Özel Mardin'de konuştu: Mardin 50 yıldır Ahmet Türk'ü seçiyor, bu iradeyle inatlaşılmaz
Artı Gerçek - Mardin Büyükşehir, Batman ve Halfeti belediyelerine bugün kayyım atandı. Kayyımın halk iradesine darbe olduğu belirtilirken, birçok ilde protesto eylemleri yapıldı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel Mardin'e gitti.
Başkanlar, yerine kayyım atanan Ahmet Türk'ü ziyaret etti. Ardından, üç lider de mitinge katıldı. Kayyıma karşı genel başkanlar, Mardin'de açıklama yaptı.
ÖZEL: BU İRADEYLE İNATLAŞILMAZ
İki hafta önce TUSAŞ’taki saldırı nedeniyle bölgedeki programını yarıda kesmek zorunda kaldığını hatırlatan CHP lideri Özel, şöyle konuştu:
"Ahmet başkanımı aramıştım. En kısa zamanda bu ziyaretimi yapacağımı ifade etmiştim. Bu ziyareti yapmayı planlarken bugün sabah Mardin halkının iradesini tanımayan, Mardin’i seçimlerle alamayan bir akıl, Mardin Belediyesi’ne üçüncü kez kayyum atamaya kalktı. Ben haberi televizyonda gördüğüm anda yanımdaki arkadaşım dedi ki ‘Tüh, Ahmet Başkanı ziyaret edemeden Ahmet Başkanı görevden aldılar’. Ben de ona dedim ki ‘Hayır, Ahmet Başkanı gidip bugün ziyaret edeceğim. Mardin Büyükşehir Belediye başkanın kim olduğuna Recep Tayyip Erdoğan değil, Mardinliler karar verir.’ Ben 1974 doğumluyum. Ahmet Başkan ben doğduğumda Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekiliydi. Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da il başkanlığı yapıp Beyoğlu Belediye Başkanı olmak istediği dönemlerde Ahmet Başkan SHP’den iki dönem milletvekiliydi. 23’üncü, 24’üncü dönemde Ahmet Başkanın ikinci döneminde bir aradaydık. Bugün DEM Parti’nin geçmişte kapatılan siyasi partilerden Meclis’te görevliydi. 50 yıldır Mardinliler, Kürtler kendi iradelerini temsil etmek üzere her sandık önlerine konulduğunda Ahmet Türk’ü seçiyorlar. Bu iradeyle inatlaşılmaz.
'BU MU EŞİT VATANDAŞLIK'
Ey Recep Tayyip Erdoğan, ey Türkiye’nin iradesine müdahale eden kötü akıl, burada bu akla ‘devlet aklı’ diyorsanız bu ne devletin aklıdır, her kimin aklı olursa olsun bu akıl kötü bir akıldır. Milletin vicdanında bu akla yer yoktur. Memleketim Manisa’da neredeyse 100 yıla yakın bir süredir, Manisalılar kimi seçerlerse 80 yıldır yarışlar olduğundan beri o kişi belediye başkanı oluyor. Devlet Beyin Osmaniye’sinde Osmaniyeliler belediye başkanlarını seçebiliyorlar. Tayyip Beyin Rize’sinde Rizelilerin dediği oluyor. Ama Ahmet Türk’ün Mardin’inde Mardinliler belediye başkanını seçiyorlar. Eğer Tayyip Beyin aday gösterdiğini seçseler görev yapacak, sizin istediğiniz seçilince kayyum atıyorlar. Peki bu mu eşit vatandaşlık? Ben diyorum ki Türkiye Cumhuriyetinde her Kürt kendini Manisalı, Osmaniyeli, Rizeliler kadar eşit hissedene kadar demokrasi mücadelesi vereceğiz. Bunun için illa da eşitlik, illa da kardeşlik, illa da barış demeye geldim."
'AHMET TÜRK BARIŞ GÜVERCİNİDİR'
Efendim, biz ‘Kürt meselesi’ deyince yokuz, ‘Kürt meselesi yoktur’ diyeceğiz ama bir takım pazarlıklarla kendimiz için bir avantaj sağlayacağız. Bakın Ahmet Türk, 50 yıl önce ben doğmadan siyasette olan bu kişi siyasette Türkiye siyasetinde diyaloğu temsil eden, barışı temsil eden, kardeşliği temsil eden, çatışma yerine barışı savunan, hepimize bu konuda önderlik eden bir barış güvercinidir. Bugün sen kayyum atama meselesinde nereye atarsan ata, Hakkari’de de yanlıştı, Esenyurt’ta da yanlış, Halfeti’de de yanlış, Batman’da da yanlış, burada da aynı yanlış. Ama be Allah’ın adamı ‘devlet aklı, devlet aklı’ diyorsun. Bütün Türkiye’ye kayyum atasan buna aklın öyle kesse, buna hakkın olsa ki hiçbirine yok, Ahmet Türk’e gelince duracaksın. Ahmet Türk kayyum atanacak biri değil. Mardin Devrim Başkanı seçmiş, görev vermiş. Sen bu iradeye karşı çıkarsan, bu Mardin’in tarihini, bu Mardin’in kardeşliğini, bu Mardin’in kutsallığını, bu Mardin’in kadim medeniyet anlayışını hiç anlayamamışsın demektir. O yüzden hem bir yandan dönüp adına ‘sorun’ demediğin bir şeye çözüm arayacağına ikna edeceksin, hem ‘Türkiye’de siyasette barışı kim savunur?’ dendiğinde akla gelen ilk ismin, halkın neredeyse yüzde 60 iradesiyle verdiği kararına, desteğine rağmen orada kayyum siyaseti yapacaksın. Burada o dediği akıl da yok, burada vicdan da yok. Burada bir oyun var ama o oyundan ne bize hayır var, ne bu millete hayır var. Emin olsun kendisine de hayrı yok.”
'YANLIŞLARDAN DÖNÜN'
Haberi gördüğü anda "Artık sözün bittiği yerdeyiz" dediğini ifade eden Özel, "Bir kez daha uyarıyorum; söz bitmesin, söz kıymetlidir, söz önemlidir, söz konuşabilmek demektir, söz kardeşliktir, söz her zaman sözümdür, sözsüz çözüm olmaz. Mardin seçimde sözünü söylemiş, o sözü kısmayın. O sözü susturmayın. O sözün temsilcilerine bu zulmü yapmayın. Ben buradan Türkiye siyasetindeki tüm aktörlere çağrıda bulunuyorum: Bir cinnet gününü yaşadık ama bugün orada bırakıp bu yanlışlardan dönün. Bu kayyum meselesinde ileri adım atmayın. Aksine gelin geri adım atın. O KHK‘yla, OHAL’de çıkardığınız o ahlaksız kanundan bu süreçten vazgeçin. Belediye meclislerine, belediye meclis üyelerini kanunsuz sokmamak, görevden herhangi bir sebeple alınan belediye başkanı yerine, örneğin yolsuzluk yapanın yerine biri gelirken, meclis içinden geliyor. Niye? Çünkü hepsi hırsız değil, birisi hırsızlık yapmış. Ama iş kayyum olunca mahkemenin bitmesi beklenmeden, ikinci kademede istinaf beklenmeden, Yargıtay’da kesinleşmeden daha başlatılan soruşturmayla kayyum atıyor ve diyor ki, ‘Mahkemeyi beklemem, bence sen teröristsin’. Sonra da belediye meclisine dönüyor diyor ki, ‘İçinizden seçtirmem, çünkü hepiniz teröristsiniz’. Bu anlayış tamamen ötekileştiren, iten, kakan, bu anlayış halkı karşısına alan, bu anlayış demokrasiyi değil, devleti değil, düşmanlığı güçlendiren bir anlayıştır. Onun için yarından itibaren Türkiye Belediyeler Birliği başkanı sıfatıyla -ki orada encümende DEM Parti’nin temsilcilerinden biri de Ahmet Başkanım-. Birlikte Türkiye Belediyeler Birliği yönetimini şekillendirdik. Yarın toplanacak ve Başkan Ekrem İmamoğlu tüm siyasi partili liderlerinden Erdoğan hariç, Bahçeli dahil teker teker randevu isteyecek. Türkiye’nin hangi görüşten olursa olsun tüm belediyeleri adına siyasi ziyaretleri hızla yapacağız. Ben kiminle görüşmem gerekiyorsa, sivil toplumla, sendikalarla, meslek örgütleri ile, kanaat önderleri ile, siyasetçilerle, tüm diyalog kanallarını sonuna kadar zorlayacağım.
'BİRİLERİ KORKUYLA ÜLKEYİ YÖNETMEK İSTİYOR'
Birileri kavga, çatışmanın bizi parçası yapmak, buradan kendilerine önce güç devşirmek, yarattıkları korkuyla bu ülkeyi yönetmek istiyorlar. Bu korkuya teslim olmayacağız. Türkiye’nin Manisa’da da Mardin’de de büyük sıkıntı içinde olan vatandaşları var. Açlık var, yoksulluk var, işsizlik var, hayat pahalılığı var, gençlerimizin ümitsizliği var. Bu sorun görülmesin diye gençleri, yoksulları, işsizleri, çatışmaya, kavgaya, gerginliğe sürüklemeye çalışıyorlar. Buna teslim olmayacagiz. Türk gencinin de, Kürt gencinin de Hayalini bu ülkede kurmasını omuz omuza, halaya durmasını bu ülkeyi nasıl ki dedeleri birlikte kurtardı, torunların bu ülkede kardeşçe ve eşit yaşamasını savunuyoruz, bunun arkasında duracağız" (HABER MERKEZİ)