'Bu iş bitti algısı yaratıldı, bedeli büyük olabilir'

'Bu iş bitti algısı yaratıldı, bedeli büyük olabilir'
İBB Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan ve İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, 'normalleşme' süreci sonrasını değerlendirerek yeterli önlemlerin alınmadığını vurguladı.

Hızla atılan "normalleşme" adımlarıyla birlikte vaka sayıları yeniden yükselişe geçti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan ve İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip süreci değerlendirdi. Prof. Kılıçaslan, ağır hasta sayısında ciddi anlamda artış olduğunu dile getirirken "Normalde yaygın test yapıldığında ağır vaka oranlarının yüzde bir ile bir buçuk civarında olması gerekirken bizde şu anda yüzde 10 civarında. Böyle olmaması lazım. Bunun nedeni test yapılmaması. Ancak ciddi ağır vakalara test yapılması. Dolayısıyla da çıkan hastaların ağır vakalar olarak görülmesine neden oluyor. Gerçek sayı ortaya çıkmıyor" dedi.

Prof.Dr.Pınar Saip de hem yoğun bakım sayılarında hem de hastane yatışlarında artış olduğunu kaydederek, testlerin yetersizliğine ve bunun da vaka sayılarında artışlara neden olduğuna vurgu yaptı.

Vaka sayısının Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı verierden daha yüksek olduğuna dikkat çeken Prof. Kılıçaslan, birçok kaynağın son dönemlerde yaşanan hareketlenmelerin vaka sayısını arttırdığını gösterdiğini, artışın bakanlığın açıkladığı verilerde de görüldüğünü dile getirdi.

    

'RESMİ MAKAMLARIN YAPTIĞI AÇIKLAMALAR BU İŞ BİTTİ ALGISI YARATTI'
 
Tedbirlerin kaldırılmasıyla kitlesel hareketliliğin arttığını, Ayasofya’nın açılışı, tatil bölgelerinde yaygın toplanmalarla örneklendiren Kılıçlaslan, "Resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalarda sayıların düştüğünün dillendirilmesi toplumda ‘bu iş bitti’ gibi bir algıya neden oldu. Dolayısıyla da özellikle maske kullanımı azaldı, etkili madde kullanımı azaldı. Toplu ulaşımda bile insanlar artık doğru dürüst ağzını burnunu örtmüyor. Bunun da problemi büyüttüğü kesin" diye konuştu.
 
TEST SAYILARI

 Kılıçaslan, testlere sınırlama getirilmesinin de vakaların tespitini zorlaştırdığını, test sayısının arttırılmasının salgınla mücadelede önemine vurgu yaparak, "Baştan beri çok test yapılmadı zaten. Testler yeterli değildi. Özellikle test sayısının sınırlandırılmasıyla birlikte vaka sayıları arttı. İlk önce yapılması gereken; hastaya temas etme ihtimali olanlara test yapmak ve onları izole etmek. Bu yapılmıyor şu anda. Hasta yakınlarında ağır, önemli bir şikayet yoksa test yapmıyorlar. Halbuki vakaların yakalanması ve onların karantinaya alınması en önemli tedbirlerinden bir tanesidir. Hasta yakınlarından çıkacak erken dönem vakalarını yakalayamazsanız onlardan başkalarına, onlardan da başkalarına bulaşır. Yani en temel kurallardan bir tanesi budur. Şu anda birçok ülkede bırakın hasta yakınlarını, insanlara sokaktan geçerken bile test yapılmasını teşvik eden bir sistem var. Bizde sağlık çalışanları bile ciddi hasta olmadan test yaptıramıyor. Bu da gerçek sayının ortaya çıkmasını önlüyor. Onun ötesinde testler hastaların erken dönemde yakalanıp, bulaşma zincirinin kırılmasını önlüyor" diye konuştu.

'EKONOMİK NEDENLERLE ALINMAYAN TEDBİRLER NEDENİYLE ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE DAHA BÜYÜK ZARAR GÖRÜLECEK'

Salgının ciddi anlamda devam ettiğini ve ne kadar süreceğinin belli olmadığını ifade eden Kılıçaslan, "Türkiye şu anda ekonomik nedenlerle almadığı tedbirlerle uğrayacağını düşündüğü bazı zararlar var. Ama önümüzdeki süreçte toplum bundan çok daha büyük zarar görebilir" dedi.

VERİLER SÜBJEKTİF

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip de yaptığı değerlendirmelerde, çok yaygın test yapılmadığı için sayıları net olarak bilemediklerini testi negatif çıkan fakat belirtileri, bulguları nedeniyle Kovid-19 olarak kabul edilen ve tedavi edilen kişilerin olduğunu söyledi. Bu hastaların istatistiklere yansımadığının altını çizen Prof.Saip, "Ve tabii ki bunların temasları ve takipleri konusunda sıkıntılar oluyor. Bir de daha net olan yoğun bakım ve entübe hasta sayısı verilerini açıklamayı bıraktılar. Bunlar daha objektif verilerdi. Bunlarda ciddi artışlar oldu. Bunun ardından bakanlık sadece ağır vakaları ve zatürre olanları açıklamaya başladı. Bunlar tabi biraz daha sübjektif veriler. Net rakamları algılamamızda güçlük yaratıyor." diye konuştu.

NORMALLEŞME SONRASI: HER ŞEY KONTROL ALTINDA ALGISI YARATILIYOR
 
Salgının birinci dalgasının henüz bitmeden normalleşme sürecine geçilmesini değerlendiren Prof. Saip şunları kaydetti:

 "Vaka sayısı açısından en düşük 750’leri görmüştük. 1 Haziran, ‘yeniden açılma’ diyoruz biz ‘normalleşme’ diyemiyoruz, çünkü normal bir duruma geçmemiz mümkün değil. Yeniden açılma maalesef normalleşme gibi algılanmış durumda. Başarı hikayesi yazma imajı vermek istiyorlar. Ama bir yandan da kontrolsüz, denetimsiz bir süreç başladı. İşte Ayasofya’nın açılışına insanların gelmesi teşvik edildi. Milyonlara varan öğrencilerin sınavı yapıldı. Asker uğurlama törenleri yapıldı. Turizm açılsın diye de bayram tatilinde bir açılım yapıldı. Tüm bunlar halkta bir rehavet oluşturuyor. ‘Zaten başarılıyız, zaten devlet bu tür işler yapıyorsa her şey kontrol altında’ gibi bir algı yaratılıyor. Ve bu algı nedeniyle vatandaş da gereken önlemi almıyor. Bundan bir an önce vazgeçilmesi ve durumun ciddiyetiyle ilgili topluma doğru bilgilerin yansıtılması lazım." (MA)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar