Alevi Kürtlerin yüzyıllardır devam eden yılbaşı ritüeli: Gağan
Esra ÇİFTÇİ
İSTANBUL - Yeni bir yıla girmenin her dinde, her inançta, her coğrafyada farklı ritüelleri var. Alevi Kürtler de yüzyıllardır, yeni yılı Gağan Bayramı ile karşılıyor. Gağan, Kürt Aleviler için birkaç anlam taşıyor; elde edilen hasadın kutlanması, gıda yardımıyla sosyal dayanışma ve gelecek hasada hazırlık. Gağan’daki birlik Cem’lerinde, hasat sezonunu verimsiz geçiren kimselere erzak yardımı yapılır. Her Gağan’da erzak toplama etkinliği düzenlenir, bir heyet öncülüğünde yardım edecek kimselerin gönül rızalığı alınarak bayram havasında erzak yardımı kabul edilir. Alevi Kürtler için önemli bir ritüel olan Gağan’ı araştırmacı yazar Erdoğan Yalgın ile konuştuk.
'MİRAS UNSURLARININ KUŞAKLARA AYNEN AKTARILMASI GEREKMEKTEDİR'
Yazar Erdoğan Yalgın, insanlık tarihi boyunca bütün toplumsal katmanların, coğrafi ve iklimsel devinimleri içinde kendilerine özgü gelenek-görenek, milli ve dini inançsal şenlikleri-bayramları, kendine özgü kutsal günleri olduğunu söylüyor. Bir toplumu geleceğe taşıyan manevi unsurların arasında bu özel günlerin oldukça önemli olduğunu vurgulayan Yalgın, toplumsal belleklerde, gelişerek devamlılık arz eden toplumun genetik yapılarının ve uzantılarının bu sosyo-kültürel, etnik-inançsal kodların tüm zamanlarda yaşatılmasının önemli olduğun da altını çiziyor. Yalgın, genel anlamda Kürtlerin ve hatta aynı genetik köklere sahip olan kardeş Ezidilerin, Ehl-i Hakların ortak hafızalarında yaşattıkları önemli bayram, şenlik ve kutsal günlerin, modern kapitalist dinlerin resmileşerek devletleştiği bir dünyada bile hala canlılığını koruduğunu, zamana yayılan bu miras unsurlarının yaşatılması ve gelecek kuşaklara aynen aktarılması gerektiğini söylüyor ve Kürtlerin kendi ana dilleriyle ifade ettikleri Réya / Raa Heqi inancı yani Alevi Kürtler için önemli bir ritüel olan Gağan’ı şöyle anlatıyor:
“Alevi Kürtler eski yılın bitimi olarak 9-21 Aralık arasında Gağan kutlamaları yaparlar. 21-22 Aralık gecesi en uzun gece olduğundan bu gecede Güneş Tanrısı Mitra için yapılan “en uzun” anlamına gelen “Yelda Bayramı” bölgenin değişik yerlerinde kutlanır. Gağan aynı zamanda yeni yıl hazırlıklarıdır. Aralık ayının son haftasında 21 Aralık’ta üç gün tutulan oruca verilen addır Gağan. Gerek orucun başladığı salı sabahında ve gerekse orucun bitimi olan perşembe gününde evin hanımı, annesi çok önemli bir ritüel gerçekleştirir. Sabahın erken saatinde çeşmede ya da yakın bir su kaynağında, nehir, derede bir tas suyu bazen sade, bazen de tuzla karıştırarak evin her tarafına, hayvanların bulunduğu ahıra, elleriyle dualar eşliğinde serper. Bu ritüelde, evin bolluk, bereketli bir tarımsal yılın daha geçirilmesi, hanenin kemgözlerden, nazardan korunması, vs. dilenir”
'ALEVİ İNANCINDA ORUÇ TUTMAK SADECE GÜNLÜK AÇ KALMAKLA EŞ DEĞER DEĞİLDİR'
Evin hanımının, (Kadın Ana) annesinin suyun aktığı göze veya çeşme arasında bolluk ve bereket tanrıçası 'Anahita' bağlamında derin, gizemli bir ilişkinin söz konusu olduğunu söyleyen Yalgın, Gağan’da da tıpkı Xızır’da olduğu gibi orucun salı günü başlayıp, perşembe günü bittiğini, bu orucun bireysel olduğunu, isteğe göre yapıldığını belirtiyor. O gece rehberlerin, pirlerin ya da dervişlerin icrasıyla evlerde Cem’ler bağlandığını ifade eden Yalgın, orucun açılmasına Müslümanlarda olduğu gibi “iftar yemeği”, “İftar açma” denmediğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
“Alevi inancında oruç tutmak sadece günlük aç kalmakla eşdeğer değildir. Bir bütünsellik içinde insanın bütün dış etkenlerden arınması anlamına gelir ki, bu da “ölmeden önce ölmek” manasıyla anlam kazanır. Bunun yanı sıra bir Pagan bayramı olan Yule Bayramı (Kış Gündönümü) Alevi Kürtlerde kutlanan Gağan Bayramı'nın arkaik geçmişinden günümüze kalan bir izdüşümü gibidir. Zira tek tanrılı dinlerden önce Mezopotamya’da tarım toplumunun; insan-doğa ekseninde yarattığı bir değerdir.”
'GAĞAN 21 ARALIK’TAN OCAK AYININ İLK HAFTASINA KADAR SÜRER'
Gağan’ın 21 Aralık’tan, Ocak ayının ilk haftasına kadar sürdüğünü, doğa şartlarına göre de 40 gün sürebileceğini dile getiren Yalgın, bu günlerdeki dayanışma faaliyetleri arasında hayat bulan bir etkinliğin olduğunu, bunun da toplumsal yaşamda çok önemli bir yere sahip olduğunun altını çiziyor ve şöyle devam ediyor:
“Bu etkinlikte, yeni gelinleri ziyaret etme, yeni evlerinde gidip görmek de var. Bu vesileyle köylerde evin erkek gençleri, evlenmiş ve başka köylere gelin gitmiş, kız kardeşlerini, ablalarını, halalarını, teyzelerini ziyaret ederler. Onlara Gağan hediyeleri götürürler. Onların hal hatırını sorarlar, aile düzenlerini gözlemlerler. Buradaki maksat onlara eski evleri, haneleri ve aileleri tarafından unutulmadıkları, özlendikleri duygusu hissettirilir.”
KHALIK VE FATIK
Köyün gençlerinin bir araya gelerek köy meydanında orta oyunu denilen eğlenceli tiyatrolar sergilendiğini söyleyen Yalgın, bunların en başında gelenin değişik isimlerle sergilen Khalık ile Fatık ya da Kalo ile Fadike oyunları olduğunu belirtiyor. Yaşlı karı-koca rolüne girmiş daha çok erkeklerin doğaçlama olarak geliştirdikleri farklı mesajların verildiği oyunlar olduğunu söyleyen Yalgın, bu orta oyunda Kalo’nun eski yılı temsil ettiğini belirtiyor ve etkinliği şöyle anlatıyor:
“Kapı kapı dolaşan gençler çaldıkları kapılardan yiyecek, giyecek ve çeşitli hediyeler toplarlar. Bu hediyeler daha çok tarımsal (un, yağ, pestil, ceviz, badem) ürünleridir. Kış günlerinde özellikle fakir ailelerin evlerindeki yiyeceklerin azalacağı düşünüldüğünden bu toplanan yiyecekler köyün fakir ailelerine dağıtılır. Burada da köyün fakir aileleriyle yapılacak dayanışmanın incitici olmadan eğlenceli bir uygulamayla hayat bulması gerçekleştirilir. Aslında bu davranış şekli çok ince bir düşünce tasarımıdır. Gençler evlerden topladıkları ürünlerden farklı yemekler, yiyecekler yaparak yerler. Bütün bunları yaparlarken de sazlı sözlü, davullu zurnalı, halaylı eğlenceli anlar yaşarlar. Ayrıca toplanan nohut ve buğdaydan hedik pişirilip şenliğe katılanlar arasında pay ederler. Gağan’da yapılan bütün bu etkinliklerin yeni yılda bolluk ve bereketin olmasına sosyal, kültürel dayanışmanın güçlenmesine yönelik ortak tarım toplumunun faaliyetleri olarak düşünülmelidir. Fakat son yıllarda sadece eğlenceli boyutuyla ele alınan Gağan, bir bütün olarak sadece bu orta oyunundan ibaret değildir”