Antep Şehir Hastanesi sorunlarla açıldı: Doktor ve personel sayısı yetersiz, bazı yoğun bakım üniteleri açılamadı
Sinan ŞAHİN
ANTEP- Antep Şehir Hastanesi 6 Ekim'de resmî olarak hizmet vermeye başladı. 2013 yılında dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu tarafından temeli atılan ve 2018 yılında hizmete açılacağı söylenen bin 875 yataklı hastane beş yıl gecikmeli olarak hizmete başladı ama hastanede eksiklikler bitmedi.
PERSONEL AÇIĞI VAR
Bin 875 yataklı kompleks, genel hastane, kadın ve çocuk hastanesi, kalp-damar ve onkoloji hastanesinden oluşuyor. Depremde ağır hasar gördüğü için boşaltılan Doktor Ersin Arslan Devlet Hastanesi ve buraya bağlı Mücahitler Ek Binası personeli de Şehir Hastanesi'ne kaydırıldı. 25 Aralık, Abdulkadir Yüksel ve Şehitkamil Devlet Hastanesi çalışanlarının bir kısmı da burada görevlendirildi. Ancak buna rağmen hastanede personel açığı henüz giderilemedi.
YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİ KAPALI, EKİPMAN EKSİK
Şehir Hastanesi ile ilgili en önemli sorunlardan biri hayati öneme sahip ünitelerin henüz hizmete açılmaması. Hastane çalışanları genel yoğun bakımda sadece bir ünitenin çalıştığını, cerrahi yoğun bakım ünitesinin ise açılmadığın anlattı. Çalışanlar ayrıca hastanede bazı temel tıbbi ekipman ve malzemelerin de eksik olduğunu dile getirdi.
ULAŞIM BÜYÜK SORUN
Merkez Şahinbey ilçesine bağlı Akkent Mahallesi'de inşa edilen hastaneye ulaşım da sorun. Kentin bir çok mahallesinden hastaneye ulaşmak için en az iki toplu taşıma aracı kullanmak gerekiyor. Taksiyle kent merkezinden hastaneye ulaşmak ise en az 250 TL. Bu rakam uzak semtlerde yaşayanlar için iki katına çıkabiliyor. Ulaşım konusu sadece hastalar için değil hastane personeli için de bir eziyete dönüşmüş durumda.
‘KENDİ İŞİM DIŞINDA HER İŞİ YAPMAK ZORUNDA KALIYORUM'
Hastanenin açıldığı ilk günden itibaren sorunlarla boğuştuklarını söyleyen bir hastane çalışanı şunları anlattı:
"Hastanenin ilk günlerinde 24 saat nöbete kaldık. Bomboş hastanede sabaha kadar ayakta durduk. Bir yerlere oturduğumuzda güvenlik fotoğraflarımızı çekti. Hastaların mağdur olmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Şirket eksik elemanla çalışacak diye bilgi işlem ve klinik destek elemanlarının işini bile hemşireler yapıyor. Kendi işim dışında koli taşımak dahil her şeye koşturdum. Ama şirket elemanları tarafından sürekli mobbinge maruz kalıyoruz. Eksik ekipmanlarla hasta tedavisi yapmaya çalışıyoruz. Temel olarak ihtiyaç duyduğumuz eldivenleri dahi kullanamıyoruz. Çünkü yok yok yok. Sorunları yetkililere anlattığımızda, 'yapmak zorundasınız, yapacaksınız' cevabı alıyoruz. Ben artık kendi işim dışında bir iş yapmak istemiyorum."
'DOKTORLAR HASTA MUAYENE ETMEK İÇİN ECZANEDEN ELDİVEN ALIYOR'
Sağlık memurlarına kendi işleri dışında görevler verildiğini ve şirket çalışmalarının baskısına maruz kaldığını anlatan bir başka hastane çalışanı da şöyle dedi:
"Burada, eksik malzemeler ile hastalara hizmet vermeye çalışıyoruz. Ancak çalışanların hiçbir insani ihtiyacı karşılanmıyor. 24 saat esaslı çalışanlar, her an herkesin görebileceği kapısız alanlarda dinleniyor. Hekimler muayene edecekleri hastalar için eczaneden kendi ceplerinden eldiven almak zorunda kalıyor. Hali hazırda bu kadar eksiklik varken hem çalışanın hem de hastaların can güvenliğini tehlikeye atmanın sorumluluğunu şirket mi üstlenecek, yoksa Sağlık Bakanlığı mı? Problemlerimizi çözmesi gereken yöneticiler sırf koltuklarından olmamak için çalışanların sorunlarına kulaklarını kapatıyor. Her şey yolundaymış gibi gösteriyor."
'HASTANE HENÜZ HAZIR DEĞİL'
Türk Tabipler Birliği (TTB) Konsey Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, gerekli planlama yapılmadan hastanenin açıldığını vurguladı. Eroğulları, "Siyasi kaygılarla bir an önce açılması istendi ama hastane henüz hazır değil. Bu yüzden defalarca açılışı ertelendi. Şu anki durumda yoğun bakıma hasta yatırılamadığını görüyoruz. Onun yerine Ersin Arslan Hastanesinin ek binası olan Mücahitler binasındaki üçüncü basamak yoğun bakımda yatıyor hastalar. Orada da pratisyen hekim arkadaşlar nöbet tutmak zorunda kalıyor. Çünkü ciddi bir hekim eksikliği var. Dolayısıyla bu planlamalar yapılmadan oy kaygısıyla atılan her adım, halkın sağlığını doğrudan etkiliyor" diye konuştu.
'RANDEVU ALMAK BİR KAÇ AYI BULUYOR'
Hastanedeki bazı bölümlere randevu alınamadığını söyleyen Eroğulları, "Özellikle hekim sayısının az olduğu, randevu talebinin fazla olduğu bazı kritik bölümlerde bir kaç aya uzanan sanal kuyruklar var. Dolayısıyla hem fiziki olarak hem de teknik olarak insanların şu an orada sağlığa erişimi mümkün değil. Orası şu an tam bir özel şirket mantığı ile yönetilmektedir. En basit bir talep bile bir sürü aşamadan geçtikten sonra ve şirketin kabul etmesi durumunda alınabiliyor. Orada insanların en temel çalışma ihtiyaçlarının bile karşılanmadığını görüyoruz" dedi.
'SİSTEM HASTAYI MÜŞTERİ GİBİ GÖRÜYOR'
Şehir hastanelerinin hasta garantili bir sistem olduğunu anımsatan Eroğulları, "Bunu göz önüne aldığımızda ortaya başka bir gerçek çıkıyor. Tıpkı köprü ve otoyol geçişlerinde olduğu gibi hasta garantisi verilmiş. Bunu sağlamak için bir süre sonra halkın daha rahat ulaşabildiği hastaneleri kapatmak zorunda kalacaklar. Çünkü sistem hastayı bir müşteri olarak görüyor. Bunun en bariz örneği şu an Ankara’da yaşanıyor. Orada halkın rahatça ulaşabildiği devlet hastaneleri bir bir kapatıldı" diye konuştu.
'SAĞLIK PERSONELİNİN DİNLENME ODASI YOK'
Genel Sağlık İş Antep İl Temsilcisi Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu da deprem nedeniyle kente Adıyaman'dan, Maraş’tan, Hatay’dan gelen hastalar olduğuna dikkat çekti. Küçükosmanoğlu, "Kentteki devlet hastanelerinde genel olarak ciddi bir hasta yoğunluğu söz konusu. Şehir Hastanesi bir bakıma kurtarıcı olarak görülüyordu ancak beklendiği gibi olmadı. Ulaşım anlamında kent merkezine uzak. Ciddi bir doktor açığı olduğunu biliyoruz. Sağlık personelinin adaptasyon sorunu var, personel açığı var. Dinlenme odaları yok. Bu sorunların kısa sürede çözülmesi de pek mümkün görünmüyor" dedi.
'İDEAL HASTANE TİPİ 600 YATAKLIDIR'
Hastanenin büyüklüğünün çok iyi hizmet verdiği anlamına gelmediğini vurgulayan Küçükosmanoğlu, "Sağlık bilimcilere göre ideal hastane tipi en fazla 600 yataklı hastanelerdir. Bin 875 yataklı hastane olması orada çok iyi sağlık hizmeti verildiği anlamına gelmez. Ankara, Mersin, Eskişehir ve Bursa’da şehir hastanelerinin olumsuz örnekleri yaşanıyor. Büyük, gösterişli hastane binaları yapılıyor ama burada bakılması gereken sağlık hizmetleridir. Ne kadar hasta burada tedavi ediliyor. Hasta, buraya ulaşabiliyor mu? Gerekli sağlık hizmetlerini rahatlıkla alabiliyor mu?" diye konuştu.
İL SAĞLIK MÜDÜRÜ EKSİKLERİ KABUL ETTİ
Antep İl Sağlık Müdürü Beytullah Şahin de geçtiğimiz günlerde yaptığı basın açıklamasında personel eksikliğini doğruladı. Diğer hastanelerdeki sağlık personelinin planlı bir şekilde şehir hastanesine aktarıldığını söyleyen Şahin, "Burada da ihtiyaç var, ilde de var ama bu ülke genelinde olan bir şey. Sağlıkta insan kaynağı çok kolay elde edilen bir şey değil. Önümüzdeki devlet hizmet yükümlülüğü kurasında ilimize 80 uzman hekim gelecek. Yine bizim personel ihtiyacımız var; hemşire, ebe, sağlık memuru anlamında. Bunlar da bakanlığa bildirildi. Önümüzdeki günlerde personel yönüyle çok daha rahat olacağız. Ama şu anda işleri aksatacak bir durum kesinlikle söz konusu değil" dedi.