Seçim Yasası hakkında konuşan Özel: Oylarım düşüyor ama milletvekili sayım azalmasın diye yapılan kanun
Özel, kanunun kendisine sağladığı bir yetkiyle seçime girip kazanan bir siyasi partinin, 20 yıl sonra kendini iktidara taşıyan düzenlemeyi inkarı büyük bir problem olduğunu belirtti.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Seçim ve Siyasi Partiler kanunlarında yapmak istediği değişikliklere dair konuştu. Her siyasi parti iktidardan gideceğini anlayınca seçim kanunlarıyla oynadığını belirten Özel, "Şimdi, "Oylarım düşüyor ama milletvekili sayım azalmasın" diye yapılan bu kanunla oynamanın da AKP- MHP bloğuna fayda sağlamayacağı açıktır. Bunlar gitmemek için koltuğa tırnaklarını geçiriyor. Vatandaş, eğer gitmezlerse tırnaklarını kendi boğazına batıracaklarını biliyor" ifadelerini kullandı. Bugün Meclis'te grubu olan partilerin seçime girmesini engellemek isteyen AKP'nin bu düzenlemeden geçmişte nasıl yararlandığını anlatan Özel, "Bu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kendi kendini inkarıdır" dedi.
‘YÜZDE 7'YE DÜŞÜRMEK BİR DEMOKRASİ AYIBIDIR’
CHP Milletvekili Özgür Özel Sözcü’den Gökmen Ulu’ya değerlendirmelerde bulundu.
Seçim Yasası'nda değişiklikler öngören kanun teklifini Meclis’e gelmesini Özel, "Bu teklif bir çaresizlik teklifi. Keşke bu kanun teklifi, mevzuatı daha demokratikleştiren bir teklif olsaydı. Maalesef böyle bir şey yok" diye yorumladı. Özel, "Bunu hem küçük partilerin önünü kesmek hem de oyları yüzde 6 seviyesine düşen MHP için yapıyorlar. Aslında, Kenan Evren'in getirdiği barajdan, bir darbe mevzuatından 20 yıl yararlanıp, barajı düşüre düşüre yüzde 7'ye düşürmek bir demokrasi ayıbıdır. Hiçbir demokratik ülkede yüzde 5'in üzerinde baraj yoktur. Kendileriyle çelişiyorlar. Ne dedi Feti Yıldız, "Seçim ittifakıyla zaten baraj sıfırlanmıştır. Bunun için yüzde 7 olmasının, yüzde 5 olmasının fazla önemi kalmamıştır." Madem bir önemi kalmadı, o zaman daha da indirelim. O zaman sıfır yapalım, 1 yapalım" ifadelerini kullandı.
Millet İttifakı olarak parlamenter demokratik rejime döndüğümüzde barajın yüzde 3'e düşürülmesini savunduğunu belirtti.
‘HDP'LİLERİN BAŞKA BİR PARTİYLE ANLAŞARAK SEÇİME KATILABİLMELERİNİ ENGELLEYEMEZLER’
Mecliste grubu bulunan partilerin seçime katılma olanağının kaldırılmasının, ileride HDP'yi kapatma davasıyla ilişkisinin taktiksel olabilir mi? sorusuna Özel, "Evet, bunu birlikte okumalıyız. Partilerin seçimden 6 ay önce en az 41 ilde örgütlenmeyi tamamlaması gerektiğinden, eğer seçime kısa süre kala kapatılırsa meclis gurubuyla seçime girebilme olanağını ellerinden alma hedefi söz konusu olabilir. Ama böyle bir durumda HDP'lilerin başka bir partiyle anlaşarak seçime katılabilmelerini engelleyemezler.
‘TEKNİK OLARAK İTTİFAK RUHUNU BOŞALTMAYI VE GEREKSİZ KILMAYI AMAÇLAMAKTADIRLAR’
Özel, "2018'de "Bizden başka kimse ittifak kuramaz, bu düzenleme bize yarar" düşüncesiyle getirdikleri düzenlemeyi, 2022'de "Millet İttifakı çok genişledi, çok güçlendi, daha da genişler, daha da güçlenirse ne olur" diye eski haline döndürmek istemektedirler. Teknik olarak ittifak ruhunu boşaltmayı ve gereksiz kılmayı amaçlamaktadırlar" dedi.
‘OYLARIM DÜŞÜYOR AMA MİLLETVEKİLİ SAYIM AZALMASIN’
Her siyasi parti iktidardan gideceğini anlayınca seçim kanunlarıyla oynadığını belirten Özel, "Kenan Evren'in getirdiği çifte barajlı sistemle iktidar olan ANAP, 1987 seçimleri öncesinde çifte barajın üzerine kontenjan uygulaması da eklemişti. Ancak, 1991'de kendi yaptığı düzenlemelerden fayda sağlamamış, DYP – SHP koalisyonu kurulmuştur. Şimdi, "Oylarım düşüyor ama milletvekili sayım azalmasın" diye yapılan bu kanunla oynamanın da AK Parti – MHP bloğuna fayda sağlamayacağı açıktır. Bunlar gitmemek için koltuğa tırnaklarını geçiriyor. Vatandaş, eğer gitmezlerse tırnaklarını kendi boğazına batıracaklarını biliyor, o nedenle seçimde göndermek için motivasyonu artıyor. Bu motivasyon, Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasına el konulmasından sonra seçmenin gösterdiği reaksiyondan farklı değil. Cumhur İttifakı bu teklifin altında kalacaktır. Millet İttifakı ilk seçimde iktidar olacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi, seçimlerde birinci parti olacak ve bu siyasi mühendislik hesaplarını boşa çıkaracaktır. Vatandaşlar 81 ilde bu iktidardan kurtulmak için karar vermiştir. Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz" diye konuştu.
‘TEK ADAM REJİMİNE SON VERECEĞİZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı çıkanlar bunca zamandır ortaya kayda değer bir alternatif koyamadılar. Tek söyledikleri her şeyi eskiye döndürecekleridir" iddiasında bulunması Özel şöyle yanıtladı:
"Bizim savunduğumuz şey eskiye dönmek değil. Bunu o da çok iyi biliyor, yanındaki herkes de çok iyi biliyor. Ne Kenan Evren'in 12 Eylül sonrası özellikle kendisi için yaptırdığı anayasa, ne de bir önceki Meclis döneminde 180 bin sayfalık görüşler alınarak oluşturulan anayasa değişikliği ön mutabakatını yok sayarak kendi istediği rejim değişikliğini dayatan Erdoğan'ın 16 Nisan'daki anayasası… Biz 12 Eylül'ü de 16 Nisan'ı da olumsuz değerlendiriyoruz. 16 Nisan öncesi, AKP elindeki yozlaştırılmış parlamenter demokratik sistemi de yeterli bulmuyoruz. Egemenliğin yeniden saraydan alınıp, kayıtsız şartsız millete verileceği sisteme geçeceğiz. Tek adam rejimine son vereceğiz. Kişisel hak ve özgürlükleri, düşünceyi açıklama özgürlüğü ve evrensel insan haklarına ilişkin yazılı ve yazılı olmayan refleks ve yaptırımların gözden geçirildiği gerçek bir demokrasinin oluşmasını sağlayacağız" vurgusu yaptı.
‘GERÇEK BİR TOPLUMSAL MUTABAKATA İHTİYAÇ VAR’
Özel, "Halk tarafından yönetenlerin seçildiği ama parlamenter sistemin olanaklarının geliştirilerek parlamentonun yürütme organı üzerinde etkin denetim yapabildiği gerçek bir parlamenter demokratik sistemden bahsediyoruz. Bu sistem inşa edilirken dünyadaki başarılı örneklerinden de yararlanılmalı. Bunun için gerçek bir toplumsal mutabakata ihtiyaç var. Toplumun bütün kesimleriyle birlikte aşkın zamanlı anayasa yapacağız. Erdoğan için değil her doğan için yapacağımız anayasayla bugün yaşayan ve gelecekte yaşayacak herkesin ihtiyaçlarını görecek demokratik bir anayasayı inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.
‘AKP’NİN KENDİ KENDİNİ İNKARIDIR’
Bugün Meclis'te grubu olan partilerin seçime girmesini engellemek isteyen AKP'nin bu düzenlemeden geçmişte nasıl yararlandığını anlatan Özel, "Bu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kendi kendini inkarıdır. Takvimleri 2002'ye döndürelim. Bahçeli aniden 3 Kasım 2002'de erken seçim çağrısı yapmış, parlamento da hızlıca o gün erken seçim kararı almıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi 41 ilde örgütlenmesini sağlamamış ama parlamentoda grubu bulunduğu için seçime girebilmiştir. 3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidar olmuştur. Kanunun kendisine sağladığı bir yetkiyle seçime girip kazanan bir siyasi partinin, 20 yıl sonra kendini iktidara taşıyan düzenlemeyi inkarı büyük bir problemdir. Bu, AKP'nin nereden nereye savrulduğunu göstermektedir."