'Şekerde öyle bir oyun oynanıyor ki dinleri imanları para'
HABER MERKEZİ- Ülke genelinde 14 şeker fabrikasının özelleştirileceğinin duyurulması sonrası başlayan tartışmalar sürüyor. Ülkenin pancar üretiminden çekilmesi, şeker ihtiyacının tamamen mısırdan yapılan nişasta bazlı şekerlerden karşılaması ihtimalini ve Nişasta Bazlı Şeker’in (NBŞ) satışa sunulması ihtimalini gündeme getirdi.
Genetik yapısına müdahale edilmiş mısırdan üretilen tatlandırıcıların halkın sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine değinilirken, "Şekerde öyle bir oyun oynanıyor ki, dinleri imanları para, halk sağlığı bir kenara" ifadesi kullanıldı.
Mısırdan üretilen tatlandırıcıların kanser başta olmak üzere çok sayıda hastalığa yol açtığı bilim çevreleri tarafından da tartışılıyor.
Birgün'de yer alan haber şöyle:
REÇELDEN İÇEÇEKLERE HER YERDE KULLANILIYOR
NBŞ çay şekerinden yapay bal, gazlı ve meyveli içeceklerden, çikolata, kek, şekerleme, reçel, marmelat ve jöle gibi pek çok işlenmiş gıdada kullanılıyor. Baklava, künefe, unlu mamuller, ketçap, mayonez, hazır çorba ve bebek mamalarında da NBŞ bulunuyor.
KARACİĞER YETMEZLİĞİNDEN KALP HASTALIKLARINA...
Bebek mamasından çay şekerine kadar tüm gıda maddelerinde kullanılacak NBŞ’nin insülin direncini olumsuz olarak tetiklediği için, şeker hastalığı ve şişmanlık başta olmak üzere kanserden kalp hastalıklarına, karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalıkları yol açtığı biliniyor.
Mısır şurubu kökenli fruktoz, sindirim sistemi yoluyla hızla emilemediği için aşırı bir insülin salgısına yol açıyor. Doyma hissini geciktirdiğinden dolayı da sürekli yeme hissi oluşturuyor. Tüketilen fruktoz yağa dönüşerek şişmanlamaya neden oluyor.
İç organlarda yağlanmaya sebep olan fruktoz, siroz, karaciğer kanseri, kalp damar hastalığından kaynaklı inme ve birçok kronik hastalığa da davetiye çıkarıyor. Ayrıca NBŞ tüketim oranı ile gut hastalığı da paralellik gösteriyor.
NİŞASTA BAZLI ŞEKER İÇİN ZEHİR GİBİ RAPOR
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan raporda, nişasta bazlı şekerin zararları saymakla bitirilemezken, her biri alanında uzman 12 bilim insanının hazırladığı raporda sakıncalar ise şöyle sıralandı.
YEMEK YEME VE İÇME DAVRANIŞINI BOZUYOR
Raporda, nişasta bazlı şekerlerin içinde bulunan fruktozun insan metabolizmasında anarşiye neden olduğu, sindirilmeden kana karıştığı için karaciğerde yağlanmaya neden olduğu, insülin salgılatmadığı için tokluk hissi hormonunu uyarmadığı ve aşırı yemeye neden olduğuna dikkat çekildi. NBŞ ürünlerinde tüketilen yüksek fruktozun obeziteye kapı araladığına vurgu yapıldı. Beyindeki tokluk duygusunu algılayacak glukoz sensörleri bulunuyor. Früktoz için söz konusu olmayan bu durum yeme davranışını bozuyor.
KANSER, ŞEKER VE GUT HASTALIĞINA YOL AÇIYOR
Kolan ve meme kanserleri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerinin de obeziteyle bağlantılı olduğu ve fruktozun gut hastalığı riskini de artırdığına dikkat çekilen tarihi raporda, fruktoz metabolizmasının farklı olması nedeni ile insülin direnci, obezite ve şeker hastalığına yol açacağı yönündeki bilimsel kanıtlar arttığı özellikle vurgulandı.
CIVA TEHLİKESİ!
Nişasta bazlı şekerlerdeki en büyük tehlikelerden birisinin de cıva konusu olduğunu belirten Bilim Kurulu, bu konudaki yayınlara dikkat çekerek, NBŞ ürünlerinin üretim aşamasında olası cıva ve karbonil bileşiklerinin izlenimi ve denetiminin artırılmasını istedi.
NBŞ İLE BİRLİKTE KÜRESEL İLAÇ TEKELLERİ DE KAZANACAK
CHP Edirne Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Okan Gaytancıoğlu, "Türkiye’nin tercihi Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) olamaz. NBŞ lobisi amacına ulaşırsa Türkiye’de şekerpancarı üretimi yerine GDO’lu mısır ithalatı yapılacak ve bir başka küresel dev olan 'Cargill, Monsanto, Bayer' gibi tohum firmaları kazanacak" dedi.
Gaytancıoğlu, şunları söyledi:
"Bu NBŞ lobisi amacına ulaşırsa AB ülkelerinde ortalama % 1.5, Türkiye’de % 15 olan NBŞ kotası belki de sınırsız olacak ve küresel dev olan Cargill kazanacak. Bu NBŞ lobisi kazanırsa Türk insanı, obezite, şeker hastalığı ve kanser gibi birçok hastalıkla mücadele edecek ve yine küresel ilaç firmaları kazanacak. Her şey son derece açık ve net. Pancardan şeker üretimi ile o mısırdan NBŞ üretimi konusu etraflıca incelendiğinde,Türkiye’nin tercihi NBŞ olamaz."
CARGLL'İN AKP İLE YÜKSELİŞİ
Kotalı NBŞ üretiminin yüzde 44’ünü elinde bulunduran Amerika merkezli dünyanın en büyük gıda firmalarından Cargill, AKP Hükümeti’nin sağladığı imtiyazlarla büyüdü. NBŞ’lerin bilimsel zararlarından kaynaklı tüketim oranları AB’de ve dünyada düşerken Türkiye’de şirketin karı gözetilerek üretim sürekli arttırıldı. Pancardan üretilen şekere göre daha ucuz olan ve şekerlemeler başta olmak üzere, unlu mamuller, reçel, alkollü ve alkolsüz içecekler gibi tüketim maddelerinde kullanılan NBŞ’in kotası yüzde 10’dan yüzde 15’e kadar çıkarıldı. AB’de kişi başına düşenNBŞ tüketimi 1 kg iken bu oran Türkiye’de 6 kg’ı buldu.
KOTA SÜREKLİ ARTTIRILDI
Hükümet her yıl NBŞ kotalarını kademeli olarak artırdı. 2017 verilerine göre, Cargill’in kotası son 14 yılda 1 milyon 370 bin ton arttı. Pankobirlik’in yaptığı araştırma, Cargill’e verilen kotadan dolayı ülke ekonomisinin 14 yılda, 5 milyar dolar katma değer kaybı yaşadığını gözler önüne serdi. Elinde büyük bir maddi güç bulunduran Cargill Türkiye’de 5 NBŞ firması bulunmasına rağmen tekelleşti. İhtiyaç olmamasına rağmen Bakanlar Kurulu kararıyla her yıl arttırılan kota da bunda büyük bir rol oynadı. Cargill Bakanlar Kurulu ile belirlenen kotayı da az bularak bunu sürekli aştı ve karşılığında bir yaptırım uygulanmadı.
AVRUPA CARGİLL'E GEÇİT VERMİYOR
Nişasta bazlı şeker Fransa’da sıfır, Almanya’da yüzde 1.5 kotayla kullanılıyor. Birçok ülkede NBŞ üretimine izin verilmiyor.
NBŞ kotalarının Avrupa’da düşürüldüğüne dikkat çeken Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu, olumsuz etkileri nedeniyle Türkiye’de de kotaların biran önce düşürülmesini istedi.