Adalar’ın kıyıları yeni imar planının dışında: Mimarlar Odası dava açıyor

Adalar’ın kıyıları yeni imar planının dışında: Mimarlar Odası dava açıyor
Adalar İmar Planı’na karşı Mimarlar Odası dava açma hazırlığında. İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, koruma amaç imar planında kıyıların plan dışında tutulduğunu ve bunun yeni bir imar planına işaret olduğunu söyledi.

Osman ÇAKLI


İSTANBUL – Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 28 Temmuz’da askıya çıkardığı Adalar İmar Planı’na meslek örgütleri de dava açmaya hazırlanıyor.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, imar planlarına ilişkin teknik çalışmalarının devam ettiğini ancak dava konusu olacak sorunlar tespit ettiklerini söyledi. Dört tarafı denizle çevrili Adalar için hazırlanan imar planında kıyı kenar kullanımıyla ilgili çalışma olmadığını, imar planının Adalar'da yapılaşmayı öngördüğünü anlatan Köymen, bu sorunun başlı başına dava konusu olacağını belirtti.

‘ADALAR SİLUETİNİN KORUNMASI İÇİN BLOK SINIRLAMASI OLUMLU’

Adalar’da yaşayanlar, hazırlanan imar planının yalnızca ‘rantı’ eksenine aldığını ve Adalar’ın Yassıada’ya dönüştürüleceğini savunuyor. 2021 verilerine göre 16 bin bandında olan Adalar nüfusu, imar planının hayata geçmesi durumunda iki katından fazla artacak. Mimarlar Odası Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, yaptığı inceleme neticesinde planın genel çerçevesinin sorunlu olduğunu anlattı. 1/1000’lik uygulama imar plan notlarına göre blok boylarına sınırlama getirildiğini söyleyen Köymen, “Derinlik sınırlaması getirilmesi olumlu bir şey. Adalar’ın arazisi çok eğimli. Blok boyuna sınırlama getirmediniz zaman bir tarafta 12 bir tarafta 6,5 metrelik kot farkı ortaya çıkıyor. Adalar’ın siluetinin korunması için yükseklikle ilgili sınırlama olması gerekiyordu. Yeni yapılacak yapılarda 7,5 metrelik derinlik sınırlaması eğimden ortaya çıkacak sorunları azaltmak açısından önemli” dedi.

‘BÜYÜK PARSELLERDE YENİ YAPI YAPILMASININ YOLU AÇILIYOR’

Esin Köymen

Planın geneline bakıldığında ortaya çıkacak olumsuz sonuçlara dair sözlerine devam eden Köymen, Adalar nüfusunun artırılmasının doğru bir yöntem olmadığını kaydetti. Adalar’da yapılan imar planında alanın yeni planlanacak bir yer olarak görülmemesi gerektiğini belirtti.

“Adalar’ın çok büyük bir kısmı kamu mülkiyeti, dolayısıyla yapılaşmaya açılmaması gereken alanlara sahip. Özel mülkiyetler üzerindeki yapılaşmada bir nüfus artışı varsa parsellerde yeni imar artışları var demektir. Özellikle büyük parsellerde yeni yapı yapılmasının yolu açılıyor. Bu da nüfus artışını beraberinde getirir. Müşterek alanların korunabilmesi ve bir sayfiye alanı bölgesi olması özelliğini yitirmemesi gerekir.”

‘KIYILAR PLAN DIŞINDA TUTULDU’

İmar planındaki en büyük eksikliği değinen Köymen, “Başka bir tehlike ise imar planlarında kıyılar dışarda tutuldu. Dört tarafı denizlerle çevrili bir yerde yapılan imar planından kıyı bandını çıkarıyorsanız, onun dışındaki alanda yaptığınız imar planının doğru olduğunu söylemek çok mümkün değil. Kıyılarda dolgu yapılacak mı yapılmayacak mı bilmiyoruz. Kıyı kenar çizgisinden itibaren, kıyı bantlarını imar planının dışında tutulması buranın sonradan planlanması anlamına geliyor” diye konuştu.

‘TURİZM ÖNCELENDİ, PLANDA OLMAYAN KIYILARA SONRADAN DOLGU YAPILABİLİR’

Adalıların imar planına itirazları arasında en çok tartışılan konu ise turizm oldu. Köymen’e göre de imar planında turizm öncelendi. Turizmle ilgili bir düzen olması gerektiğine vurgu yapan Köymen, şöyle konuştu:

“Faytonların kaldırılması ve yerine elektrikli araçların getirilmesi kararları farklı zamanlarda olmuştu. Aslında bu kararlar da problemliydi. Çünkü Adalar’daki yaşam biçimine ve özelliklerine, kültürel potansiyelinin korunması da planın bir ayağıdır. O nedenle ‘bunu kaldırdım onu koydum’ yaklaşımı sorunlu. Balıkçı barınaklarından alın da helikopter pistlerine, limanlara ve iskelelere kadar olan her şey kıyılarda oluyor. Bu alan yeniden planlanırken, burada iskele yapılacak diye dolgu yapılabilir mi? Yapılabilir, çünkü yetkinin hepsi bakanlıkta. Yapmayacaksa neden planının dışında kaldı. Koruma amaçlı imar planı yaparken, kıyıların bunun dışında tutulmaması gerekiyordu.”

Adalar için hazırlanan imar planı

‘PLAN ÇÖZÜM ÜRETMİYOR, KIYI MESELESİ YENİ İMAR PLANINA İŞARET’

İmar planının afetlere karşı da anlamlı bir çerçeve sunmadığına işaret eden Köymen, olası bir deprem sonrası tsunami etkisinin de kıyılarla ilgili olduğunu söyledi: “Dolayısıyla burada dalgaların yükselmesi ve kıyı bandında yapacağı etkiyi düşündüğümüzde bu plan bir çözüm üretmiyor ve söylemiyor. Hatta, kıyı kullanımları ve kıyı kenar çizgisiyle ilgili hikayelerin tamamı yeni bir imar planına işaret ediyor.”

‘DAVAYA KONU BİRDEN FAZLA SORUN MEVCUT’

Adalar’ın yamaçlarında heyelan riski olduğuna da değinen Köymen, riskli yerlerin yeşil alan olarak kalması gerektiğini belirtti. Heyelan riski taşıyan alanların mikro bölgeleme haritalarında ortaya konulduğunu ve yapılaşmaya açılmaması gerektiğini sözlerine ekleyen Köymen, şöyle devam etti:

“Çevre Bakanlığı, Adalar’daki sit derecesini değiştirmekle ilgili bir çalışma yaptı. Biz bunu tek tek Sedef Adası’nda gördük. Birinci derece sit derecesi üçüncü dereceye düşürüldü. Biz bunlara karşı dava açtık, hala sürüyor. Planla ilgili teknik çalışmalarımız henüz tamamlanmadı. Ancak şimdiye kadar davaya konu edilmesi gereken pek çok mesele var. Bir dava açacağız. Yani kıyıların plan dışında tutulması bir dava konusudur. Çünkü bütüncüllüğünü kaybediyor. Koruma planının en büyük temel özelliği bir bütünlüğünün olmasıdır. Buraya yapılacak dolgu Adalar’ı ilgilendiriyor. Plan dışında kalması anlaşılır bir durum değil.”

Öne Çıkanlar