Muhalefet hemfikir: TOKİ projesi seçim rüşveti

Muhalefet hemfikir: TOKİ projesi seçim rüşveti
Muhalefet temsilcileri, Erdoğan'ın açıkladığı sosyal konut projesini +Gerçek'e değerlendirdi. Muhalefete göre proje konut sorununa çözümden çok seçim yatırımı

Seda TAŞKIN


+GERÇEK- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde sosyal konut projesinin detaylarını açıkladı. Erdoğan projeyi, 'Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Sosyal Konut Projesi' olarak tanımladı, muhalefete göre ise proje bir seçim yatırımından fazlası değil. 

‘SARAY REJİMİ BARINMA SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ DEĞİL SEBEBİDİR’

Hızla tırmanan konut fiyatları ve artan kiraların halk açısından içinde çıkılamaz bir barınma sorunu yarattığını vurgulayan HDP Ekonomi ve Tarım Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, emekçilerin ev kiralarını ödeyemedikleri için yaşadıkları kentlerden göç ettiğine ve üniversite öğrencilerinin barınacak konut bulmakta zorlandığına dikkat çekti. Turan, yaşanan barınma sorununun AKP'nin rant ve inşaata dayalı politikaları olduğunu belirtti ve şöyle konuştu: 

"AKP iktidarlarında ucuz dış kaynağın dağı taşı betona boğan inşaat patlaması sonucunda dünyanın en büyük 400 inşaat şirketinin arasında Türkiye’den 42 şirket var ancak aynı dönemde ev sahibi olmayanların oranı artmaya devam etti. Bugün yaşanan barınma sorununu yaratan AKP’nin rant ve inşaata dayalı politikalarıdır. Seçim döneminde girilirken kalkışılan sosyal konut projesi ise daralma yaşayan inşaat sektörüne, halkın insanca barınma hakkı talebini paravan yapılarak hayat öpücüğü verme amacındadır. Temel amaç yeniden yandaşlara rant ve kaynak aktarma çabasıdır."

‘ÇÖZÜM KONUT SAHİPLİĞİNİ RANT ARACI OLMAKTAN ÇIKARMAK’

Sosyal konutların inşasının bir zorunluluk olduğunun altını çizen Turan, konut sahipliğinin rant aracı olmaktan çıkarılması ile barınma sorununa çözüm getirilebileceğine dikkat çekti: 

"Halkın barınma hakkını çözecek, mülkiyetten ziyade kullanım hakkını esas alan konutların üretilmesidir. Çok sayıda evi olanların kira gelir vergilerinin artan oranlı olarak belirlenmesiyle konut sahipliği bir rant aracı olmaktan çıkarılmalıdır. Konut projeleri kentin yeni yeşil alanlarını ranta açacak bir perspektifle hazırlanmamalıdır" 

Turan, çözümün kamulaştırma olduğunun altını çizdi: 

"Kentlerde satılamayan konutların kamulaştırılması, belediyeler eliyle sosyal konut olarak değerlendirilmesi mümkündür ve yaşanan sorunun aciliyeti düşünüldüğünde en makul çözümdür. Sadece eski kiralar güncellenirken değil yeni kiralamalarda da konut satışlarında da fiyat kontrolleri uygulanmalıdır. İnşaat sermayesini değil halkın barınma hakkını ve tüm vatandaşların kent hakkını esas alan bir program sermaye partilerinin işi olamaz. HDP, halkın barınma hakkının, yaşanacak bir kent mücadelesinin ve konut sahipliğinde adaletin en büyük güvencesidir" 

‘SEÇİM YATIRIMI, VATANDAŞLARIMIZ İÇİN ENDİŞELİYİZ’

Türkiye’nin seçim sürecine girdiğini ve bu açıklanan projeye 2022 bütçesinin neredeyse yarısına tekabül eden 900 milyar lira civarında bir para akıtılacağını belirten CHP İdari ve Mali İşler Başkan Yardımcısı Erol Bektaş, "İktidarın tam seçime giderken böyle bir proje ilan etmesi tamamen seçim yatırımı olup, vatandaşlarımızın bir kez daha hayal kırıklığına uğratılacak olmasından endişe ediyoruz" dedi. 

Bektaş, projede bahsedilen konutların hiçbirinin hazır olmadığına dikkat çekerek, iktidarın asıl olarak vatandaşların ödeyeceği yüzde 10'luk peşinata odaklandığını söyledi: 

"Açlık sınırı bile asgari ücretin bin 340 lira üstünde, yoksulluk sınırı da 22 bin 279 lira. İktidar diyor ki eğer geliriniz 16 bin liranın altındaysa ben size konut satarım. Peki bu konutlar hazır mı? Hayır, hazır konut yok. Ne zaman teslim edecekler? 2023-2028 yıllarında yani önümüzdeki 5 sene yıl içinde. 250 bin adedi ise 2 yıl sonra teslim edilecek. Şu anda ortada katalogdan başka bir şey yok. İktidarın konut sorununu ve gelir dağılımı adaletsizliğinde ülkeyi getirdiği yeri görmüş olması ve böyle bir projeyi kağıt üstünde bile olsa açıklaması önemlidir. Vehametin farkında olmaları son derece kıymetlidir. Ancak, seçim öncesi kağıt üstünde ilan edilen bu dev projenin finansman vb bir çok mesele nedeniyle uygulanabilirliği yoktur. Hatırlayınız, geçmişte seçim öncesi benzer bir projeyi müjde diye açıklayıp, hiçbir şey yapılmayarak vatandaşlarımız hayal kırıklığına uğratılmıştı"  

"Bu projeyle iktidarın ne kadar sıkıştığını görüyoruz. Piyasadan yüzyılın projesi adıyla son bir hamle yaparak ne toplayabilirsek kardır düşüncesi açıkça görülüyor. ‘Yüzyılın projesi’ aslında vatandaşın ödeyeceği yüzde 10 peşinata odaklanmış bir projedir."

‘BU PROJE BİR SEÇİM RÜŞVETİ’

DEVA Partisi de projeyi seçim yatırımı olarak görüyor. 

Sosyal konut projesinin partilerinin programında yer aldığını belirten DEVA Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Halil Çanakcı, hükümetin açıkladığı programı hem gecikmiş hem de belirli noktalar da yetersiz gördüklerini söyledi. Arsa ve konutların gerçek hak sahiplerine erişmesinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Çanakçı, "Hükümetin bugüne kadar uygulamalarına baktığımızda insan kuşku ile yaklaşıyor" dedi. 

Erdoğan'ın projenin konut krizine çözüm olacağı yönündeki sözlerinin gerçeği yansıtmadığını belirten Çanakçı, krizin sebebinin iktidarın politikaları olduğuna dikkat çekti: 

"Türkiye’deki konut krizini doğuran şey yine hükümetin neden olduğu yüksek enflasyondur. Yüksek enflasyon özellikle inşaat malzemelerindeki yüksek artış, genel hayat pahalılığı hükümetin yarattığı belirsizlikten kaynaklanıyor. Konut krizini doğuran sebeplerin başında bu geliyor. Bu yine enflasyonu tarım kredi kooperatiflerinin marketlerini çoğaltarak ve marketlerine baskı yaparak enflasyonu düşüreceğini zannetmesine benziyor" 

‘SOSYAL YARDIM ALAMAYIN 10 MİLYON İNSAN NE OLACAK?’

DEVA Partisi Yerel Yönetimler ve Şehircilik Politikaları Başkanı Cem Avşar ise sosyal konut projesine 500 bini aşkın insanın başvuru yaptığını belirterek, "Biz şu ana kadar aldığımız bilgilerle bu durumu iki aşamalı değerlendiriyoruz. Birinci aşama 500 bin konut iki milyon aileye etki eder. Türkiye’de son düzenlemelerle 12 milyona yaklaşan sosyal yardım alan insan var. Şimdi 2 milyonla 12 milyon sosyal yardımı teraziye koyarsanız, bu piyangoya dönüyor. Yani kuradan 2 milyon insan faydalanmış oluyor, bu haktan yararlanamayan ve sosyal yardım alan 10 milyon insan ne olacak? Bir iş yapılıyorsa tam yapılması lazım" dedi. 

Avşar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığını ve Hazine ve Maliye Bakanının katıldığı bir lansmanda ‘yüzyıllık proje’ yapacaklarını söylediklerini hatırlattı ve ekledi:

"Aradan 3 sene geçti ancak konuya ilişkin TOKİ’nin web sitesine girdiğiniz zaman hiçbir veriye ulaşamıyorsunuz. Bunun da bir açıklık kazanması lazım. Bu 300 bin konut ne oldu? Bu proje rafa kalktı ve üzerine vatandaşa aynı projeyi tekrardan boyayıp mı satıyorlar? 

‘İKTİDAR YURTTAŞI ALDATMAK İSTİYOR’ 

Gelecek Partisi Yerel Yönetimler ve Şehircilikten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doğan Demir de sosyal konut projesinin bir seçim yatırımı olduğunu ve iktidarın tamamen yurttaşı aldatmak istediğini söyledi. Geçtiğimiz yıllarda da benzer projelerin vaat edildiğini ancak hayata geçirilmediğini belirten Demir, "Türkiye koşullarında asgari ücretle geçinmeye çalışan bir vatandaşın 2 bin 200 lira ödemesi imkansız. Ayrıca bu taksitler memur maaş zamlarına endeksli olarak artış gösterecek. Keşke mantıklı ve herkesin bütçesine uygun bir proje olsaydı da biz de katkı sağlasaydık" dedi. 

‘İNSANLARIN AKLIYLA DALGA GEÇİYORLAR’

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un "Asgari ücretli eşten dosttan borç alıp, ek mesai yaparak TOKİ taksitlerini ödeyebilir" sözlerine de tepki gösteren Demir, "Bakan insanların aklıyla dalga geçiyor. Hiç mi vicdan kalmadı? Aklınızın olmadığını biliyoruz da vicdanınız da mı kalmadı? Kiralar almış başını gitmiş, insanlar aldığı asgari ücretle evine ekmek götüremezken, bu nasıl bir açıklama" diye konuştu. 

"Tayyip bey giderayak çevresindeki şüreka ile milletten hortumladığı paranın beşli çeteden tutun kendi yandaş ve yalaka medyaya kadar herkese katkı sunduğunu ve Türkiye’ye ihanet ettiğini hepimiz biliyoruz" diyen Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Türkiye’de yoksul insanlara eşit koşullarda yasabileceği bir alan yaratmamız gerekirken, siz tamamen sınıflara ayır ederek, yüzde 10’luk bir grubu zengin ederek, yüzde 90’nını fukaralığa mahkum ettiniz. 6 bin 800 lira altında açlık sınırının olduğu bir ülkede 5 bin 500 liralık bir asgari ücretle hiçbir şey yapılamayacağını biliyoruz."

‘SEÇİMİ NASIL TEKRAR ALIRIM KAYGISI’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın algı yaratarak toplumu manipüle ettiğini söyleyen Demir, "Bu nedenle bu projenin temel olarak doğru ama objektif açıdan yanlış olduğunu biliyoruz. Yarın seçimi tekrar nasıl alırım kaygısıyla bu milletin aklıyla dalga geçmek kimsenin haddine değildir" dedi. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar