'Muhalefet bu sefer Erdoğan'ın oyununa gelmedi‘
Ankara'dan Diyarbakır'a başlattığı 'Kardeşlik Yürüyüşü'nde iki haftayı geride bırakan cumhurbaşkanı adayı Tuna Bekleviç seçimi kazandıracak formülü açıkladı.
Esra TUR
ARTI GERÇEK- 24 Haziran'da yapılacak erken seçim için geri sayım başladı. İktidar da muhalefet de halk da seçim ile yatıyor seçim ile kalkıyor. Muhalefet aday belirleme telaşında sona yaklaşırken, bağımsız adaylar da dikkat çekiyor. 2011 genel seçimlerinde Edirne’den AKP milletvekili adayı olan, bir dönem AKP’li bakanlara danışmanlık da yapan Tuna Bekleviç de bu adaylardan biri.
Bekleviç anayasa değişikliği referandumunda 'Hayır Partisi'ni kurarak ‘Hayır’ kampanyası yürütmüştü. Bekleviç seçimden önce Ankara'dan Diyarbakır'a başlattığı 'Kardeşlik Yürüyüşü'ne de devam ediyor.
Yaptıkları başvurulara İçişleri Bakanlığı'ndan yanıt alamadıkları için 'Hayır Partisi'nin teknik olarak kurulamadığını belirten Bekleviç'e göre partisinin siyasi macerası başlamadan bitse de kuruluş amacını yerine getirdi.
"Farklı renklerin ve seslerin yönetimde olduğu bir Türkiye hayal ettiğini" söyleyen Bekleviç ile hem cumhurbaşkanlığı adaylığını hem de devam ettiği 'Kardeşlik Yürüşü'nü konuştuk. Erken seçim için 'erken değil, geç bile kalındı' değerlendirmesinde bulunan Bekleviç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'konumunun farklı' olması nedeniyle kendisine rakip olmadığını belirtiyor. Bekleviç'in sorularımıza yanıtları şöyle:
- YSK seçim takvimini açıkladı. Bağımsız adayların 100 bin imzayı nereye ve nasıl teslim etmesi gerekiyor?
Ben de gelişmeleri basından takip ediyorum. Sürecin nasıl işleyeceği belli değil. 100 bin imza gerekiyor ama seçim kurularına mı teslim edileceği bir liste halinde mi olacağı ya da her imzanın tek tek mi atılacağı belli değil. Bu imzaların ne kadar sürede toplanacağı da. Tüm bunlar bana tüm hazırlıkların aday çıkmaması mantığı üzerine yaptığını gösteriyor. Çünkü niyet farklı olsaydı uyum yasaları daha erken hazırlanırdı.
Uyum yasasının bu kadar geç çıkarılması da bence yoklama amaçlı. Kamuoyunu yokladılar ve ona göre takvim belirlendi. YSK, Erdoğan ne derse onu yapıyor. Başka şansı da yok. Yüksek ihtimal ile 4-9 Mayıs aralığı için maksimum 5 gün verilecek bağımsız adaylara imza toplamaları için bu da her gün en az 20 bin imza toplamak anlamına geliyor. Sonrasında YSK’nın başvurumuzu kabul edip etmeyeceği de belli değil. Bunu neye göre yapacağı da belli değil.
Ben adaylığımı 2017 Eylül ayında açıklamıştım. Referandum sürecinde alt yapı çalışmalarına başlamıştım. 'Hayır' kampanyası yürütürken 69 şehir, bin 225 köy dolaştım. 114 bin imzalı veri tabanı oluşturdum. Yasa çıkar çıkmaz gerekli başvurular için harekete geçmeye ve imzaları toplamaya başlayacağız.
- Erken seçim kararını duyduğunuzda tepkiniz ne oldu, bekliyor muydunuz?
Aslında ben daha erken olur diye düşünüyordum. Geçen yıl mesela. Ortada siyasi bir enkaz var. OHAL'de seçim yapılıyor. KHK’lerin gölgesinde ekonomi bu durumda iken, cari açık alarm verirken, işsizlik, enflasyon, yoksulluk yaratmaya devam ederken hükümet 2018'i atlatamayacağını fark edince erken seçim kararı aldı. Ben şaşkın değilim, keşke geçen yıl olsaydı.
- Seçim takvimi ve başvuru şartları netleşiyor. YSK başvurunuzu kabul ederse belki Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meral Akşener, Muharrem İnce ya da Abdullah Gül ile yarışacaksınız...
-Evet, şimdiden herkesin adaylığını tebrik ediyorum. İsimlerden ziyade bu isimlerin temsil ettikleri değerlerin daha anlamlı olduğunu düşünüyorum. Ortada bir siyasi bir enkaz var, aday olan kişiler bu enkazı almış olacak. Konumu farklı olduğu için Cumhurbaşkanı'nı rakibim olarak görmüyorum.
'HÜKÜMET FENA ÇAKILACAK'
- Nasıl yani? Siz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk turu geçemeyeceğini mi düşünüyorsunuz?
Kesinlikle. Bu çok net, birinci turu geçmesi mümkün değil. Türkiye artık Erdoğan'a muhalefet. Halk artık farklı bir tablo görmek istiyor. Bana göre hükümet bu seçimde fena çakılacak. 12 gündür 'Kardeşlik Yürüyüşü' yapıyorum. AKP ve MHP’nin en yüksek oy alacağı şehirlerden de geçtim. Bu yerlerin hiç birinde çoğunlukta olmadıklarını gördüm. Bu da bana ülke genelindeki resmin de bundan çok farklı olmayacağını gösteriyor. Zaten sağlıklı düşünebilen hiç kimse özgür ve gönül rahatlığı ile bu hükümete ve uygulamalarına oy vermez. Herhangi bir baskı ve korku duymuyorsa şayet.
'FARKLILIKLARI TEMSİL EDECEK ADAY KAZANACAK'
- Peki diğer adaylar için ne düşünüyorsunuz?
İsimler değil, temsil etikleri değerler önemli bence. HDP'nin adayı Selahattin Demirtaş bence de siyasi rehine. Bu şartların dayatılması kabul edilemez. Bence tüm adayların Demirtaş’ın tutukluluğuna tepki vermesi gerekirdi. Akşener ya da başka bir aday. Bu durumda olan her adayla dayanışma göstermek gerekir. Birine sahip çıkmak için onun ile aynı fikirde olmak zorunda değiliz. Farklılıkları temsil edilecek aday seçimi kazanacak.
- Muhalefetin aday çıkarma sürecindeki performansı size göre nasıl?
Muhalefet ilk defa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyununa gelmedi bence. Çünkü Erdoğan ne kadar az aday olursa şansının o kadar yüksek olduğunu biliyordu. Tüm hesaplar buna göre yapılıyordu. Kesin söylüyorum, 5-6 aday olması durumunda Erdoğan’ın oy oranı yüzde 35-40 aralığında olacaktır. Ancak 3 aday olsaydı yüzde 50’i alırdı. Muhalefet bunu fark etti ve akılıca davrandı. Çünkü aday sayısının çok olması seçim sonucunu etkileyecek.
- Ne kadar az aday, o kadar çok oy anlamına mı geliyor?
Kesinlikle, çünkü tüm hesaplar maksimum 3 aday çıkacak mantığına göre yapıldı ki bu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işine gelirdi. Erdoğan kendi adaylığının dışında bir HDP’den bir de CHP’den aday çıkacağını hesaplıyordu. Ancak hesaplar daha seçim başlamadan şaştı. İYİ Parti'nin seçime katılabilmesi için 15 CHP'li milletvekilinin İYİ Parti'ye geçmesi son yılların en anlamlı demokrasi girişimiydi. Böylelikle aday sayısı artmaya başladı. Netleşmeye başlayan 5-6 aday var, 1'inci turda aday sayısı artıkça Erdoğan’ın eli zayıflıyor.
- Eski AKP'liler ile de görüşmeler yapıldı, bu ne anlama geliyor?
Önemi yok onların.
- Muhalefet bunu bildiği için mi çatı adayda ısrar etmiyor?
Çatı adayının çıkmaması bence olumlu bir gelişme. Çünkü seçimi kazanmanın tek formülü her rengin, her sesin, her farklılığın tek aday ile temsil edilmesi. Şimdi olan da bu. Tüm muhalefet ilk turda kendi adayını çıkarmakla iyi etti ama önemli olan 2 turda nasıl hareket edecekleri. Zaten her şey ikinci turda şekillenecek. Şu durumda seçimi kazandıracak tek formül muhalefetin 2'inci turda tek bir adayı desteklemesi.
- AKP’li eski isimler de sahneye çıktı birden, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Önemi yok bunların. Siyasi boşluk var ve hükümet artık siyasi enkazı taşıyamıyor.
'VAADİM YOK AMA HAYALİM VAR'
- Gelelim seçim vaatlerine. Muharem İnce seçildiğinde Saray'ı yıkacağını söyledi. Sizin var mı bir seçim vadiniz?
Kişilere, eşyalara fazla anlam yüklememek gerek. Seçim sonucunu hepimiz bekleyip göreceğiz. Benim vaadim yok ama bir hayalim var. Ben kazanırsam farklıkların yönetimde temsil edilmesini sağlayacağım. 20 yıllık hayalim bu benim. Umarım 20 yıl sonra hala aynı hayalin gerçekleşmesini umuyor olmam. Amacım farklıklara dikkat çekmek. Türkler ve Kürtler arasındaki gerilimi düşürmek, farklılıkları anlatmak ve anlamaya çalışmak, Türkiye’nin tüm renkleri ve seslerinin yönetimde temsil edileceği bir Türkiye oluşumuna katkı sunmak. Zor olacak biliyorum Türklerden, Kürtlerden, Alevilerden Sünnilerden farklı sesler çıkacak. Önemli olan farklılıkların ortak paydada temsil edilmesini sağlamak. Şimdi elimden bu geliyor ama bunu yapıyor olmaktan çok mutluyum. Sonuç ne olursa olsun ben adımlamaya devam edeceğim.
- Evet, siz bir yandan da yürüyorsunuz? Neden şimdi?
Yürüyüş seçimden tamamen bağımsız. Ben zaten 14’ünde yürümeye başladım, erken seçim kararı çıktığında 4 gün falan olmuştu ben yürümeye başlayalı. Seçim gündemimde bile yoktu. İki hafta geride kaldı. Bin 58 km yol yürüyeceğim. Bir ay sürecek, Diyarbakır'da sonlanacak. Çoğunlukla tek yürüyorum ancak yakın takipte olan bir ekip de var. Zaman zaman destek amaçlı yürüyüşte bana eşlik eden kişiler de oluyor. Ancak hızlı olması amacıyla ben yalnız devam ediyorum. Referandumun birinci yıl dönümü olan 16 Nisan’da Ankara’dan başlayan yürüyüşün 1.000 kilometre yol kat edildikten sonra, 11 Mayıs tarihinde Diyarbakır’da tamamlanması gerekiyor.
- Amacınız nedir seçim kampanyasından bağımsız ise?
Kardeşlik Yürüyüşü’ne Türkler ile Kürtler arasında yükselen gerilimin düşürülmesi, eşitlik temelli, kardeşlik talebinin canlı tutulması ve ülke genelinde bizim gibi barış gönüllülerine ilham vermesi maksadı ile başladık. Benim bir gönlüm, iki ayağım var. Elimden gelen bu, en azından bunu yapabilirim diye yola çıktım. Amacım farklıklarımızı anlatmak ve birbirimizi anlamaya yardımcı olmak.
- Peki tepkiler nasıl?
En muhafazakar ve milliyetçi şehirlerde bile hiç bir olumsuz reaksiyon almadım. Çatışma dilinden bıkmış toplum, herkes barış ve huzur istiyor aslında. Ben toplumda hala bu damarın canlı olduğunu gördüğüm için toplum için hala umut olduğunu düşünüyorum. Ben gittiğim her yerde halk ile konuşuyorum. Kürtlerin hayal kırıklıklarını da Türklerin kaygılarını da anlatmaya çalışıyorum.