Sanatçı, aydın, yazar ve milletvekilleri: Ebru ve Aytaç'ı derhal serbest bırakın

'Acılar birdir, acıları ayrıştırmayız'

Sanatçı, aydın, yazar ve milletvekilleri: Ebru ve Aytaç'ı derhal serbest bırakın

Yağmur KAYA

ARTI GERÇEK- Ölüm orucunda olan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'a destek olmak için nöbet eylemine katılan sanatçı Menderes Samancılar, avukatların taleplerinin karşılanması yönünde çağrıda bulundu. Yazar- avukat Eşber Yağmurdereli, 50 yıllık avukatlık hayatı boyunca ülkede adaletin sağlanmadığını söyleyerek, "Adalet Bakanı'na sesleniyorum. Derhal bu insanları serbest bırakın" çağrısında bulundu. DTP Eş Genel Başkanı Leyla Güven ise demokrasi güçlerinin adaleti, hukuku tesis etmek için bir araya gelemediklerini söyleyerek, "Acılar birdir, acıları ayrıştırmayız" diye konuştu.

Adil yargılanma talebi ile ölüm orucunda olan avukatlar için Bakırköy Dr. Sadi Konuk Hastanesi önünde nöbet eylemi devam ediyor. Avukat Ebru Timtik'in zorla tutulduğu Dr. Sadi Konuk Hastanesi önünde açıklama gerçekleştirilirken, açıklamaya Demokratik Toplum Kongresi (DTP) eş genel başkanı Leyla Güven, yazar Eşber Yağmur Dereli, sanatçı Menderes Samancılar, avukat aileleri, meslektaşları, sivil toplum örgütü ve çok sayıda kişi katıldı.

"Adalet sağlansın Ebru ve Aytaç yaşasın" yazılı pankartın açıldığı açıklamada "Halkın avukatlarına özgürlük", "Yaşamı savunuyoruz" "Devrimci avukatlar onurumuzdur", "Ebru, Aytaç onurumzudur" sloganları atıldı.

Açıklamada ilk söz alan sanatçı Menderes Samancılar, avukat Eşber Yağmurdereli' nin Ebru Timtik'in ile görüştüğü ve hastane koğuşunda yaşadığı ve yaşatılan zorlukları dile getirdiği mektubu okudu.

'HAPİSHANEDE DAHA RAHATMIŞIM'

Timtik gönderdiği mektupta, şunları dile getirdi:

Havalandırma hakkı yok. Hapishanede hücre hapsinde olanlar bile bir saat çıkar. Açık hava yaşamsal bir ihtiyaçtır. Biz burada pencereyi bile açamıyoruz. Bir pervane var, cereyan yanlı hava üflüyor bize. Tepemiz de klimalar sürekli ses yapıyor. Hava kupkuru. temizlik için kullanılan kimyasallar rahatsız ediyor.

Günde hemşire, doktor, gardiyan gelip konuşturyorlar. Boğazımın ağrısı hiç geçmiyor, konuştukça acı veriyor. Jandarma camlı kapının ardında bekliyor, 24 saat göz gözeyiz. Cımbız, ayna, tırnak makası vb yok. İçeri almamışlar. Hapishanede daha rahatmışım."

Mektup ardından duygularını dile getiren sanatçı Samancılar, taleplerinin avukatların ölmemesi ve acil bir şekilde avukatların serbest bırakılmasına dair oldu.

Sanatçı, aydın, yazar ve milletvekilleri: Ebru ve Aytaç'ı derhal serbest bırakın - Resim : 1

YAĞMURDERELİ: BU İNSANLAR DERHAL SERBEST BIRAKILSIN

Samancılar'ın ardından söz alan avukat-yazar Eşber Yağmurdereli, yargının devlet güvenliğini değil kişilerin, yurttaşların güvenliğini sağlayan bir kurum olması gerektiğini vurgulayarak, Cumhuriyet tarihi boyunca yargının hiçbir zaman kişilerin güvenliğini sağlayacak seviyeye ulaşmadığını söyledi.

Yağmurdereli, mesleğinin 50'inci yılında olduğunu bunca yıldır adil olma beklentisinin hiçbir zaman gerçekleşmediğini ifade ederek, "Ama yine de mücadelemiz sürüyor. Demokratik bir ülke, yaşam ortamı için demokrasi güçleri olarak mücadelemiz devam ediyor. 2 avukatın koşullarını göz önüne aldığında adil bir toplum için mücadelenin yanında Adalet Bakanı'na sesleniyorum: en azından bu insanlar bırakılsınlar. Hava alamadıklarını söylüyorlar. Hava alabilsinler. Hava almak insanın en temel asgarî şartıdır. Hava alma noktasında bile ölüm orucunda olan insanlara uygulanan yöntemlerin adil olmadığı bir yana insanî olmadığını da açıkça söylememiz gerekiyor. Derhal bu insanlar bırakılsınlar. Avukatları ziyaret eden kişilerin eline verilen kağıtlar yerine mahkemeler huzurunda anlatsınlar her şeyi. Adil yargılanma taleplerini mahkemelerde zikretsinler ve insanlar bu ülkede demokratik haklarını alabilmek için hayatlarını riske sokmasınlar" ifadelerine yer verdi.

İnsanların seslerini duyurabilmek için hayatlarını tehlikeye atabiliyorlarsa bir hukuk devleti olduğunu iddia eden Türkiye açısından utanılacak bir şey olduğunu sözlerine ekleyen Yağmurdereli, sıradan yurttaşların olarak bu utancın bir parçası olmak istemediklerini söyledi.

GÜVEN: BEDENİNİ DİRHEM DİRHEM ERİTEN BU İNSANLAR BİR MESAJ VERİYOR

Ardından söz alan DTP Eş Genel Başkanı Leyla Güven, Türkiye'de "Adalet isteyen" sadece avukat Timtik ve Ünsal' değil adaleti toplumun büyük çoğunluğu istediğini söyledi. "Herkes adaletsizlikten muzdariptir. Ama bugün Ebru ve Aytaç bedenini açlığa yatırarak Adalet istiyorlar. Biz burada toplananlar olarak Helin'i, İbrahim'i, sevgili Mustafa'yı yaşatmadık. Bu ülkenin tarihine kara bir leke olarak geçti. Bu ülkede sanatçı sanatını icra edebilmek için yaşamını yitirebiliyorsa bu ülkeye 'hukuk devleti' denilmez. Bu ülkeye 'sosyal devlet' denilemez. Bu ülkede 'insan hakları var' denilemez. İşte bunları güçlü bir şekilde ortaya koyabilecek bir iradeye ihtiyaç var. Bu arkadaşlarımız adaleti, insan haklarını tesis etmek için iradelerini ortaya koydu" diyen Güven, Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan tecrite yönelik açıklık grevine girdiğini hatırlatarak, kendisinin de Timtik ve Ünsal gibi Adalet ve hukuk talebinde bulunduğunu tecridin insanlık suçu olduğunu ve ortadan kalkması için 200 gün açlık grevi eyleminde bulunduğunu söyledi.

Güven, "Kuşkusuz bu eylemler önemlidir. Aç kalarak, bedenini dirhem dirhem eriterek bu kişiler bir mesaj veriyor. Yarınlara daha güvenli bakabilmemiz, çocuklarımıza daha güzel bir gelecek bırakabilmemiz için 'Adalet' diyorlar" diye konuştu.

Sanatçı, aydın, yazar ve milletvekilleri: Ebru ve Aytaç'ı derhal serbest bırakın - Resim : 2

'ACILAR BİRDİ, AYRIŞTIRMAYIZ'

Adalet talebiyle CHP Genel Başkanı'nın günlerce yol yürüdüğünü, HPD'nin 'Adalet ve demokrasi' diyerek günlerce yol yürüdüğünü dile getiren Güven, ülkede ötekinin,yok sayılanların, marjinal olarak tabir edilenlerin bir araya gelmesinde sıkıntı yaşadıklarını ifade ederek, "Acılar birdir, acıları ayrıştırmayız. Oğlunun cenazesinin kargo ile gönderilen anne ile Ebru ve Aytaç'ın anneleri arasında bir fark olmadığını bilmek zorundayız. Tecrite hayır demek için bir arada olacağız, Ebru ve Aytaç yaşasın diye de bir olacağız. Ancak biz bu ruhu yaratabilirsek bu faşizan iktidarı durdurabilirsiniz" diye konuştu.

Açıklamaların ardından yarın saat 14.00' da İstanbul Barosu Merkez binasında basın toplantısının düzenleneceği duyurusu yapıldı.

ebru timtik Aytaç Ünsal