'Tayyip Bey izin verirse Mansur Yavaş'la televizyonda tartışmak isterim'
AKP'nin Ankara adayı Mehmet Özhaseki'den, 'Mansur Yavaş'la bir televizyon programına çıkar mısınız' sorusuna yanıt: 'Tayyip Bey izin verirse çıkmak, tartışmak isterim.'
AKP'nin Ankara Büyükşehir Adayı Mehmet Özhaseki, "Mansur Yavaş'la bir televizyon programına çıkar mısınız' sorusuna, "Tayyip Bey izin verirse çıkmak, tartışmak isterim" yanıtını verdi. Yavaş'a "Üçüncü kez aday ama bir projesi bile yok" eleştirisi yönelten Özhaseki, tepki çeken "Allah korusun, evine su parasını getiren tahsildarın militan olduğunu düşünün" sözlerinin de arkasında durduğunu söyledi. Özhaseki, HDP'ye verilen oylar için ise "Ne PKK ne onun siyasi uzantısı lanet adamlardan zerre kadar ucuna kan bulaşmış oy istemiyorum. O oyların ucuna kan bulaştı çünkü" dedi.
Özhaseki'nin Gazete Duvar'dan Özlem Akarsu Çelik'in sorularına verdiği yanıtların bazıları şöyle:
- Ülkücüler Ankara’da Mansur Yavaş'a mı oy verecek, size mi?
Mansur Bey ülkücülerden oy istiyorsa MHP'de dursaydı, MHP'den aday olsaydı. Şimdi ülkücü arkadaşları, partiden ayrılırken 'siz CHP'lileştiniz' diyerek suçlayan, -CHP çok kötü ya, tu kaka ya- biri gidip CHP'nin adayı olup, arkasından ülkücülerden oy isterse gülerler adama. Çok komik bir durum olur. Benim çizgim çok net ve belli: Yerli ve milli bir duruş. Bunun temsilcileri de iki tane günümüzde, biri AK Parti diğeri Milliyetçi Hareket Partisi.
- Diğerleri gayri milli mi?
Biz kendimizi tarif ediyoruz. Bu söylediklerimizden tersinden anlam çıkarırsanız başka yerlere gideriz. Karşı taraftaki ittifakta da CHP ve İYİ Parti var. Meşru iki parti. Ne diyebiliriz? Eleştiririm ama kötü bir söz söylemem ama bir de utandıkları ortakları var. Bunu netleştirseler, işte o zaman milli mi gayri milli mi çok net söyleyeceğiz. Kim o? HDP. Ahmet Türk ile Kılıçdaroğlu görüşüyorlar. Gazetecilere yakalanınca Ahmet Türk şöyle söylüyor: Kılıçdaroğlu davet etti, yerel ittifak teklif etti, destek bekledi bizden, onu görüştük… Bak ne kadar güzel, mertçe söylüyor. Sezai Temelli diyor ki, Kürdistan'da biz kazanacağız, batıda da kaybettireceğiz. Burada destekleyeceklerini söylüyorlar. İstanbul'da, Adana'da, İzmir'de diye sayıyorlar ama Ankara'yı söylemiyorlar. Burada ne Kılıçdaroğlu anıyor ne de HDP tarafı. Kendi aralarında ittifak konuştular mı, konuştular; görüşmelerini anlaşmalarını yaptılar mı, yaptılar. Çıkıp Ankara halkına desinler ki, 'Evet biz anlaştık, bizi destekleyecek.' Ankara halkının milli ve manevi değerlere bağlı olduğunu, onlara tepki vereceğini biliyorlar. Onları ürkütmemek adına bunu yapıyorlar ama bunun adına çirkin siyaset deniyor. Siyaset dürüst adamların işi bana göre.
'HDP OYLARININ UCUNA KAN BULAŞTI'
Rakibim, gidin Haseki'ye sorun demiş. Düşüne düşüne bana danışmanlarıyla bir soru gönderdiler. HDP'den oy istiyor mu, istemiyor mu? Allah Allah çok şaşırdım. O kadar net ki. Ne PKK ne onun siyasi uzantısı lanet adamlardan zerre kadar ucuna kan bulaşmış oy istemiyorum. O oyların ucuna kan bulaştı çünkü. Ancak, Ankara’da yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimin hepsinin oyuna talibim.
- HDP 6 milyonun oyunu almış, Meclis’teki meşru bir parti…
Orada oylar iki türlü alınıyor. Geçtiğimiz iki seçimde, yerel yönetimler başkanlığı yaptığım sırada inceledim. İlk 7 Haziran 2015 seçiminde 2 bin 350 civarında sandıkta HDP yüzde yüz, firesiz ve iptalsiz oy aldı. Türkçe bilinmeyen bir yerde olabilir mi şimdi? Hiç iptalin olmaması mantıklı geliyor mu? Oradaki vatandaşlarla konuştuk, şöyle söylediler. Bizim her birimizin köyüne üç dört PKK'lı geldi seçim öncesi ve dediler ki, 'Buradan bir tane AKP'ye oy çıkarsa bir kişi, iki tane oy çıkarsa iki kişi, üç tane oy çıkarsa üç kişiyi vuracağız.' Böyle olunca muhtarlar korkudan sandıkların başına oturmuşlar, kimseyi yaklaştırmamışlar, kendileri oy kullanmışlar. Arkasından 1 Kasım 2015 seçimi geldi. Bakanlık önce tedbir aldı. 230 sandığa düştü yüzde yüz oy kullanma oranı. Böyle bir yapı var orada.
- Mansur Yavaş’ın seçildiği takdirde belediyeye 20 bin kişiyi işe alacağını ve bunların içinde PKK ve DHKP-C örgüt üyelerinin olacağını iddia ettiniz. Bu iddianın kaynağı neresi?
Şöyle çıktı bu söz, zannedersem Ahmet Hakan'ın programıydı. CHP Ankara milletvekili olan bir hanımefendi, yanında Mustafa Balbay ve yine kendileri gibi düşünen üçüncü bir kişi… Karşı taraftaki arkadaşlar şöyle bir iddiada bulundular, 'CHP binalarında şimdi iş formu almaya başlamışlar, 20 bin kişi işe alınacakmış.' Ben CHP milletvekilinden, Mustafa Balbay'dan 'ya bırakın böyle şeyi' demelerini bekledim. Zaten 30 bin kişi çalışıyor. Belediyenin elindeki bütçe ve gelir-gider dengesine baktığınızda bir kişinin daha girip maaş alabileceği bir ortam yok orada. 20 bin kişinin gelmesi demek, belediyeye aylık 130-140 milyon lira maliyet demektir. Bu bile başlı başına bir felaket. Gidip bankalardan faiziyle para alıp CHP'den işe girecek adamları işe almak demektir. Fakat orada ne yazık ki savundular. Reddetmediler ve dediler ki, 'sizin getirdiğiniz ekonomi politikalarının sonu bu, insanları işe mahkûm ettiniz, belediye de istihdam sağlayacak, tabii alacak…' Tartışma büyüdü, sosyal mecralara taşındı ve televizyonlar da bana '20 bin kişinin alınacağını inkâr etmiyorlar' diye soru sordu. Ben de 'şahsi kanaatim şu dedim; 20 bin kişi eğer parti binalarında iş müracaatı sırasına giriyorsa her türlü örgüt elemanı gelir. Allah korusun insanlar artık parklarda bu tür tehditlerle karşı karşıyadır demektir, evine makbuz getirecek adamın böyle biri olması demektir.' Arkasında da duruyorum. Yüksek sesle CHP bunu reddetsin hakikaten.
- Mansur Yavaş’la bir televizyon programına çıkmak, kendisiyle Ankara’yı tartışmak ister misiniz?
Her zaman isterim, bunda bir sıkıntım yok. Zaten o konuda kendime özgüvenim var. Ancak partimiz karar verirse ki, yaklaşık on yıldır, parti genel merkezi adayların tartışma programlarının kavgaya dönüştüğü, milleti de bunalttığıyla ilgili kanaat sahibi olduğu için o prensip itibariyle duruyor. Ben önümüzdeki günlerde şahsen Tayyip Bey izin verirse çıkmak, tartışmak isterim.