Kontrollü değil randevulu darbe!
Gülen’cilerin -Nasıl tesbit edilmişse!- kendi aralarında yaptıkları konuşmalara bakılırsa yeni darbe 15 Haziran’da yapılacakmış. Bu seferki çok daha kanlı olacakmış!
Koray DÜZGÖREN
İktidarın Halkla İlişkiler Memuru A. Selvi tarih verdi. Gülen’ciler bu sefer 15 Haziran’da bir darbe daha yapacaklarmış!
Oysa bir ay daha bekleseler 15 Temmuz’un tam birinci yıldönümüne denk gelecekti.
Niye bu kadar acele ediyorlarmış dersiniz?
İltica etmek amacıyla Yunanistan'ın Rodos adasına kacan Gülenciler'in -Nasıl tesbit edilmişse!- kendi aralarında yaptıkları konuşmalara bakılırsa yeni darbe 15 Haziran’da yapılacakmış. Bu seferki çok daha kanlı olacakmış!
"Darbe paranoyası içinde değilim." diyor iktidarın memuru. Arkasından da uyarıyor:
15 Temmuz öncesinde de "Darbe yapamazlar" diye kestirip atmak yerine o konuda derinleşebilseydik. Bunlar başımıza gelmezdi.
Başa gelen neymiş, onu da bir öğrenebilseydik. OHAL’in ilanı falan değil herhalde?
275 kişinin yaşamını yitirmesi, binlercesinin yaralanması da olmasa gerek. Çünkü bizzat kendi yazarları bile artık bu darbenin istenseydi önlenebileceğini yazmaya başladılar.
Demek ki bunların başa gelmesi istenmiş. Bu konuları yazmaya devam edeceğiz.
Gülen’ciler yeni bir tertip peşinde mi?
A.S yazısında daha sonra işin aslına geliyor:
"15 Temmuz duruşmalarını görmüyor musunuz? Nasıl bir özgüven içindeler. Belli ki kulaklarına bir şeyler fısıldanmış."
İşte esas kuşkulandıkları mesele bu.
A.S, daha önce de bir yazısında İktidarın duruşmaların gidişatından ve orada sanıkların yaptıkları savunma ve açıklamalardan çok rahatsız olduğunu belirtmişti. Darbenin arkasındaki esas planlayıcılarla ilgili suçlamalar ve iddiaların yoğunlaşması üzerine AKP’yi bu davaları yakından izlenmesi için uyarmıştı.
Tabii bu uyarı Saray’dan gelen bir emir olarak değerlendirildiği için de AKP milletvekilleri mahkeme salonlarına doluşmaya başladılar.
Milletvekilleri darbe girişimi sanıklarının verdikleri ifadeler, yaptıkları açıklamalarla nasıl bir tertip içinde olduklarını ve ne gibi yeni bir fesat planladıklarını anlamaya çalışıyorlar.
A.S daha önceki yazısında, darbe sanıklarının darbenin gerçek planlayıcısına ilişkin soruların, iddiaların ve verdikleri bilgilerin gerekirse engellenmesi gerektiğini de söylemişti.
Sanıklar bu planlı açıklamalarına, iddialarına devam ederlerse demek ki bu yolda bazı tedbirlerin devreye sokulmasını bekleyebiliriz.
Duruşmaların gizli yapılması vb tedbirler alınabilir.
A.S daha sonra yeni bir darbe olasılığının söz konusu olup olamayacağını sorup cevabını da kendisi veriyor:
"TSK içinde darbeye bilerek bulaştırmadıkları unsurlarla yeni bir darbe girişiminde bulunabilir mi? 15 Temmuz’dan sonra alınan tedbirlerle bunun mümkün olmadığı söyleniyor."
Ona, güvendiği bazı çevreler, Gülenciler için, "En az 10 yıl daha bellerini doğrultamazlar" demiş.
A.S bu garantiye de ihtiyatla yaklaşıyor:
"Ama 15 Temmuz için de mümkün değil deniliyordu. Yeni bir kalkışma şeklinde olmayabilir. Her defasında yeni bir plan yapıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast yapmak için fırsat kolladıkları sır değil. Bu tehdit henüz bertaraf edilemedi."
İşte mesele bu. Bu endişeler A.S’den çok, biliyoruz ki doğrudan doğruya Erdoğan’ın endişeleri. Bir polis ve güvenlik çemberinde ve her ihtimali göze alarak, sürekli korku içinde yaşamak kolay bir şey değil.
Ama bu endişe aynı zamanda bir mağduriyet vesilesi de oluyor.
Tıpkı yıllardır kullanılan Gülen Cemaati tehditi gibi darbe tehditini de sürekli hale getirmenin yolu bu endişeleri sık sık hatırlatmaktan geçiyor.
Mağduriyet edebiyatı ile 15 yıl geldiler. Herhalde bir 15 yıl daha gitmek istiyorlar.
Sihirli sözcük, "Bu tehdit henüz bertaraf edilmedi"
Şimdi işi randevulu darbeye kadar indirgediler.
Burada mağduriyet edebiyatın kadar artık bu konuda yolun sonuna gelmiş olmaları da önemli.
Tehditin asla geçmediğini ve devam ettiğini söyleyecekler ki kimseler kalkıp da darbe girişiminin gerçek planlayıcıları ve sorumluları hakkında bir laf edemesin.
Şimdi tam o noktadayız.
O nedenle bu tür masallarla artık kimseyi uyutamazlar.
Şimdi herkes darbe girişimi ihbarının niçin Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a iletilmediğinin cevabını öğrenmek istiyor.
Bu darbe girişimi yetkililere ulaşmadı deniliyor.
Ya ulaştıysa?
A.S ile kafa karıştırmayı bırakıp bu sorunun cevabını verseler iyi olacak.