Malatyalı depremzede Süleyman Soylu'yu yalanladı: Böyle bir şey yok

Malatyalı bir depremzede İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu yalanladı. "Soylu, çıkmış televizyonda diyor ki 'Biz, cenazeleri yıkıyoruz, numaralandırıyoruz, kefenliyoruz, ondan sonra vatandaşa teslim ediyoruz’. Böyle bir şey yok" dedi.

Artı Gerçek - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Osmaniye’de depremzedeleri ziyaret etti. Osmaniye’ye Malatya'dan geldiğini söyleyen bir depremzede, "Biz, depremde hayatını kaybedenleri elbiseyle gömdük. Ama İçişleri Bakanı Sayın Soylu, çıkmış televizyonda diyor ki 'Biz, cenazeleri yıkıyoruz, numaralandırıyoruz, kefenliyoruz, ondan sonra vatandaşa teslim ediyoruz’. Böyle bir şey yok" dedi.

ANKA'da yer alan haberde, Tunç Soyer, bugün Osmaniye'de depremzedeleri ziyaret ederek başsağlığı diledi.

Depremin ardından Malatya'daki Osmaniye’ye geldiğini söyleyen depremzede bir yurttaş şöyle konuştu:

"Biz, depremde hayatını kaybedenleri elbiseyle gömdük. Ama İçişleri Bakanı Sayın Soylu, çıkmış televizyonda diyor ki 'Biz, cenazeleri yıkıyoruz, numaralandırıyoruz, kefenliyoruz, ondan sonra vatandaşa teslim ediyoruz’. Böyle bir şey yok. Hatta ben, basına ulaşmak için çok mücadele ettim. Yalan söylemeyin, doğruları söyleyin. Devlet olarak yetişemeyebilirsiniz, eksiğiniz olabilir. Bunun ayıbı yok. Yani bunu güzel de söyleyebilirsiniz; ‘Arkadaşlar, biz yetişemiyoruz’ diye. Sen askeri çıkarmazsan, sen polisi çıkarmazsan, sen vatandaşı çıkarmazsan ne olacak?

"KİMSE BİZE SAHİP ÇIKMIYOR"

Biz, kaçtık, buraya geldik. Buraya geldik ama burada da açız. Kimse bize sahip çıkmıyor ki. Muhtar diyor ki 'Bana bir şey demiyorlar'. Öbürüne gidiyorsun; 'Bana bir şey demiyorlar'. Diyeni de susturuyorlar. Basına desen, durumu anlatsan, adam ‘Ben ne yapabilirim abi’ diyor. Yollar kapalı hep. Malatya yerle bir olmuş. Malatya, Elbistan, Doğanşehir neredeyse haritadan silinmiş. Ben kendim Doğanşehirliyim, haritadan silinmiş, ancak gidip sorsan ‘Her şey güllük gülistanlık’ diyecekler. Sen doğruları söylemezsen vatandaş nereden bilsin? Basını susturmaya kalkarsan, onu bunu susturmaya kalkarsan kimse bir şey söylemez. Ben olsam ben de söyleyemem. Konuşanı cezaevine atarsa atsınlar, bizi niye atmıyorlar? Yaşımız 55 olmuş. Siz gofret ve suyla bir hafta geçirebilir misiniz? Soruyorum size. Yarım metre kar var, don var, elektrik yok, telefon çekmiyor. Benim burada akrabalarım arıyor, oğlum arıyor, askere diyor ki 'Benim babam asker emeklisi, görev verin’ diyor. Askerin oğluma verdiği cevap ise 'Köyde, Doğanşehir’de heyelan oldu, biz de kimseyle irtibat kuramıyoruz’. Bu askerin söyleyeceği bir söz mü? Askerin demesi lazım ki ‘Kardeşim, tamam elektrik yok, su yok, telefonlar çekmiyor, eksiğimiz var ama korkmayın’ demesi gerekiyor. Bunların hiçbiri gündeme gelmiyor." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar