Pervin Buldan: Demokrasi İttifakı'nın zemini oluştu

HDP Eş Genel Başkanı Buldan, 'Faşizm karşısında gerçek bir ittifaka ihtiyaç var. Bunun zemini dün itibariyle oluştu. Bunu devam ettirmek lazım. Kapımız herkese açık' dedi.

Pervin Buldan: Demokrasi İttifakı'nın zemini oluştu

Derya OKATAN

ARTI GERÇEK- Eski eş genel başkanları, milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları cezaevinde olan HDP, yeni bir siyasi operasyonla karşı karşıya kaldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararıyla eski MYK üyeleri ve eski milletvekilleri gözaltına alındı. Soruşturmanın konusu, 2014’de yaşanan 6-8 Ekim Kobane olayları. Neden şimdi, sorusu tartışılmaya devam ederken, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AKP iktidarının içinde bulunduğu çıkmazlara dikkat çekiyor. Bir diğer sebep olarak da muhalefetin bir araya gelişini önleme çabasına işaret ediyor. Ancak HDP’nin güçlü bir şekilde sahiplenildiğini ve böylece iktidarın planlarının boşa düştüğünü ifade eden Buldan, böylece demokrasi ittifakı zemininin oluştuğunu belirtiyor.

HDP Genel Merkezi’ndeki makamında görüştüğümüz HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 20 siyasetçinin gözaltına alındığı operasyona dair sorularımızı yanıtladı:

‘AKP YÖNETEMEME DURUMUNU ÖRTBAS ETMEK İSTİYOR’

-Olaydan 6 yıl, soruşturmanın başlatılmasından 4 yıl sonra yapılan bu operasyon ne anlama geliyor? AKP ne yapmaya çalışıyor?

AKP’nin ne yapmaya çalıştığı açık ve net bir şekilde ortada: Kendi çıkmazlarını, yalanlarını, yönetememe durumunu örtbas etmek. Dış politika da içeride de AKP'nin çıkmaza saplandığını hepimiz görüyoruz ve bu çıkmazdan kurtulmanın yollarını arayan bir iktidar partisi ile karşı karşıyayız. Bunu zaman zaman muhalefetin diğer partileri, zaman zaman sivil toplum örgütleri zaman zaman da HDP üzerinden yapmaya çalışıyor. Bir algı operasyonunu Türkiye toplumuna yaymaya çalışan bir hükümet var karşımızda. Pandemi, ekonomi, savaş politikaları ve daha birçok alanda iktidar başarısız. Her seferinde ayrı çıkışlar arıyor. Örneğin kadınların hayati bir mesele olarak gördüğü İstanbul Sözleşmesi üzerine uzun süre tartışmalar yarattı ve gündemi değiştirmeye çalıştı. Fakat kadınların iyi bir sahiplenmesiyle bugün gündeminden çıkarmış durumda. Yine barolarla başlayan, Türk Tabipleri Birliği ile devam eden sivil toplum örgütleri üzerinde baskı unsuru olarak kendisini hissettirmeye çalışıyor. Çoğu zaman da bu baskı politikalarını HDP’ye uygulayan, demokratik siyaset kanallarını tıkayan, HDP’yi kriminalize etme yöntemini ortaya koyan bir anlayış var. AKP bugün yine aynı yöntemi uyguluyor.

15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra başlayan AKP’nin saldırıları hız kesmeden devam ediyor. HDP’nin ise saldırılar karşısında güçlü bir duruşu var. Büyük operasyonlar yapılıyor. Eşbaşkanlar, milletvekilleri, belediye eşbaşkanları tutuklanıyor, belediyelere kayyımlar atanıyor. Bütün bu saldılar karşısında asla biat etmeyen, kendi gerçekleri dışında bir yol ve yöntem izlemeyen bir HDP gerçekliği var. HDP bugün yine aynı noktada.

Pervin Buldan: Demokrasi İttifakı'nın zemini oluştu - Resim : 1

‘HDP İNSANLARA UMUT VERDİ’

Demokratik Mücadele Programı’nın ardından antifaşist bloku oluşturma mücadelesi başlatacağınızı açıklamıştınız. Bu çalışmalarınızın operasyonda etkisi var mıdır? Ayrıca, bazı siyasetçiler, siyasi analistler bu operasyonu muhalefetin bir araya gelmesini engelleme çabası olarak görüyor. Zira, Selahattin Demirtaş’ın da muhalefete çağrıları olmuştu. Tartışılan, gündemde olan bir konu. Bu görüşe katılıyor musunuz?

Elbette ki, 1 Haziran’da başlattığımız ve 1 Eylül’de sonuçlandırdığımız Demokratik Mücadele Programı ile Türkiye halklarına HDP’nin bu kadar baskıya rağmen hâlâ ayakta olduğunu ve Türkiye toplumuna umut olduğunu gösterdik. Çok geniş kapsamlı 3 aylık bir programdı. Edirne ve Hakkari yürüyüşü yandaş medyada bile uzun süre tartışılan bir konu oldu. Biz tüm engellemelere rağmen o yürüyüşü gerçekleştirdik ve Türkiye toplumuna rahat bir nefes aldırmayı başardık. Çünkü hükümetin çok yoğun baskılarının olduğu, sokağı engellemeye çalıştığı bir dönemde biz sokağa çıktık ve Ankara’ya kadar yürüdük. Bu Türkiye toplumuna umut verdi, demokrasi güçlerine de her şeye rağmen kazanma umudu verdi. Biz bu eylem programımızla çok farklı kesimlerden destek aldık. 1 Eylül’de açıkladığımız barış deklarasyonu ise AKP’nin savaş politikalarını yaygınlaştırdığı, Suriye, Libya, Yunanistan, Kıbrıs gibi meselelerde çatışmalı, diyalogdan uzak bir politika izlediği bir süreçte, yani savaşın kıyısında barışı konuştuğumuz bir deklarasyondu. Bu da insanlara yeni bir umut verdi.

Tam da bu eksende AKP bir hamle yapmak durumunda kaldı. Dün itibariyle 4-5 yıldır süren siyasi soykırım operasyonlarının yeni bir ayağını yaşadık.

‘DESTEK BÜYÜYÜNCE OPERASYONUN ÇEPERİNİ GENİŞLETTİLER’

Bu operasyonları, muhalefetin bir araya gelişini önlemek adına da yapıyorlar. Dünkü operasyonları başta gözaltına alınan arkadaşlarımızla sınırlı tuttular. Destek ve sahiplenme büyüdükçe bunun çeperini genişletmeye başladılar. KCK yetkililerini bu olayın içine koydular, 7 milletvekilini koymaya çalıştılar. Bu ne anlama geliyor? Muhalefete ‘Siz HDP’yi sahipleniyorsanız ama HDP başka yerlerin talimatı ile bu işi gerçekleştirdi’ algısı yaratmaya çalışıyorlar. Oysa HDP’nin bu olayda sorumluluğu yok. Arkadaşlarımızın gözaltına alınma gerekçesi tamamıyla gerçek dışı. 6-8 Ekim olayları tümüyle çarpıtılarak, farklı algı yaratılmaya çalışılıyor.

‘HİÇ BEKLEMEDİĞİMİZ KESİMLERDEN SAHİPLENME OLDU’

-Hükümetin yaratmaya çalıştığı bu algı muhalefet partilerinde etkili olur mu?

Şu an itibariyle artık buna hiç kimsenin inanmadığını söyleyebilirim. Çünkü her kesimden sahiplenme oldu. İktidar bloku dışındaki tüm siyasi partilerden, sivil toplum örgütlerinden, aydınlar, yazarlar, akademisyenler, kadınlar, hiç beklemediğimiz kesimlerden bir sahiplenme oldu. Bu şunu gösteriyor; AKP’nin bu yalanlarına hiç kimse inanmıyor. Bu sahiplenmenin devam etmesi gerekiyor. Özellikle arkadaşlarımızın mahkemeye çıkarıldığı güne kadar büyüyerek devam etmeli. Ancak bunu yaparsak kazanabiliriz.

‘BUGÜN BİZE DOKUNAN YARIN DİĞER PARTİLERE DOKUNUR’

Muhalefet parçalı bir duruş gösteremez, bir birine sahip çıkmazsa, bugün bize dokunan yarın muhalefetin diğer partilerine de dokunur. Bu cesareti buradan alabilir. İktidara bu cesareti vermemek lazım. Aslında geçmiş dönemdeki o farklı anlayışlar, farklı çizgiler dün itibariyle bir yere konuldu gibi gözüküyor. Herkes HDP’ye yapılan bu operasyonun haksız ve hukuksuz bir operasyon olduğunu, siyasi saiklerle ele alındığını ifade ediyor ve yanımızda duruyor. Bu çok kıymetli.

-Yani iktidarın planları boşa düştü denilebilir mi?

Boşa düştü zaten. İktidarın yapmak istediği şey tamamıyla boşa çıktı. Önümüzdeki dönemler açısından yapacakları başka operasyonların, uyduracakları başka yalanların, atacakları başka iftiraların da önüne geçebilecek bir durum oldu bence. Bu yüzden bu sahiplenme devam etmeli.

‘İTTİFAK ZEMİNİ HER ZAMAN VAR’

-Peki, bir ittifak zemini oluşur mu?

İttifak zemini her zaman için vardır. Biz bunu geçmiş seçimlerde yaşadık, gördük. Ama seçimlerle sınırlı olmayan bir ittifaka ihtiyaç var. Bir demokrasi güç birliğine ihtiyaç var. Elbette ki seçimler bunun bir parçası ama faşizm karşısında, saldırılar karşında, şiddet politikaları karşısında bir demokrasi ittifakına, gerçek bir ittifaka ihtiyaç var. Bunun zemini dün itibariyle oluştu. Bunu devam ettirmek lazım. Bu konuda kapımızın herkese açık olduğunu özellikle belirtmek isterim. Demokratik siyasetten asla geri adım atmayacağız.

-HDP’nin bu konudaki yol haritası nedir?

Biz mücadeleye devam edeceğiz. Gözaltına alınan arkadaşlarımız için her yerde açıklamalar yapılıyor. Kurumlardan partimize ziyaretler oluyor. Bizim ziyaretlerimiz olacak. Vekillerimizden oluşan komisyonlar bazı kurumları ziyaret edecekler. 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili gerçekleri anlatan dosyalar hazırlıyoruz, bu dosyaları ziyaret ettiğimiz kurumlara vereceğiz. Herkesin gerçekleri bilmeye hakkı var. Arkadaşlarımızın adliyeye getirilmesini çok iyi bir sahiplenme ile karşılamamız gerekiyor ki, arkadaşlarımız serbest kalsınlar. Avukatlara, barolara mahkeme günü orada olmaları çağrıları yapılacak. Sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere adliyenin önünde hep beraber bu haksız uygulamaya karşı sahiplenme çağrısı yapılacak partimiz tarafından. Bu konuyla ilgili kurulan komisyonumuz hızla çalışmalarına başladı.

-Tabanınız nasıl karşılıyor bu operasyonları?

Ben toplumun, tabanımızın bu uygulamalardan büyük bir rahatsızlık duyduğunu biliyorum. Ama hiç kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın. HDP asla bu uygulamalar karşısında taviz verecek bir parti değil. Biz haklı mücadelemize, barışçıl, demokratik mücadelemize devam edeceğiz. Türkiye halklarının daha güvenilir bir ülkede yaşaması için mücadelemizi daha da büyüteceğiz. Açlığa, yoksulluğa, sefalete karşı sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Bu mücadelede bizler kazanacağız, Türkiye hakları kazanacak. Yeter ki birbirimize güç verelim, birbirimize inanalım ve güvenelim. Bu inanç ve güveni asla istismar etmeyeceğiz, halkımıza bunun sözünü veriyoruz.

demokrasi Pervin Buldan Söyleşi Derya ittifakı