Parti içi tartışmalara değinmeyen Kemal Kılıçdaroğlu: Neron Roma'yı yaktı, Erdoğan da Türkiye'yi yakıyor

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP içindeki tartışmalara değinmedi. Kılıçdaroğlu, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek "Neron, Roma'yı yakmıştı; Erdoğan da Türkiye'yi yakıyor" ifadelerine yer verdi.

Parti içi tartışmalara değinmeyen Kemal Kılıçdaroğlu: Neron Roma'yı yaktı, Erdoğan da Türkiye'yi yakıyor

Artı Gerçek - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Parti içi tartışmalara değinmeyen ana muhalefet partisi lideri, ekonomi politikaları üzerinden iktidara yüklenirken "Neron Roma'yı yaktı, Erdoğan da Türkiye'yi" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda YK Enerji’ye ait kömür madenine karşı zeytin ağaçlarını savunan İkizköylülerin nöbet alanına jandarma ve TOMA’lar sevk edilmesine tepki gösterdi. CHP lideri, "Akbelen'de kadınlar direniyor. CHP grubunda Akbelen'de direnen o kadınlara buradan güzel bir alkış gönderelim lütfen" dedi.

Kılıçdaroğlu konuşmasına Lozan Barış Anlaşması'nın 100. yılını kutlayarak başladı. 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü'nü de anan Kılıçdaroğlu, görüşlerini açıkladığı için cezaevinde bulunan gazeteci Merdan Yanardağ'ı hatırlattı.

Ekonomide 'enflasyonu düşürmek' amacıyla atıldığı öne sürülen fahiş zamlar ve faiz artırımı gibi adımları eleştiren Kılıçdaroğlu, "85 milyonu bir avuç kişiye hizmet eder hale getirmek bizim kabul edeceğimiz bir şey değil. Çaldıkları servetin büyük kısmı yurt dışında. Erdoğan hükümeti vatandaşa hizmet etmiyor, dolarla ihale alanlara hizmet ediyor" dedi.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Türk Lirası’na tamamen güven kaybolmuş vaziyette. Yani ticari çöküş. Öyle bir noktaya geldik ki, burayı dinlemenizi isterim. Türkiye’nin hangi noktaya geldiğini ifade edeceğiz. Diyor ki Türkiye: Ana parayı ödemek için bana borç ver. Aldığım borcun faizini de ödeyemiyorum, bana borç para ver. Bütçede açığım var, bunu kapatmak için de bana para ver.

'İCRALIK OLAN VATANDAŞ ADRES DEĞİŞTİRİYOR'

Vatandaş icra dairelerinde… 1 Ocak ile 22 Temmuz arasında, geçen yıl aynı döneme baktığınızda icra dosyalarındaki artış yüzde 63. İcralık olan vatandaş adres değiştiriyor. Hükümet kuruldu, tek kişilik hükümet yetkiyi aldı. Bu tabloyu değiştirmek istiyor. “Ne yapmam lazım? Yeni vergiler getirmem lazım.” diyor. Biz AYM’ye başvurduk, umarım kısa süre içinde karar verirler. Vergi ve zam… Onun dışında bir şey yapılmadı. TBMM’ye ek bütçe getirdiler. 1.1 trilyon liralık bir bütçe.

Artık devletin yönetilmediğini Mısır’daki sağır sultanlar biliyor. Bize borç vermek isteyen de biliyor. O yüzden diyorlar ki bana limanları ver ben çalıştırayım. Bu devletin yönetilmediğinin açık net gösterir.

'EKONOMİK SOYKIRIM' TEKRARI

Yapılan ekonomik soykırımdır. 85 milyon zamlar ve vergilerle perişan ediliyor. Akaryakıt zamları vatandaşın cebinden çalınan paradır. Bu gerçeği hiç kimsenin unutmaması lazım. Kimse biriktirdiği ve çaldığı servetin esiri olmamalıdır. Esiriyseniz siz bir ülkeyi yönetemezsiniz. Soru şu: Bütün bunların karşılığına baktınız zaman Erdoğan hükümeti kimlere hizmet ediyor?

Vatandaşa hizmet etmediği açık. Dolarla ihale alanlara hizmet ediyor. Dolarda fiyat garantisi alanlara hizmet ediyor. Başkasının kefaletini Hazine’nin sırtına yıkıyorsunuz. İki farklı Türkiye var. Saray’ın Türkiye’si ve vatandaşın Türkiye’si. En başat aktör Erdoğan ve ailesi.

Saray’ın Türkiyesi’nde beşli çete var, rüşvet alanlar var. Mutfak masrafı diye bir şey yok, eğitim masrafı yok. İşsizlik yok. Bir avuca 85 milyon çalışıyor. Saray’ın Türkiye’sinde oturanlar vatandaşın kanına ekmek doğrayanlardır. Devletin hazinesini düzeltmek istiyorsanız soygun düzenine son vereceksiniz, dolarla verdiğin garantileri TL’ye çevireceksin. Köprüden niye dolarla geçiyorsun ya? Bahçeli’ye bir gönderme yapalım, benim bildiğim milliyetçiler TL der, dolarla yine oluyor bunlar?

Tasarruf yapacaksan vatandaştan değil, Saray’dan başlayacaksın. Neron, Roma’yı yakmıştı; Erdoğan da Türkiye’yi yakıyor."

Gazeteci Barış Terkoğlu'nun yargıdaki çürümeyi anlattığı yazısından yola çıkarak 6 soru çıkaran Kılıçdaroğlu, soruları şöyle sıraladı:

"1) Önceki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, nisan ayında İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi Başkanı Ramazan Acar'ı, kendisiyle görüşmek için Ankara'ya çağırdı mı?

2) Ankara'da yapılan görüşmede Halil Koç ve Hasan Yılmaz, Acar'ı tehdit etti mi?

3) İlgili firma lehine karar verilmesi için İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı, 10. Ticaret Mahkemesi üyelerine baskıda bulundu mu?

4) Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz, davanın firma lehine sonuçlanması gerektiğini ve heyette 'arıza çıkaranlar' yerine yenilerinin atanması gerektiğini söyledi mi?

5) Mahkeme Başkanı ve üyesi, talepleri olmamasına rağmen kararname öncesi başka mahkemelere atandı mı?

6) İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi, istenen şekilde firma lehine karar verdi mi?" (HABER MERKEZİ)