Konca Kuriş’in ağabeyi: HÜDA PAR'la ittifak kanımızı dondurdu

Konca Kuriş’in ağabeyi: HÜDA PAR'la ittifak kanımızı dondurdu
Gazeteci İsmail Saymaz, HÜDA PAR'ın Cumhur İttifakı’na katılmasından sonra Hizbullah tarafından öldürülen Konca Kuriş’in ağabeyi Mehmet Genç’le konuştu. Genç, ‘Bunlarla ittifak yapmayı kanımız donarak izliyoruz, doğru bulmuyoruz’ dedi.

Artı Gerçek - HÜDA PAR, 14 Mayıs seçimlerine AKP listelerinden gireceğini açıkladı. HÜDA PAR, Cumhur İttifakı’na katılmasıyla birlikte AKP’nin güneydoğu listesinden seçime girecek.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, Erdoğan’ın ‘yerli ve milli’ ilan ettiği Hüda Par’ın dini rehber gördüğü, Hizbullah’ın da lideri olan Edip Gümüş, İran’da yaşıyor ve Türkiye tarafından Kırmızı Bültenle arandığını söyledi.

Saymaz, Hizbullah tarafından 1998’de kaçırılan ve Konya’da bir mezar evde 38 gün sorgulanıp domuz bağıyla öldürülen, kaybolduktan 555 gün sonra evin temeline gömülmüş halde bulunan İslamcı feminist yazar Konca Kuriş’in iş insanı ağabeyi Mehmet Genç’le yaptığı görüşmeyi köşesine taşıdı.

Genç, Kuriş’in 1996’da İran’da İslami kadınlar toplantısı katıldıktan sonra Hizbullah tarafından tehdit edildiği söyledi. HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı’yla seçime girmesini Genç, “Hüda Par’ın bir katliam örgütü olduğunu biliyoruz. Bunların legal vaziyete geçmesi şartlar gerektirdiği için. Bunlarla ittifak yapmayı kanımız donarak izliyoruz, doğru bulmuyoruz” dedi.

Saymaz’ın Genç ile yaptığı görüşmey köşesine taşıdığı kısmı şöyle:

Hüda Par’ın Cumhur İttifakı’na alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim kanımıza dokundu. Hüda Par’ın ne olduğunu biz aile olarak biliyoruz. Edip Gümüş, Cemal Tutar ve Hüseyin Velioğlu işin tepesiydi. Velioğlu’nu ölü ele geçirdiler, Gümüş ve Tutar’ı tutukladılar, 2011’de serbest bıraktılar. Davul zurnayla kaçtılar. Ondan sonra bu kişi (Gümüş) Hüda Par’ı kurdu. Hüda Par’ın bir katliam örgütü olduğunu biliyoruz. Bunların legal vaziyete geçmesi şartlar gerektirdiği için. Bunlarla ittifak yapmayı kanımız donarak izliyoruz, doğru bulmuyoruz.

Bahçeli, “Hüda Par’ın hiçbir terör örgütüyle hiçbir bağ ve bağlantısı olmadığı açıklanmıştır” diyor. Sizce de böyle midir?

Hayır, canım, buna çocuklar bile inanmaz. Mümkün mü? Türkiye’de buna kargalar güler. Ayıp bir şey. Aklımızla kimse alay etmesin. Toplumun bir vicdanı vardır. Bu vicdanda bu kişiler nasıl görülüyor, ona bakmak lazım. O öyle dedi diye öyle olmuyor.

Nasıl görülüyor?

Büyük katliam olarak görülüyor. Bakın, size bir şey anlatayım. Sene 1998. Konca Kuruş’i Konya’da bulduğumuzda teşhis yaptık. Baktık, kız kardeşim. Dişlerini yaptırmak için alınmış ölçü vardı. Onu Mersin’den getirdik. Damağına oturttuk. Çünkü yüzü erimişti, tanınmıyordu. Bir de ayak parmağından oğlu teşhis yaptı. İstanbul Terörle Mücadele Müdürü şunu dedi: “Konca hanımla beraber 3-4 erkek cesedi daha var.” Bakın, burası çok önemli. Kız kardeşim bir şeye inanmıştı. “İslami feministim” diyordu. İslam dünyasında ilk ve son feminist olsa gerek. Ama 3-4 erkek cesedi kim biliyor musunuz? Kanım dondu o zaman. Van’da çocuklar futbol oynuyor. Hizbullahçılar bunları uyarıyor. “Sakın top oynamayın, kötü olur.” Çocuk bunlar, 13-14 yaşında. 3-4’ünü kaçırıyor, Konya’da infaz ediyorlar. Ve buraya gömüyorlar. Sebebi futbol oynamaları. Ya kardeşim, toplumun vicdanı nerde? Filistin’de ölen çocuğu savunuyorsun, buradaki Kürt çocuğu niye unutuyorsun? Çocukların ailesi korkudan şikayetini yapamamış.

Kardeşinizi niye hedef seçtiler?

1996’da İran’da İslami kadınlar toplantısı yapıldı. Atladı, gitti. İran meclisinde Konca’nın söylediği şu: “ABD’ye karşı operasyon yapıyorsunuz. Ben Hazreti Muhammed’e baktığımda, Romalılarla İranlılar savaştığında kitap ehli diye Hristiyanları tutuyor. Siz ateist Rusya’yı tutuyorsunuz, niye Yahudi İsrail ve ABD ile barışı görüşmüyorsunuz. Müslüman kadınlar çocuklarını yitiriyor. Onları perişan ediyorsunuz.”

Bomba gibi patlıyor bu. Oradan başlıyor. Türkiye’ye döndüğünde sınıra gidiyor. “Abi” dedi bana, “Eğildim, toprağı öptüm. ‘Yaşasın Mustafa Kemal’ dedim. Ben Atatürk karşıtıydım. İran’ı görünce Atatürk’ün ne olduğunu aşağıdan gördüm.” Hizbullah ve arkasındaki güçler bu konuşmaların hesabını ona sordu.”(Kaynak)

Öne Çıkanlar