Mustafa Sarıgül: CHP yönetimine kırgınım, tepkiliyim
'Bugün Şişli'ye hizmet vermek için yeniden adayım, karşımda muhatap bulamıyorum.'
Şişli eski Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, 31 Mart yerel seçimlerinde CHP'den istifa ettiğini açıklarken yeniden belediye başkan adayı olduğunu belirtti.
Yazılı açıklama yapan Sarıgül, istifa ettiği partisine eleştiriler yönelterek "Bugün düşünüyorum; gerçekten çok büyük fedakarlıklar yapmışız. Bugün düşünüyorum; bu fedakarlığın vefa anlamında Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir kıymeti yokmuş" dedi.
Mustafa Sarıgül, istifasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Sarıgül'ün açıklamasının bir kısmı şöyle:
"ADAYLARIMIZI BİLE BİR TÜRLÜ BELİRLEYEMEDİK"
Neredeyse yarın! Ama Cumhuriyet Halk Partisi olarak adaylarımızı bile bir türlü belirleyemedik. Oysa yerel seçimler hayati önem taşır. 5 yıl önce yapılan yerel seçimlere dönelim. Hepimiz hatırlarız ki; 5 yıl önce yapılan yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı bendim. Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu ve parti üst yönetimi İstanbul için beni aday göstermek istediklerini, Şişli'de başardıklarımın tüm İstanbul'da ses getirdiğini, oluşturduğum "Yerel Yönetimlerde Şişli Modeli"ni tüm İstanbul'a yaymamı istediklerini söylediler. Görevi üstlendim ve bunu tüm İstanbul'a ve Türkiye'ye duyurmak; hayalimdeki projeleri paylaşmak için bir basın toplantısı düzenledim"
"İSTANBUL'UN YÜZDE YÜZÜNÜ KUCAKLADIM"
"Ama o süreçte büyük hayal kırıklığı yaşadım; kimselere söyleyemedim! Çoğunuz hatırlarsınız; Ben İstanbul'un Avrupa yakasında "Cumhuriyet Halk Partisi resmi adayım olarak basın toplantısı yaparken o dönemde Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel sekreteri olan ve yakından tanıdığım bir sevgili arkadaşım da kendi adaylığını aynı gün İstanbul'un Asya yakasında açıkladı! Düşünebiliyor musunuz? Cumhuriyet Halk Partisi, beni resmi aday olarak görevlendiriyor; Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel sekreteri de aynı gün adaylığını açıklıyor. Bu benim ne parti anlayışıma ne de mantığıma sığmayacak bir yaklaşımdır. Parti yönetiminin haberi olmadan bunun olması mümkün mü? Ben siyasi terbiyem gereği sustum, içime attım! Çalışmalarımı sürdürdüm. 5 yıl önceki İstanbul seçimlerinde başta Şişli'de yaşayan yurttaşlarımın verdiği büyük destek ve moralle İstanbul'un yüzde yüzünü kucakladım. Gecemi gündüzüme kattım, çalıştım. Sıkmadığım el kalmadı, girmediğim ev kalmadı. Çalışma arkadaşlarımla dev projeler hazırladım,
Bütün İstanbul'a ulaşıp anlattım. Ben, o seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul oyunu 1 milyon dörtyüzbin arttırarak… Cumhuriyet Halk Partisi'nin en yüksek oy oranına ulaştım; yüzde 41. Bu oranda HDP desteği yoktu; kendi adaylarını çıkarmışlardı. O zaman İyi Parti de yoktu. O dönem Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin eksiksiz desteği olsaydı eğer; biz İstanbul'u beş yıl önce almıştık. Bugün -herşeye rağmen- Cumhuriyet Halk Partisi'nin bana geçmişte verdiği görevleri, parti disiplinine tam uyarak yaptığımı büyük bir huzurla söyleyebiliyorum"
"CUMHURİYET HALK PARTİSİ VATANDAŞA UMUT VERMİYORDU"
"Sizi daha geriye götürmek isterim. Mayıs 2010 Biliyorsunuz… 2008 Türkiyesi'nde değişimin şart olduğunu görerek büyük bir "değişim hareketi" başlattık. Çünkü yurttaşlarımızda, mevcut partilerle değişimin mümkün olmayacağı düşüncesi vardı. Bu düşünce doğruydu da! Biz de öyle düşünüyorduk! Yaptığımız araştırmalarla da bunu tespit etmiştik. Çünkü o dönemde Sayın Baykal yönetimindeki Cumhuriyet Halk Partisi vatandaşa umut vermiyordu. Zaten başka bir alternatif de yoktu! Bu ülke küllerinden doğmayı bilen bir ülkedir.
Bu inancımı hiçbir zaman kaybetmedim. Ben ve arkadaşlarım yeni bir umutla "Türkiye Değişim Hareketi" ni başlattık.
Hatırlarsınız; değişime olan talep çığ gibi yükseldi ve Türkiye Değişim Hareketi yüzde 16'lara ulaşan bir oy potansiyeline yükseldi.
Her partiden seçmenler bize büyük ilgi gösterdiler. Çünkü ben, siyasete başladığım günden bugüne kadar, vatandaşlarımın hep yüzde yüzünü kucakladım. Vatandaşlarıma hiçbir zaman partilerine, dinlerine, inançlarına, kökenlerine göre yaklaşmadım. Türkiye Değişim Hareketi, her partiden seçmenlerin desteği ile çığ gibi büyürken, Cumhuriyet Halk Partisi'nde 2010 yılı mayıs ayında şok gelişmeler oldu. Sayın Baykal, görevden ayrılmak zorunda kaldı. Yerine Sayın Kılıçdaroğlu geldi."
"VEFA ANLAMINDA CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NDE BİR KIYMETİ YOKMUŞ"
"Biz, TDH olarak, tam o aylarda "Türkiye Değişim Hareketi" ni "Türkiye Değişim Partisi" olarak değiştirmek ve tüm Türkiye'yi kucaklayacak bir parti olmak sürecindeydik. Sayın Kılıçdaroğlu genel başkan olunca, halkımızda değişim adına bir heyecan, bir umut oluştu. Ben ve arkadaşlarım o dönemde çok gerçekçi bir değerlendirme yaptık. Baktık, Sayın Kılıçdaroğlu'nun halkta bir karşılığı oluştu. Yıllardır sürdürdüğüm değişim hareketine tereddütsüz nokta koydum. Yaptığım bir basın toplantısı ile bu kararımı açıkladım. O basın toplantısı metninde de yazar: Biz hareketimizi, halkımızın Sayın Kılıçdaroğlu'na o dönemde verdiği desteğe katkı sağlamak için durdurduk. Çünkü ben, "mesele memleketse gerisi teferruattır" fedakarlığını Ecevit ve arkadaşlarından öğrendim.
Ayrıca art niyetlilerin de "bir bölen" demesine fırsat vermedim. Aldığım bu kararla yol arkadaşlarımı, bize güç veren yurttaşlarımı kırdığımı biliyorum. Ama mesele memleketti! Derdimiz değişimdi! Biz de devam etseydik Sayın Kılıçdaroğlu'na o dönemde verilen desteğe zarar verebilirdik. Bugün düşünüyorum; gerçekten çok büyük fedakarlıklar yapmışız. Bugün düşünüyorum; bu fedakarlığın vefa anlamında Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir kıymeti yokmuş"
"BUGÜNE KADAR SESSİZ KALMAM PARTİ TERBİYEMDEN GELİR"
"Bir önceki seçimde İstanbul'u bana emanet eden Cumhuriyet Halk Partisi'nin hala Şişli adayını açıklamaması beni kırdı.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin 31 Mart İstanbul adayı tanıtılırken, önceki seçimde yüzde 41 oy almış ve birçok tecrübe yaşamış önceki aday olarak benim davet edilmemem beni kırdı. "Sen nasıl başardın da yüzde 41 oy aldın, nasıl bunun üstüne çıkarız?ö diye bana sorulmaması beni kırdı. Cumhuriyet Halk Partisi'nden yetkili ve ilgili hiç kimsenin beni bilgilendirmemesi; aramaması, beni kırdı.
Ben siyasette hayli tecrübeliyim, siyaset tuzaklarına düşmem ve ucuz oyunlara gelmem. Bugüne kadar sessiz kalmam parti terbiyemden gelir; farkında olmadığımdan değil. Ben Sayın Kılıçdaroğlu aday olduğunda, kendi hareketimi durdurmuşum;
Hata mı yapmışım; hayır! Mesele memleket meseleydi. Bugün olsa yine aynısını yaparım. Ben "İstanbul adayı ol" dendiğinde görevdir dedim, görevi aldım. Mesele memleket meseleydi. Benim istanbul adayı olduğum seçimde, bugünkü gibi ittifak filan olmadan yüzde 41 rekor oy aldım. Geçen 5 yıl boyunca genel başkana her türlü desteği verdim. Bir gün bana kimse saygısızlık yaptın diyemez. Kendisi de bunu biliyor ve söylüyor"
"CUMHURİYET HALK PARTİSİ YÖNETİMİNE KIRGINIM, TEPKİLİYİM"
"Sözün özü şudur; Ben hep, Ecevitlerden eski siyaset ustalarımdan öğrendiğim parti disiplini ve nezaket sınırları içinde kaldım. Ama ben ahde vefaya çok inanırım. Bütün yaptıklarıma rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi'nden vefa görmedim. Cumhuriyet Halk Partisi'ne değil… Partili yurttaşlarıma asla değil…Cumhuriyet Halk Partisi yönetimine kırgınım, tepkiliyim. Kararsızlıklarına, açık olmamalarına, hala adayları netleştirmemelerine ve bana karşı vefasız davranmalarına tepkiliyim. Tepkimi de hep bahsettiğim siyasi nezaket kuralları içinde kalarak veririm. Ben bugünkü yönetim anlayışıyla… Bu kararsızlıkla…Bu iç hesaplaşmayla… Bu iç iktidar kavgasıyla…
Kaybedilen aylar nedeniyle 31 Mart seçimlerinde alınacak sonuçtan endişeliyim. Vatandaş endişeli… vatandaş tepkili. Bütün bu anlattıklarımı alt alta koyduğum zaman ortaya çıkan tablo şudur; Cumhuriyet Halk Partisi ya kazanmak istemiyor ya da umut olmayı beceremiyor. Çok üzgünüm ; Ben CHP gençlik kollarında başkanlık yaptım, mecliste en genç milletvekili oldum, yıllarca Şişli'de hizmet verdim; parti yönetiminin beni desteksiz bırakmasına rağmen, yüzde 41 gibi rekor oy alan İstanbul Büyükşehir adayı oldum.
Ben aslanlar gibi 5 yıl boyunca genel başkana ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne sahip çıktım.Üstüme düşen her şeyi yaptığıma inanıyorum."
"BU EN AZINDAN SİYASİ NEZAKETE UYMAZ…"
"Bugün Şişli'ye hizmet vermek için yeniden adayım; karşımda muhatap bulamıyorum."