'Turpun büyüğü' davası | İmamoğlu: Bu tek kişilik sistem tıpış tıpış gidecek
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bilirkişi S.B. hakkında düzenlendiği 'Turpun Büyüğü' başlıklı basın toplantısı nedeniyle hakim karşısına çıktı. İmamoğlu,, "Millet gelecek, bu tek kişilik sistem tıpış tıpış gidecek. Önce adalet önce hürriyet. Her şey çok güzel olacak" dedi.

Artı Gerçek- Silivri (Marmara) Cezaevi'nde 192 gündür tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 27 Ocak’ta Saraçhane’de Bilirkişi S.B. hakkında 'Turpun Büyüğü' başlıklı sunumu nedeniylea 'bilirkişi ve tanığı etkilemeye teşebbüş' ile'“adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlamasıyla bugün hakim karşısına çıktı.
İmamoğlu'nun yargılandığı davayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, milletvekilleri, eşi Dilek İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu, annesi Havva İmamoğlu da izliyor.
Duruşma salonunda 'Cumhurbaşkanı İmamoğlu' ve 'hak, hukuk, adalet' sloganları atıldı.
'YÜKSEK LİSANS MEZUNUYUM'
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, İmamoğlu, 'eğitim durumunuz' sorusuna 'yüksek lisans' yanıtını verince salonda alkış sesleri yükseldi. İmamoğlu, "Sabıka kaydı" sorusuna da, "Yok, Allah'a çok şükür" dedi.
İMAMOĞLU'NDAN GAZZE MESAJI
İmamoğlu, savunmasına Gazze'yi ve Gazze'ye yardım götürmek için yola çıkan Sumud Filosu'nu anarak başladı. İmamoğlu, "Burada kendi davamı savunurken kalbim başka yerlerde. Gazze için yardıma giden cesur insanların filosuyla beraberdir. Bu tüm dünyanın insanlık onurunu koruma mücadelesidir" dedi.
'ALINGANLIK DAVASININ BİLİRKİŞİ MEVZUSU İLE NE İLGİSİ VAR?'
İddianameyi eleştiren İmamoğlu, "Çalışma arkadaşlarım İstanbul’da yirmiye yakın kreş, kavşaklar, arıtma tesisleri vs açıyorlar. Toplam ortaya koyduğumuz bütçe 150 milyar lirayı aşmaktadır. Bu sosyal belediyeciliğin en net tezahürüdür. İstanbul Büyükşehirde de daha önceki belediye görevlerimde de birlik ve beraberlik için devletin her kademesini davet etmişizdir. Elazığ’daki okul açılışına hiçbir devlet görevlisi gelemedi. Beylikdüzü’nde okul açtım, gelemediler. Cami açtık, imam gelemedi. Bir kere mevlüt okundu, adamı sürdüler. Bugün mahkemedeyim, hakim burada. Bilirkişi şu anda hayatımızın her alanında yer alıyor. Yine bir telaş var. Savcılık başka bir suçlamayı niye bu iddianameye ekleme ihtiyacı hissediyor. Alınganlık davasının iddianamesinin bilirkişilik mevzusu ile ne ilgisi var? Savcı bilirkişi işini neden panelde anında açılan soruşturmaya bağlamaya çalışıyor? Bu iddialar nasıl kaleme alınabiliyor, nasıl yazılabiliyor? Adalet Bakanı bir partinin ilçe binası önünde demeç veriyor ama ben etkilemişim. Ve diyor ki bunlar mı Türkiye’yi yönetecek?" diye konuştu.
'ZULÜMLE KURULAN HER DÜZEN YIKILDI, BU DA YIKILACAK'
Trump'un 'Rahip Branson'u bırakacaksınız dedim, bıraktılar' sözlerini hatırlatan, İmamoğlu, "Nasıl hakkımı aradığımı Allah da biliyor, milletimiz de. Bilirkişiyi ve bilirkişi raporlarını eleştirmeye ilişkin bir engel yok. Benim bilirkişiyi eleştirmemi suç kabul etmiş. Doğruyu söyleseniz de eleştiri yapamazsınız, bunu suç kabul ederiz demişler.11 aydır maruz kaldığımız saldırılarla, 19 Mart itibariyle yürütülen süreçle, Turpun Büyüğü, Ahtapotun Kolları diyerek daha soruşturma yokken suçlu ilan edenler ile karşı karşıyayız. Bir başkan, 'Rahip Branson’u bırakacaksınız dedim bıraktılar' dedi. Asıl bu yargıya müdahaledir. Saldırıyorlar, saldırsınlar. Korkmayacağız. Bu millet cesurdur. Zulümle kurulan her düzen yıkıldı, bu da yıkılacak. Tarihin doğru tarafında duruyorum. 86 milyon yurttaşımızı tarihin doğru tarafında durmaya davet ediyorum. Hukukun olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Bilirkişi davasıymış, hadi oradan" dedi.
'YAPTIKLARI HER ŞEYE RAĞMEN BİZ ADİL OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
CHP İstanbul İl Başkanlığına kayyım atanmasını değerlendiren İmamoğlu, "Daha önce başvurulmuş çokça mahkemece hakimlerin reddettiği kayyum atanması talebini bir mahkeme kabul ediyor. Siyasi güdümlü harekete geçiliyor. Giden yine herkesin cebinden gidiyor. İki gün önce yine sefil bir karar. Utanıyorum. İcra memurlarının hali ortadaydı. Bu ülkeyi nasıl bu hale getirirsiniz? Ahmak davası, Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak koymak için bir dava olacak. Peşinde koşacaksınız. Diplomamı iptal etmek için kendilerini paralıyorlar. 18 yaşındaki Ekrem cumhurbaşkanı olacakmış. Annem anlamadı, onlar anladı. Annem de ilk defa duruşmaya geldi. Beni insanlar çok seviyor. Bu akıl 2019’da 'sevgi pıtırcığı' diye dalga geçti benimle. Sevgiyi bilmiyorlar, gayeleri düşman yaratmak. Şimdi bir de çirkin davası. Bir siyasetçi sırıtarak bana fuarda laf atıyor. Bana terörist muamelesi yapmaya çalışıyor. Ona öyle öğretilmiş, her yol mübah demişler. Ben kendisine ne demişim? Kürsüye çıktığında kendinden olmayan herkese hakaret etmeye alışmış olan bir kişi siyaset yapacak, ben yapamayacağım öyle mi? Devre arası hakem değiştirir gibi dava arası hakim değiştirmeler, heyet değiştirmeler. Yaptıkları ve yaşattıkları her şeye rağmen biz adil olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
'YAPILANLAR TÜRKİYE'NİN DEMOKRATİK YAPISINA TEHDİTTİR'
İmamoğlu,"Ahmak davasında hakim sürüldü. İBB’de AKP’nin grup başkanvekili aynen şunu söyledi: Sürdüğümüzü birazdan açıklayacağım. Diploma idare davası. Yine heyetten iki kişinin yeri değişiyor. Büyükçekmece davası, hakim 4 celsedir mütalaa bekliyor, savcı vermiyor. 4. celse sonunda hakimin yeri değişiyor. Beni bu noktaya getiren süreç sadece bir bireyin adalet arayışı değildir. Bu dava ve diğerleri temel hak ve özgürlükler mücadelesidir. Bu yapılanlar Türkiye’nin demokratik yapısına tehdittir. Ülkemiz yıllardır yargının siyasetin bir aracı haline gelmesini izliyor. Baskılar, yer değiştirmeler, her yerde aynı kişiler. 17 Ocak’ta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı şu açıklamayı yapıyor, 'daha turpların büyüğü heybede'. Masumiyet karinesini yerle bir eden bu ağır suçlamaya karşı ifade özgürlüğümü kullandım ve açıklama yaptım. Hukukun üstünlüğünde dünyada 117. sırada, Avrupa’da sondayız. Hepimizin vazifesi bunu sorgulamaktır. Biz bu mücadelemizi geleceğimiz için, çocuklarımız için veriyoruz. Bir kişinin iki dudağı arasında bir devlet olmaz. Bunun sonucu ağırdır" dedi.
'İKTİDARI DEMOKRATİK YOLLARDAN DEĞİŞTİRME SUÇU İŞLİYORUZ'
İktidara eleştirilerini sürdüren İmamoğlu, şöyle dedi:
"Bilirkişi olayına benziyor, ben her şeyi bilirim anlayışı. Bu milletin karakteri var, 'ben ezelden beri hür yaşadım' der. Attığımız her adıma, her hizmete sakıncalı bakan bu anlayışa göre biz suç işliyoruz. Bu parti devleti anlayışı. İktidarı demokratik yollardan değiştirme suçu işliyoruz. Onun için buradayız. Bir bilirkişi, nasıl bir bilirkişi ki adı hep bizim davalarda geçiyor? Biz yapılan yanlışları ortaya çıkardığımız için buradayız, Silivri’deyiz. Ekrem İmamoğlu isminden korkuyorlar, bizi tehdit olarak görüyorlar. Asıl olarak milletin iktidarından korkuyorlar. Evet, onların verdiği zarara karşı en büyük tehdit biziz. Bu yolda yürüyecek olan millettir diyoruz millet. Türkiye’de meclis güçsüzleştirilmiştir, milletten uzak bir külliyede alınan kararlar ülkenin kaderinin tayin etmeye başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti milletimize aittir. Günahları olanlar korkarlar, ben korkmuyorum. Kimin rekabetten kaçtığını milletimiz görüyor. Milleti akılsız zannedenler çok büyük bir yanılgı içerisindeler. Ben aziz milletimize sesleniyorum, adalet yoksa kanunlar uygulanmıyorsa hangi barışı sağlayacağız? Korkuyla mı, tehditle mi? Okyanus ötesindeki bir ülkeyle mi? AİHM kararlarını, AYM kararlarını niye tanımıyorsunuz? Milletin sandığıyla kutsal oyuyla derdiniz nedir?"
'MİLLET GELECEK, BU TEK KİŞİLİK SİSTEM TIPIŞ TIPIŞ GİDECEK'
İmamoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Artık değişme zamanı geldi. Millet gelecek, bu tek kişilik sistem tıpış tıpış gidecek. Barış umutlarını kendi iktidarı için yıpratan, yalnızca iktidarı için yaşayan bir ruh hali istemem. Milletle yürüdüğümüz hedef nettir, önce adalet önce hürriyet. Bu sözler onların kulaklarında çınlayacak. O da: ‘Her şey çok güzel olacak."
BİLİRKİŞİNİN DİNLENMESİ TALEBİ REDDEDİLDİ
İmamoğlu’nun avukatları, dosyada yer alan bilirkişi S.B.’nin duruşmada dinlenmesini talep etti. Ancak mahkeme, bilirkişinin dinlenmesi talebini reddetti. Yaklaşık iki saat süren duruşmanın ardından bir sonraki duruşmanın12 Aralık 2025'te yapılmasına karar verildi.