Meğer Doğu Perinçek listedeki yerini beğenmemiş

HABER MERKEZİ- CHP İstanbul milletvekili Dursun Çiçek'in "Perinçek, CHP listelerinden aday olmak istedi, kabul etmedik" sözlerini yalanlamaya çalışan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, aslında listedeki yerini beğenmediğini ifşa etti. Perinçek, CHP'yi yaralamaya çalışırken yaptıkları pazarlığı da gün yüzüne çıkarmış oldu.

CHP İstanbul milletvekili Dursun Çiçek, geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında CHP ile Vatan Partisi arasında itifak olup olmayacağı yönündeki bir soruya, şu yanıtı vermişti:

"Aslında Kasım 2015 seçimlerinde böyle bir buluşma gerçekleşmişti. İki başkan Beşiktaş'ta buluşmuştu. O dönemde özellikle gençlik birliği mensubu gençlerin parlamentoya taşınması konusunda CHP vatan Partisi'ne yardım edecekti. Ama bu yürümedi. Listelerde görüş birliği sağlanamadı. Listede genç olmayanlar vardı.Doğu Perinçek'de vardı. Adaylığında ısrar ettiler ama görüş birliği sağlanamadı. Kasım 2015 seçimlerinde Doğu Perinçek CHP listelerinden aday olmak istedi, kabul etmedik. Doğu Perinçek istedi CHP kabul etmedi. O dönemin İstanbul il başkanları yakından takip etmişlerdir, teyit ederler."

Doğu Perinçek 10 Mart'ta (dün) Aydınlık gazetesinde yer alan yazısında , 1 Kasım seçimleri öncese 3 Eylül 2015 günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Beşiktaş’ta Renaissance Oteli’nde görüştüklerini, buluşmada CHP’nin o zamanki İl Başkanı Murat Karayalçın ve Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı E. Tümamiral Soner Polat'ın da bulunduğunu söyledi.

Konunun seçim işbirliği olduğunu ve bu konudaki görüşlerini Kılıçdaroğlu'na yazılı olarak da verdiklerini söyleyen Perinçek, söz konusu mektubu da köşesine taşıdı. Ancak, CHP'nin HDP ile işbirliği peşinde olduğu için kendileriyle işbirliği yapmaktan kaçındığı 'suçlamasını' yöneltti.

Perinçek, bugün yayınlanan yazısında ise Kılıçdaroğlu'nun kendisine cevabın yazdığı mektubu yayınladı. Kılıçdaroğlu'nun mektubu açıkça gösteriyor ki Perinçek, CHP listelerinde kendisinin aday gösterildiği yeri beğenmemiş.

Kılıçdaroğlu mektubunda CHP ve Vatan Partisi arasında yapılan görüşmeleri özetliyor ve şöyle diyor:

"İçinde bulunduğumuz siyasi krizin aşılması da kuşkusuz yurtsever güçlerin CHP’de buluşmasıyla mümkün olacaktır. Bu doğrultuda, 1 Kasım seçimlerine yönelik açıklayacağınız destek mesajınızın memnuniyetle karşılanacağı ve bu memnuniyetin kamuoyu ile paylaşılacağı tarafımızdan samimiyetle ifade edilmiştir.

CHP 7 Haziran seçimleri öncesinde Türkiye’nin 55 seçim çevresinde milletvekili adaylarını ön seçimle belirlemiştir. Ağırlıklı olarak örgüt tabanın iradesiyle belirlenen bu listelerin üzerinden henüz üç ay geçmemişken yapılan 1 Kasım seçimlerinde, listeleri büyük ölçüde koruma zorunluluğumuz bulunmaktadır. Bu durum ne yazık ki kapsamlı bir seçim ittifakını mümkün kılmamaktadır. Nitekim yapılan görüşmelerde bu konu bütün samimiyetimizle paylaşılmış ve tarafınızdan da kabul edilmiştir.

Görüşmeleri yürütmek üzere görevlendirdiğim Sayın Bülent Tezcan ile adınıza görüşmeleri yürüten Sayın Serhan Bolluk önce heyetler halinde sonra da baş başa çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Gelinen son noktada açıklanan nedenlerle bir ‘seçim ittifakının’ mümkün olmayacağı, ancak Vatan Partisi’nin seçime katılmayıp CHP’ye desteğini açıklaması, ardından da CHP’nin bu destekten memnuniyetini kamuoyu ile paylaşmasının uygun olacağında mutabakata varılmıştır. Ayrıca önereceğiniz özellikle genç ve kadın adayların, CHP’nin aday listesindeki bütünlüğü bozmayacak şekilde aday gösterilebileceği önerimiz de kabul edilmiştir. Hatta bu süreçte ‘bir koltuk pazarlığı düşünmediğiniz, kararın tamamen CHP’nin yetkili organlarında olduğu, sadece danışma düzeyinde fikir vermek niyetinde olduğunuz’ ifade edilmiştir.

14 Eylül 2015 günü Sayın Bülent Tezcan ile Sayın Serhan Bolluk arasında yapılan görüşmede, önerdiğiniz isimlerden 10 arkadaşın listelere bu şekilde yerleştirilebileceği ifade edilmiş ve listesi Serhan Bey’e verilerek dosyalarını hazırlamaları istenmiştir. Ancak Sayın Serhan Bolluk tarafından özellikle sizin adaylığınız gündeme getirilmiş ve 7 Haziran’da seçilmiş sıralardan birinde aday gösterilmemenizin izah edilemeyeceği ifade edilmiştir. Sayın Bülent Tezcan ise mevcut listeleri koruma zorunluluğunu tekrar hatırlatarak, Sayın Genel Başkan’ın 7 Haziran’da seçilmiş bir sıranın daha altında yazılmasının yakışık almayacağını, bunun izahının daha zor olacağı belirtmiştir. Son görüşmede açıkta kalan tek budur."