir siyasi partinin destekçileri ve yakın arkadaşlık kurmaktan hiç rahatsız etmediğini söylüyor. Başka bir çalışmada da Kürt gençlerinin yüzde 72'si günlük hayatında farklı sıklıklarda kimliğinden dolayı ayrımcılığa maruz kaldığını ifade ediyor. Durum böyleyken Kürt gençlerin çoğunluğu da sosyalleşmelerini kendi kimlik çevrelerinde kuruyor” dedi.

'SİYASET SÜRECİ ZAMANA YAYIYOR'

Genç Barış İnşacıları Derneği Rona Şenol da, gençlerin komisyondan somut adım beklentisi içinde olduğunu kaydetti. Şenol, “Siyaset inisiyatif kullanmadıkça halk aktif şekilde süreci sahiplenmiyor, halk sahiplenmedikçe de siyaset çekimser kalıyor, süreci zamana yayıyor. CHP yönetimi sürece dair olumlu adımlar attığında, bazı muhalif medya organlarının ve çevrelerin söylemi tam tersine daha sertleşiyor. Bu da süreci takip eden tabanda şüpheciliği artırıyor” diye konuştu.

'KADINLARIN SÜRECE DAİR SÖZÜ VAR'

İkinci oturumda ise Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi'nden Ruşen Seydaoglu ve Feride Eralp söz aldı.

İlk olarak söz alan Avukat Ruşen Seydaoğlu, savaşlardan ve çözümsüzlükten en çok kadınların etkilendiğini ortaya koyan örnekler paylaştı.

Bu savaşta en çok kadınların yoksullaştırıldığını belirten Ruşen Seydaoğlu, kadın istihdamının en düşük olduğu Kürt kentlerini sıralayarak, “Bölgesel savaş ile Kürt illerinde 1990’lardan bu yana uygulanan kalkınmayı engelleme, göç ettirme, ekonomiye el koyma politikası ve kadınların katmerli yoksulluğu arasında bir bağı var. Bizim için barış, Kürt sorununda tekçi ve güvenlikçi anlayışın terk edilerek demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü yaşamın kurulmasıyla mümkündür. Ayrıca sürecin toplum için şeffaf ve öngörülebilir olabilmesi için devletin hangi adımlarıatacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. Biz kadınların, bu adımlara dair sözümüz var” diye belirtti.

KADINLAR TALEPLERİNİ SIRALADI

Giriş konuşmasının ardından Ruşen Seydaoğlu ve Feride Eralp, inisiyatif adına taleplerini açıkladı.

Kadın inisiyatifi, ilk olarak siyasetin suç kapsamından çıkarılmasını ve TMK ile benzeri yasal düzenlemelerin kaldırılmasını talep ederek, bugün adaletsiz bir suç ve infaz rejiminin yürürlükte olduğuna dikkat çekti.

İkinci talep ise kayyım uygulamalarının derhal sonlandırılması ve bu uygulamaların yasal zeminini oluşturan OHAL dönemli Cumhurbaşkanı Kararnamesi’nin iptali yönünde oldu.

Üçüncü talep, sürecin altyapısının oluşturulmasında tüm kimlik ve aidiyetler için eşitlik ve kapsayıcılığın temel alınması oldu.

Eşit yurttaşlık anlayışının yalnızca etnik kimlikle sınırlı kalmaması toplumsal cinsiyet, LGBTİ+ hakları ve kadın eşitliği için de geçerli olduğu belirtilerek İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesi çağrısında buldular.

Barışın kalıcı olabilmesi için mutlaka savaş suçlarını araştıracak bağımsız bir Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu kurulması yönünde dördüncü talepleri olduğunu söyleyen kadınları, savaş dönemlerinde kadın bedenine yönelmiş cinsel şiddetin görünmezliğine dikkat çekti.

Beşinci talep ise barış sürecinin şeffaf yürütülmesi ve sürecin tüm taraflarıyla, özellikle de PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşme yolunun açılması yönünde oldu.

AKP'Lİ ÜYELER ERALP'İN SÖZÜNÜ KESTİ

Feride Eralp konuşmasını gerçekleştirirken, devlet kaynaklı cinsel şiddete dikkat çekmek için kullandığı sözler nedeniyle komisyon üyeleri tarafından sözleri bölündü. Eralp’in bu şiddetin İsrail askerinin yaptığı soykırım ve cinsel şiddetle benzer örnek teşkil ettiği hatırlatmasını AKP’li komisyon üyeleri kaldıramadı.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş “Kim gelirse gelsin, konuşanlara eyvallah ve onların sonuna kadar kemal-i edep ile dinledik. Ancak konuşmacılardan da başından itibaren şunu istirham ettim. Geçmişin acıları üzerinde konuşarak bugünkü barışı inşa etmemiz mümkün değildir. Burada herkes konuştu. Çok radikal fikirler dile getirenler oldu. Mesele somut olarak biz bundan sonra aynı acılar yaşanmasın diye buradaki arkadaşlarımız ortak bir kararlılık içerisinde, bütün partilerin ortak anlayışıyla hareket ediyoruz. Ve burada özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bütünüyle ilzam edecek olan suçlamaların da bir faydası olmadığını, bunun bir sonuç getirmeyeceğini altını çizerek ifade etmek istiyorum” dedi. (MA)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu