Yerine kayyım atanan Gülistan Sönük: Demokratik Türkiye için halkın iradesi tanınmalı
Yerine 4 Kasım 2024'te kayyım atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük, "Demokratik bir Türkiye'den bahsetmek istiyorsak ilk başta halkın iradesi tanınmalı" dedi.
Artı Gerçek- 15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişiminin ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile belediyelere kayyım atamanın yolu açıldı. 3 dönemdir devam eden uygulama kapsamında 2016'da yılındaki ilk dönemde Demokratik Bölgeler Partisi'nden (DBP) 98 belediyeye kayyım atandı. 2019'daki seçimlerde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (HDP) kazandığı 65 belediyenin 48'ine kayyım atandı. 2024 seçimlerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti) kazandığı Mardin, Van, Dersim, Hakkari, Siirt, Halfeti, Akdeniz, Ovacık, Bahçesaray, Kağızman belediyelerine kayyım atandı. 'Kent Uzlaşısı'yla seçilen CHP'li Esenyurt Belediyesi'ne de kayyım atandı.
'İKTİDAR KÜRTLERİ ÜLKENİN ASLİ UNSURU OLARAK GÖRMÜYOR'
Kürt siyasi hareketine yönelik 4 Kasım 2016'daki 'siyasi darbenin' yıl dönümünde 4 Kasım 2024'te görevden alınarak yerine kayyım atanan Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, kayyım atamalarının iktidarın Kürt düşmanlığının vücut bulmuş hali olduğunu söyledi. Kayyım politikalarıyla Kürtlere "Siz kendi kendinizi yönetecek durumda değilsiniz, sizin bu iradeniz yok, siz doğrusunu yapamazsınız" denildiğini söyleyen Gülistan Sönük, "İktidar, Kürtleri ülkenin asli unsuru olarak değerlendirmiyor. Ondan dolayı 'Ben sana kayyım atarım, ben seni yönetirim' diyor. Bu politikalardan dolayı başta Batman olmak üzere birçok kente üç dönemdir kayyım atıyor" diye konuştu.
'KAYYIM CEZALANDIRMA YÖNTEMİ'
Kayyım politikasının 2016'da başlatıldığını hatırlatan Gülistan Sönük, Batman halkının üç dönem boyunca iradesinin elinden alınmasına rağmen kendi iradesine sahip çıktığını belirtti. Gülistan Sönük, "Batman açısından söylersek, halk kendi belediyesini Türkiye'nin 81 ili içerisinde en yüksek oy oranıyla seçti. Bu kayyım politikalarının Kürt illerinde devam ettirilmesi biraz da cezalandırma yöntemidir. Cezalandırarak, seni rehabilite edebilirim diyor. Kayyımları ısrarla Kürdistan kentlerine atanmasının sebebi budur" ifadelerini kullandı.
Bu politikaların, yerel demokrasiyi ortadan kaldırıp merkezi güçlendirme politikaları olduğunun altını çizen Gülistan Sönük, "Anayasada mevcut olan şey, birisi belediye başkanlığı görevinden dolayı bir suç işlerse görevinden alınabilir; ama bu da kayyım atamayı gerektirmez. 10 gün içerisinde meclis kendi arasından bir başkan vekili seçebilir. Bu kadar antidemokratik bir anayasa olmasına rağmen bu bile uygulanmıyor" diye konuştu.
'ALAMADIKLARI BELEDİYELERİ GASP ETTİLER'
Kayyım atamalarının gayri hukuki olduğunu söyleyen Gülistan Sönük, "Siyasi iktidar kendi rakibini seçimle yenemeyip yargı gücünü arkasına almasıyla belediyeleri gasp etmesi, kayyım politikalarının tamamen iktidarın Kürt düşmanı politikalar sonucu olduğunu gösteriyor" dedi.
'1979'DAKİ TOHUM FİDAN VERMEYE BAŞLADI'
Batman'ın demokratik ve yurtsever belediyeciliğin tohumunun atıldığı ilk yerlerden biri olduğunu dile getiren Gülistan Sönük, 1979'da Edip Solmaz'la birlikte ilk halkçı belediyeciliğin burada gerçekleştiğini ifade etti. Gülistan Sönük, "1979'dan günümüze kadar 28 günlük belediye pratiği halen konuşuluyor. Çünkü halkçı bir belediyecilikti. Dolayısıyla o gün atılan tohumlar, 99 sonrası artık fidan vermeye başladı" diye konuştu.
Devletin, kenti yurtsever kimliğinden arındırma çabası olduğunu dile getiren Gülistan Sönük, şöyle devam etti:
"Kendine göre dinci bir profil de çizmek istiyordu. Yurtsever kimliğin tersine bir kimlik de yaratmak istiyordu. Bunu başaramadı. 90'lı yıllarda faili meçhuller yaşandı, binlerce insan sokak ortasında katledildi. Bu kentte milletvekilleri, belediye başkanları sokak ortasında katledildi. Dolayısıyla Batman için amaçladığı sonuçlara ulaşamadı, bunu her seçimde de tekrardan devreye koymak istiyor."
'BARIŞTAN SÖZ EDİYORSAK HALKIN İRADESİNİ TANIMAK GEREKİR'
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'yla başlayan sürece değinen Gülistan Sönük, barış ve demokrasinin konuşulduğu bir süreçte irade gaspının süreçle çelişkili bir durum olduğunu belirtti. Gülistan Sönük, şunları dile getirdi:
"Eğer bir barıştan söz ediyorsak, ilk önce barışacağımız halkın iradesini tanımamız gerekir. Kürdistan Özgürlük Hareketi üstüne düşenin fazlasını yaptı. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat çağrısı sonucu PKK'nin kongresini toplayıp örgütsel varlığına son vermesi, 11 Temmuz'da Besê Hozat öncülüğünde bir grup gerillanın silahlarını yakması ve geçtiğimiz günlerde Kürdistan Özgürlük Hareketi'nin bütün Türkiye sınırında çekildiğini ilan etmesi barışta ne kadar ciddi olduklarını gösteriyor."
'KAYYIM ATAMALARI ARTIK TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDEN ÇIKMALI'
Yıllarca devam eden Kürt sorununa, sadece pansuman yapılarak çözüm üretilemeyeceğini vurgulayan Gülistan Sönük, "Bu komisyonun kurulmasıyla Kürt sorunu masaya yatırılmış durumda, yara açılmış. Ya bu yara iyileştirilecek ya da bu yara zamana yayılırsa enfeksiyon kapacak ve Türkiye'yi çok daha kötü günlere sürükleyecek" dedi.
Sürecin halkta güven uyandırması açısından geçiş yasalarının bir an önce çıkması gerektiğini dile getiren Gülistan Sönük, "Bununla birlikte kayyım atamaları artık Türkiye'nin gündeminden çıkmalı, Türkiye'de kayyım atamaları konuşulmamalı. Demokratik bir Türkiye'den bahsetmek istiyorsak ilk başta halkın iradesi tanınmalı ve Türkiye önümüzdeki süreç açısından Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartnamesindeki çekincesini muhakkak kaldırmalı ki yerel demokrasi güçlensin. Yerel demokrasi ile birlikte Cumhuriyetin kendisi de demokratikleşecektir" diye konuştu. (MA)