Hatimoğulları'ndan iktidara: 'Sarayları da padişahları da elbet bir gün devireceğiz'
Sinan ŞAHİN
ANTEP - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 'ekmek ve adalet' buluşmaları kapsamında Antep'te temaslarda bulunuyor. Şahinbey'de Tuğcan Otel'de gazetecilerle bir araya gelen Hatimoğulları, "Adalet talep eden, barış talep eden herkesle buluşmalarımızı gerçekleştirdik. Neden ekmek talebi, neden adalet talebi bugünlerde bu kadar yükselmiş durumdadır? Ülkenin içinden geçtiği ekonomik krizi ne kadar anlatsak yetersiz kalır. İnsanların hal komplekslerinin önünde bayatlamış, çürümüş sebzeleri götürüp evinde yemek yapmak zorunda kaldıkları bir dönemden geçiyoruz. Çiftçi bu ülkede bu iktidar tarafından bitirildi. Tarım komple bitirildi bu iktidar tarafından. İnsanlar açlık ve yoksullukla adeta baş başa bırakıldı" dedi.
'GENÇLER UMUDUNU AVRUPA'DA ARIYOR'
Hatimoğulları, "Bu ülke son yıllarda o kadar kötü yönetiliyor ki gençler artık umudunu Avrupa'da arıyor. 1980 döneminde biliyorsunuz çok önemli göç dalgası olmuştu Avrupa'ya doğru Türkiye'den ama şu anda işsizlikten, yoksulluktan, gençler gelecek görmediği için mutsuzluktan kaynaklı Avrupa'ya göç etmeye çalışıyor. Türkiye, birkaç sene sonra emek gücüne ciddi ihtiyaç duyacak bir ülke pozisyonuna gelecek, bu göçen dolayı.Ve bütün bunların altında yatan çok sebep var. Bir kere gençlerin özgürlükleri elinden alınmıştır. Gençler umut hissetmiyor. Çünkü bu kadar mutsuz, umutsuz, işsiz, geleceksiz. Ayrıca gençler sosyal ortamlarını da kaybediyor. AKP iktidarının yaratmak istediği yeni toplum modelinde gençlerin özgürlüğünü kısıtlayan, kadınların özgürlüğünü kısıtlayan, onların üzerinde ağır mahalle baskısı duran bir anlayışla karşı karşıyayız" diye konuştu.
'EĞİTİM MÜFREDATINDAKİ DEĞİŞİKLİĞİ KESİNLİKLE KABUL ETMİYORUZ'
İktidarın eğitim politikalarını eleştiren Hatimoğulları, "Bakın MESEM'i getirdiler. MESEM çocuk işçiliğine adeta yasal kılıf bularak çocukları küçücük yaşlarda çalıştıran, onrların emeğini sömüren bir uygulama. Yine eğitimde yeni politikalarıyla özellikle ÇEDES projesi ile, maarif projesi ile Türkiye'de eğitimi aşırı dindarlaştıran, bilimden uzaklaştıran bir yaklaşım içindeler. Elbette bizler Türkiye'de bütün halkların ve inançların kendi dilleriyle, kendi mezhepleriyle kendi inançlarını özgür ve eşit bir yurttaş olarak yaşamasıyla ilgili en fazla katkısı olan siyasi parti olarak eğitimdeki müfredattaki bu değişikliği kesinlikle kabul etmiyoruz. Gençleri daha da mutsuzlaştıran yaklaşımlardan birinin bu olduğunun altını özellikle çizmek istiyorum" dedi.
KÜRT DİLİNE YÖNELİK BASKILAR...
Baskılara ve adaletsizliğe değinen Hatimoğulları, "Emine Şenyaşar biliyorsunuz haftalardır Meclis'te nöbette. Yıllardır alanlarda, meydanlarında, adalet nöbetinde ve adalet yok ne yazık ki Emine Şenyaşar için. Öte yandan son zamanlarda artan Kürt diline baskılar, Kürt halkının düğünlerde halay çekmesi, Kürtçe müzik söylemesi ... Bütün bu baskıları göz önünde bulundurduğumuzda adaletsizliğin, özgürlüklerin kısıtlanmasının ne kadar önemli boyutlara varlığını bizlere en iyi şekilde gösteriyor" diye konuştu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları'na Antep programında PM Mehmet Bozgeyik, Şırnak Milletvekili Zeki İrmez, İl Eşbaşkanları Hacer Ayhan ve Mehmet Satan eşlik ediyor.
'İKTİDAR BİR AVUÇ İNSANA KAZANDIRMAK İÇİN MİLYONLARCA İNSANI AÇ BIRAKIYOR'
Hatimoğulları, 'ekmek ve adalet' buluşmaları kapsamında GATEM Toptancılar Sitesi’nde, Türk İş'e bağlı Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Şubesi’ni ziyaret etti.
Hatimoğulları, "İktidar bir avuç insana kazandırmak, bir avuç insanı sarayın refahında yaşatmak için milyonlarca insanı aç bırakıyor. Türkiye, vergi adaletsizliğinde dünyada ilk sıralarda yer alacak ülkelerden biri. Küçük üreticiden, çiftçiden, işçinin maaşından vergi alan iktidar şimdi alınan bahşişlerin bile peşine düştü. Kominin, garsonun aldığı bahşişlere bile 'kayıt dışı para' diye göz dikti. Ne yazık ki durum çok kötü. Türkiye'nin her yerinde dolaştık. Muğla'da, Antalya'da insanların nasıl gece gündüz çalışıp açlığa yoksulluğa mahkum edildiğini gördük. İnsanların domateslerini nasıl döktüğüne tanıklık ettik. Türkiye'de insanlar 'artık yeter' diyor. 'Yeter artık bizim sırtımıza bindirilmiş vergiler' diyor. Siz kayıt dışı ekonomi arıyorsanız serbest bıraktığınız Polat ailesine gideceksiniz. O milyarlarca lirayı, kara para aklayıcılarından, vergi ödemeyenlerden, servet sahibi olup yurt dışında yatırım yapıp vergi cennetlerine gidenlerde arayacaksınız. İşçinin, emekçinin sırtından aramayacaksınız" dedi.
'MÜCADELE EDECEĞİZ, BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOK'
Hatimoğulları, Antep'in Yavuzeli ilçesinde fıstık üreticilerinin sorunlarını ve taleplerini dinledi.
Hatimoğulları, "Herkes sokağa döktü ürününü çünkü kâr etmiyor. Ziyaret ettiğimiz tarlalarda üretici geçen sene biberi 3.4'e satmış, bu sene salça fabrikaları birleşmiş 1.8'e alırız demiş. Üretici de diyor ki 'ben işçinin parasını çıkaramam.' Çok büyük bir emek. Kaç senedir tarım üreticileri perişan. Mücadele edeceğiz, başka seçeneğimiz yok. Yaşamak için mücadele edeceğiz" diye konuştu.
BARIŞ ANNELERİ VE AKCANLAR İŞÇİLERİ DE KATILDI
Hatimoğulları Antep'teki son programında Şehitkamil Belediyesi Kültür Sanat Merkezi'nde sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, üreticiler, emekliler ve emekçilerle buluştu. Buluşmaya; Barış Anneleri, Eğitim Sen, Özgürlük İçin Hukukçular, Emekliler Derneği, Pir Sultan Abdal Derneği, EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca, BİRTEK SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen ve kötü çalışma koşullarına karşı 36 gün boyunca direnen Akcanlar Tekstil işçileri katıldı.
'SELAM OLSUN DİRENEN BÜTÜN İŞÇİ SINIFINA'
Burada konuşan Hatimoğulları, "Üreten, gece-gündüz direnen ve emek vererek emeklilik hakkını kazanmış olan 16 milyon emekli adına bu salonda konuşan Emekliler Sendikasına da selam ve saygılarımı sunuyorum. Bütün emeklilere gösterdikleri direniş için, dirayet için, verdikleri hak mücadelesi için kendilerine sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum. Akcanlar Tekstil fabrikasında çalışan değerli işçi kardeşlerimizin, verdikleri direniş ve mücadele oldukça anlamlı ve önemli. Bu direnişlere emek veren, katkı sağlayan BİRTEK SEN'e de sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. Sınıf mücadelesi işte böyle olmalı, buradan büyümeli. Bizler Özak direnişinde sizlerle birlikte olmuştuk. Her işçi direnişinin bambaşka bir anlamı var. Selam olsun direnen bütün işçi sınıfına" dedi.
'SENİN SIRTIMIZDAN GEÇİNMENE ARTIK İZİN VERMEYECEĞİZ'
Emekçilerin sorunlarına değinen Hatimoğulları, "Türkiye'nin neresine giderseniz gidin Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Arabıyla, Çerkeziyle, Ermenisiyle 72 milletten insanla buluşmalar gerçekleştirdik. Kiminde fabrikalarda, kiminde tarlalarda, kiminde böylesi salonlarda buluştuk ama dinlediğimiz sorunlar birbirinin aynısı. Bu ülke çok derin bir ekonomik krizden geçiyor. Çünkü bütün dünyada çok derin bir kriz var; kapitalizm çok derin bir kriz içinde ve sermaye yaşadığı krizi, işçinin emekçinin, yoksulun sırtına yüklemek üzere yola çıkmış durumda. Bugün bu ülkede uygulanan Şimşek politikaları da bunlardan bağımsız değil. Aslında IMF programının aynısını bize dayatıyorlar. Bizlere kemer sıkın diyorlar. İşçiye, emekçiye, yoksula 'sen biraz daha yoksullaş, senin sırtından biz biraz daha geçineceğiz, sermayenin ve patronların çıkarlarını koruyacağız ve bunu senin emeğinle, senin döktüğün alın teriyle gerçekleştireceğiz' demiş oluyorlar. Ekmek ve adalet mücadelesinde bütün ezilen ve sömürülenlerle bir araya gelerek Türkiye'ye ve dünyaya şu mesajı veriyoruz: Biz işçinin yanındayız, emekçinin yanındayız, ezilenin yanındayız, biz alınteri döktüğü halde evine bir sıcak ekmek götüremeyen, çocuğuna bir kilo süt götüremeyenin yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz. Milyonların yanındayız, Saray ise beşli çetenin yanında. Buradan da Saray'a mesajımız olsun, Antep'ten sana sesleniyoruz ey Saray: Senin sırtımızdan geçinmene artık izin veremeyeceğiz" diye konuştu.
'ÜRETİCİLER İSYANDA'
Fıstık üreticilerinin sorunlarına değinen Hatimoğulları, "Antepli'nin üretmiş olduğu fıstığa sahip çıkmak, tarım politikalarına sahip çıkmak anlamına gelir, Antepliye sahip çıkmak anlamına gelir. Biz bu iktidarın bu sahiplenmeyi yapmayacağını biliyoruz. Ama biz şunu da çok iyi biliyoruz ki Antepli üreticiler isyanda. Muğla'da, Afyon'da, birçok Ege ilinde domates, biber üreticileri isyanda.Karadeniz'de çay üreticileri isyanda. Ve her yerde artarak çoğalan birçok eylem var" dedi.
'BİLAL ERDOĞAN EKONOMİSTMİŞ, BİZ DE YENİ ÖĞRENDİK'
Ortak mücadele çağrısı yapan Hatimoğuları, "Kapitalist sisteme, bu devlet anlayışına karşı birleşik mücadeleyi örmek dışında bir seçeneğimiz yoktur. Bizi bölmelerine asla izin vermeyeceğiz. İşçiler, emekçiler, ezilenler, sömürülenler birleşe birleşe kazanacak, bizler birleşe birleşe kazanacağız. Hükümet sözcülerine bir yenisi eklendi. Erdoğangillerden Bilal. O da ekonomistmiş, haberiniz var mı bilmiyorum. Biz yeni öğrendik onun da ekonomist olduğunu. Bu yaşanan ekonomik krizin sebebini EYT'lilere ve depreme bağlıyor. Hepsi yalan. EYT'liler hakkı olanı aldı. EYT'liye siz sadaka vermediniz ey Bilalgiller, ey sarayda yaşayanlar" diye konuştu.
'O DEV AYNALARINI, SARAYLARINI HEP BİRLİKTE PARAMPARÇA EDECEĞİZ'
Bir kez daha iktidara seslenen Hatimoğulları, şunları söyledi: "Ey kendini dev aynasında gören kibir abideleri. Ey yurttaşı aç ve açıktayken şürekasıyla birlikte sarayda yaşayan benciller. Ey toplumu nefessiz bırakmak isteyen mezalinler. Halk sarayınızdan daha büyüktür. Üreten işçinin emekçinin alın teri bilek gücü, işçi ve emekçinin yönetme hakkı da sizden daha büyüktür. Üretimden gelen gücünü işçi sınıfı kullandığı zaman bütün Türkiye felç olur, bunu bilesiniz. Bize düşen görev seslerimizi bir araya getirerek güçlü bir mücadeleyi açığa çıkarmaktır. O dev aynalarını, o saraylarını bizler hep birlikte paramparça edebiliriz. Yeter ki bir arada olalım. Sözlerimi Pir Sultan'ın sözleriyle tamamlamak istiyorum. Yürü bre Hızır Paşa senin de çarkın kırılır . Güvendiğin padişahın elbet birgün devrilir. Bizler sarayları da padişahları da elbet bir gün devireceğiz."
Hatimoğulları: İnsanlar evlerine ekmek götüremiyor
Tülay Hatimoğulları: AKP bu ülkenin başına gelen en büyük felaket
'Çok kötü yönetiliyoruz' diyen Tuncer Bakırhan: Yapamıyorsanız defolun gidi