Tanrıkulu: Cumhuriyeti demokrasiyle, toplumu barışla buluşturmanın yollarını arıyoruz

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye'nin son 40 yılına damgasını vuran ve hala çözülmeyi bekleyen Kürt sorununu ve 36 yıllık çatışmalı süreci ARTI TV'ye değerlendirdi.

Tanrıkulu: Cumhuriyeti demokrasiyle, toplumu barışla buluşturmanın yollarını arıyoruz

ARTI GERÇEK - Aris Nalcı'nın sunduğu, Haber Aktüel 15 Bülteni'nde, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye'nin Kürt sorununda 36 yıllık çatışmalı dönemini, hükümetlerin izlediği politikaları, sonuçlarını ve CHP'nin Kürt sorununa yaklaşımını ARTI TV'ye değerlendirdi.

CHP'nin barışın sağlanmasında 'Hem güvence hem de yol açıcı olacağını' belirten Tanrıkulu, "Parlamentonun kuruluşunun 100. yılındayız 3 yıl sonra Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı olacak. Yeni bir perspektifle Cumhuriyeti demokrasi ile toplumu toplumsal barışla buluşturmanın yollarını arıyoruz." ifadelerini kullandı.

'SORUN DAHADA BÜYÜYEREK BUGÜNE GELDİ'

Sezgin Tanrıkulu'nun değerlendirmesi şöyle oldu:

"Son 40 yılı esas alabiliyoruz daha öncesi de var tabi. 36 yıldır Türkiye çok ciddi silahlı çatışmalar ve terörle karşı karşıya kaldı. Binlerce insan yaşamını yitirdi. 36 yıldır iktidarlar sürekli bitirme, yok ettirme, sona erdirme, başını eğme, başını ezme bir daha olmayacağız sözleriyle bugüne geldik. İstisnasız 84 yılından beri bütün başbakanlar, bütün iç işleri bakanları, bütün genel kurmay başkanları aynı sözleri benzer kelimelerle ifade etmişlerdir. Ama sorun daha da büyüyerek, daha da bölgeselleşerek, daha karmaşık hala gelerek, daha uluslararası aktörlerin katılımına açık bir hale gelerek bugün önümüzde kartopu gibi durmaktadır."

'ŞİDDET MESELENİN SADECE BİR BOYUTUDUR'

"Şiddet, çatışma, terör sorunun sadece bir boyutudur kendisi değildir. Türkiye'nin Kürt meselesi ve buna bağlı şiddet, çatışma, silah ve terör meselesi birlikte ele alınmalı. Şiddet kullanmanın, silah kullanmanın zemini kalıcı şekilde ortadan kaldırılmalıdır. Bunun bence imkanları var. Türkiye şartlarında her gün daha da zorlaşsada önemli olan siyasi bir irade ortaya koymaktır. Bu siyasi irade bir siyasi partinin siyasi rantı için değil, bütün yurttaşlarımızın ortak geleceği için. Barış içinde yaşayabilmesi için, demokrasi içerisinde eşit bir şekilde birlikte yaşama zemini için yapılmalıdır. Biz bu iradeyi ortaya koymaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz dönemde de ortaya koymaya çalıştık. Bu çabamızı sürdüreceğiz. Türkiye'yi bu şiddet sarmalında çıkartacağız. Bunu bireysel olarak da yani siyasetten önce de yapmaya çalışıyoruz. Şimdi de siyasetteyiz ve burada sadece insani kayıp maliyeti değil, ekonomik travma maliyeti Türkiye'nin imkanlarını da büyük açıdan daraltan bu meseleyi barış içinde çözme noktasında çaba içerisinde olacağız. Tabi bunda siyasi partiler yetmez, bütün demokratik kurumların, bütün yurttaşlarımızın bu meseleden dolayı zarar görmüş herkesin ortak bir biçimde ikna edilebileceği bir sürecin tasarlanması lazım."

'AKP SÜRECİ KENDİSİNE DARALTTI'

"Türkiye'nin 3 Kasım 2012 tarihinde AKP iktidara geldiğinde 99'da Öcalan yakalanmıştı İmralı'da yargılanması devam ediyordu ve onun çağrısıyla da Türkiye'de bulunan bütün silahlı güçler Türkiye karasınırları dışına çıkmıştı. Türkiye'de tek bir silahlı güç yoktu. O çıkmanın ne kadar ağır olduğunu o dönem yaşamış biri olarak da biliyorum. Ağır bir travma yaşanmıştı o geri çekilme döneminde. Yaklaşık 5 yıl, AKP'nin ilk 3 yılında da Türkiye'de tek bir şiddet eylemi yoktu silahlı yöntemin tamamen sona ereceğine ilişkin büyük bir beklenti vardı siyasi iktidardan. Ama AKP parlementoda çoğunluğu olmasına rağmen bu beceriyi göstemedi. 1 Haziran 2014 tarihinden itibaren silahlı çatışmalar yeniden başladı ve yaklaşık 6 yıldır da ağır bir şekilde devam ediyor. En son 2012 yılından itiberen çözüm süreci denen artısı eksisi olan bir süreç yaşandı. O süreçte sürekli çözümün önünde engel değil ama yol açan bir tavrımıza karşı AKP bu süreci kendi başarısı olrak görüp diğer partileri dahil etmedi. Dahil etmeyince de dar alanda bir süreç yaşandı."

'SADECE GÜVENLİK AÇISINDAN BAKILMAMALI'

Siyasi aktörlerin alacağı çözümler çok önemlidir ama yeterli değil. Paydaşların çoğalması gerekirdi. Malesef AKP bunu yürütemedi elbette diğer partilerinde suçu var. O günden bugüne ağır süreçler yaşıyoruz toplum olarak. Bundan çıkmanın elbette yolları vardır yeterki samimi bir istenç ortaya koyulsun yeterki sorunun bütün boyutları görülsün. Salt güvenlik eksenli bakılmasın ve Kürtlerin eşit yurttaşlık demokrasi ve barış içinde bir arada yaşama siyasi taleplerinin bir zemini konusunda başlangıç yaratılabilsin.

'100. YILDA YENİ PERSPEKTİF'

Şöyle biz 2013'te 2014'te şeffaf bir şekilde sürecin bir parçası olacağımız belirttik ama AKP böyle br yöntemi benimsemedi. Anayasal düzlemde bu konuda bazı adımlara atılması gerekmektedir. Bu adımların atılmasında CHP yapıcı rolünü toplumun bütün kesimleriyle görüşüp adımlarını öyle atması gerkmektedir. Tabiki CHP bu ülkenin kurucu partisidir, Türkiye partisidir. Parlamentonun kuruluşunun 100. yılındayız 3 yıl sonra Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı olacak. Yeni bir perspektifle Cumhuriyeti demokrasi ile toplumu toplumsal barışla buluşturmanın yollarını arıyoruz. Bizim yöntem önerimiz var ama tüm partilerle, siyasi kurumlarla, yurttaşlarla ortak yapmalıyız bunu. Hem silahlı yöntemi şiddeti, terörü kenara bırakacak siyasal adımları hem barışı güçlendirecek, yurttaşlarımıza güven verecek önlemlerin birlikte almak gerekmektedir. CHP bunun hem güvencesi olacak hem de yol açıcısı olacak.

chp Sezgin Tanrıkulu