'Mükemmel güneş sistemi' keşfedildi: 'Daha önce kimsenin görmediği bir şey'
Artı Gerçek - Astronomlar, Dünya'dan 100 ışık yılı uzakta, milyarlarca yıldır değişmemiş altı gezegenden oluşan bir güneş sistemi keşfetti. Bu sistem bilim insanlarına, yaşam barındırma ihtimali olan gezegenleri inceleyebilmeleri için ideal şartlar sunuyor.
BBC Türkçe'nin haberine göre sistemin merkezindeki yıldız HD110067, yıllardır gök bilimcilerin merakını celbediyordu. Sistemdeki gezegenlerin hepsi hemen aynı büyüklükte ve yaklaşık 12 milyar yıl önce oluşmalarından bu yana çok az yapısal değişiklik geçirdi. Bu da, bu sistemin nasıl oluştuğuna ve canlı yaşamı barındırıp barındırmadığına dair çalışma yapma olanağı sunuyor.
Keşifle ilgili araştırma bilim dergisi Nature'da yayımlandı. Araştırmayı yöneten Chicago Üniversitesi'nden Dr Rafael Luque, bulunan sistemi "mükemmel güneş sistemi" olarak tanımladı: "Bu gezegenler, oluşumlarını gözlemlemek için çok ideal çünkü başlangıçları kaotik değil ve oluştuklarından bu yana değişmediler."
'DAHA ÖNCE KİMSENİN GÖRMEDİĞİ BİR ŞEY'
İngiltere'deki Warwick Üniversitesi'nden Dr Marina Lafarga-Magro da "Bu gerçekten çok heyecan verici, daha önce kimsenin görmediği bir şeyi görüyoruz" dedi.
Dünya'nın kendi Güneş Sistemi, oldukça "yıkıcı ve şiddetli" bir süreçle oluşmuştu. Gezegenler oluşurken bazıları birbirine çarpmış, yörüngelerini değiştirmiş ve bu nedenle Jüpiter, Satürn gibi dev gezegenlerin yanında, Dünya gibi daha küçük boyuttaki gezegenler de oluşmuştu.
GEZEGENLERİN HEPSİ HEMEN HEMEN AYNI BOYUTTA
HD110067 sisteminin oluşma süreciyse neredeyse "tamamen farklıydı". Bu sistemdeki gezegenlerin hepsi hemen hemen aynı boyutta ve Dünya'nın içinde bulunduğu Güneş Sistemi'ndeki gezegenlerin bağlantısız yörüngelerinin aksine, bu gezegenler senkronize hareket ediyor.
HER GEZEGENE NOTA VE RİTM TANIMLANDI
HD110067'ye en yakın gezegen yıldız etrafında üç kez dönerken, bir sonraki gezegen iki kez, bir sonraki tek kez dönüyor. Dördüncü gezegenden itibarense gezegenler birbirleriyle 4:3 oranında göreceli yörünge hızıyla dönüyor. Bu karmaşık hareket kendi içinde o kadar hassas ve düzenli ki, araştırmacılar her gezegene bir nota ve ritm tanımlayarak, bu hareketi bir müzik kutusunun yapacağı gibi bir müzik parçasına dönüştürdü.
To-scale animation of the orbits of the six resonant planets in the HD110067 sistem.https://t.co/DaYa1Lqsfp
— . (@historiaga71662) November 29, 2023
Geçen 30 yılda astronomlar binlerce güneş sistemi keşfetti ama bunlardan hiçbiri gezegenlerin oluşumunu araştırmak için bu kadar uygun şartlar sunmuyor. Sistemin merkezindeki parlak yıldız da gezegenlerin atmosferlerinde yaşamın izlerini araştırmayı kolaylaştırıyor. Sistemdeki altı gezegen de birer "küçük Neptün" olarak adlandırılıyor. Neptün Dünya'nın yaklaşık dört katı büyüklükte. Yeni keşfedilen sistemdeki gezegenlerin hepsi Dünya'nın yaklaşık 2-3 katı büyüklükte.
Yakın zamanda bilim dünyasına büyük heyecan veren bir keşif daha yapılmıştı. Başka bir sistemdeki, boyutları yine Neptün'e yakın K2-18b gezegeninin atmosferinde Dünya'daki canlıların yarattıklarına benzer gazların izleri bulunmuştu. Astronomlar bu izlere "biyo-imza" diyor.
GALAKSİMİZE EN YAKIN GEZEGEN TİPİ
Neptün'e benzer bu gezegenlerin galaksimizdeki en yaygın gezegen tipi olduğu tahmin ediliyor. Yine de astronomlar bu gezegenler hakkında çok az bilgiye sahip. Kayalardan mı, gazdan mı, sudan mı oluştukları ve daha da önemlisi, yaşam koşullarına sahip olup olmadıkları bilinmiyor.
Dr Luque'a göre bu detayları öğrenebilmek şu an astronomi dünyasının en çok uğraştığı konulardan ve bu yüzden HD110067 sistemi, bu soruların yanıtlarını bulmakta büyük bir fırsat olabilir. Dr Luque yanıtlara 10 yıldan kısa bir sürede ulaşabileceğimizi umut ediyor.
Araştırma ekibi bu tür gezegenlerin yaşam koşullarını oluşturduğunu bulursa, bu Dünya dışı yaşamın izlerini bulmaya da yaklaştığımız anlamına gelecek. Son keşif Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA'nın TESS ve Cheops uyduları kullanarak yapıldı. (Kaynak)