Antep fıstığında iklim krizi: Rekolte beklentileri karşılayamayabilir
Sinan ŞAHİN
ANTEP - Rekoltesi yıllara göre değişkenlik gösteren ve fizyolojik özelliğinden dolayı periyodisite (bir yıl az bir yıl çok ürün veren) bir ürün olan, 'Yeşil Altın' olarak adlandırılan Antep fıstığının 2024'te 'var yılını' yaşaması bekleniyor.
Temmuz ayının sonunda başlayacak hasat öncesi Antep Fıstığı Araştırma Enstitüsü, 60 kişilik bir ekiple araştırma yaparak bu yılki rekolte tahmini kamuoyuna duyuracak. Ancak Ticaret Bakanlığı'nın rakamlarına göre toplam Antep fıstığı üretiminin yüzde 32'lik kısmını tek başına karşılayan Antep’te beklentiler bu yıl karşılık bulamayabilir.
ANTEP ÜRETİMDE İKİNCİ, İHRACATTA İLK SIRADA
Türkiye'de en fazla fıstık üreten iller listesinin ilk sırasında Urfa var. Toplam fıstık üretiminde yüzde 30'un üzerinde pay sahibi olan Antep ise bu alanda ikinci. Ancak özellikle Urfa'nın Birecik ve Halfeti ilçelerinde üretilen fıstık, coğrafi yakınlığından dolayı Antep’te işlenip pazara sürüldüğü için kent, ihracatta birinci sırada yer alıyor.
Ticaret Bakanlığı'nın verilerine göre her iki kent Türkiye'de toplam Antep fıstığı üretiminin yaklaşık yüzde 70'ini gerçekleştiriyor.
SON 2 YILDA 14 BİN 556 TON FISTIK İHRACATI
Artı Gerçek'e konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Antep Şube Başkanı Yusuf Yılmaz, son iki yılda kentte gerçekleşen ihracat rakamlarına ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"2022 yılında yurt dışına 9 bin 567 ton fıstık ihraç eden Antep, bu alanda ilk sırada sırada yer aldı. İç piyasada ise Antep’te 16 bin 63 ton fıstık çıkışı yapıldı. 2023'te de 4 bin 989 ton fıstık ihracatı ile yine ilk sırada yer alan Antep, iç piyasada da diğer kentlere 12 bin 694 ton fıstık satışı gerçekleştirdi. Antep son iki senede, toplam 14 bin 556 ton fıstık ihracatı gerçekleştirdi. Antep'te bu son iki yıl, yok yıllarıydı."
'ANTEP TARIMINDA FISTIĞIN PAYI YÜZDE 65'
Antep’te en fazla yetiştirilen tarım ürününün fıstık olduğunu söyleyen Yılmaz, "Burada toplam 2 milyon 189 bin 908 dekar meyve yetiştirme alanı var. Bunun yüzde 65'inde, yani 1 milyon 423 bin 435 dekarında Antep fıstığı yetiştiriliyor" dedi.
'YAĞMUR VE DOLU ÜRÜN KAYBINA NEDEN OLDU'
Yılmaz, son yıllarda iklim değişikliğinin Antep fıstığı üretimini olumsuz yönde etkilediğini vurgulayarak, şunları anlattı:
"Son iki yıl Antep fıstığında yok yılıydı. 2024 yılında 'var yılı’ yaşanıyor ancak olumsuz iklim şartlarından dolayı Antep fıstığının üretiminde büyük kayıplar halen devam etmekte. Antep fıstığı kurak ve nemin az olduğu bir iklime ihtiyaç duyuyor. Nemin az olduğu döllenme sürecinde Antep fazla yağış aldı.
Bu yağışlar döllenmeyi olumsuz etkiledi. Şimdi ağaçtaki bir salkımda 40-50 adet fıstık olması gerekiyorken tozlanma dönemindeki yağmur ve dolu yağışlarında dolayı bu sayı 10-15'e kadar düştü. Yani tozlanma tamamıyla gerçekleşemediği için büyük bir ürün kaybı ortaya çıktı."
Antep Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Yusuf Yılmaz
'ÜRETİCİLER BÜYÜK BİR HÜSRANLA KARŞILAŞABİLİR'
İklim şartları ve zirai hastalıklardan dolayı fıstık bahçelerinin halen risk altında olduğunu kaydeden Yılmaz, "Bazı bölgelerimizde büyük dolu yağışları oluştu. İklim değişikliğinden, doğal nemin yüksek olmasından dolayı alternaria hastalığı (meyve yanıklıkları / kararmaları) halen devam etmekte.
Bu yıl da 500 bin ton rekolte bekleniyordu ama bu saydığımız nedenlerden dolayı biz bunun çok daha altında olacağı kanaatindeyiz. Yani Antep fıstığı üreticileri var yılında büyük bir hüsranla karşı karşıya kalabilir" dedi.
'SULANABİLİR ALANLARIN ARTTIRILMASIYLA VERİM KAYBI ENGELLENEBİLİR'
Fıstık üretilebilecek tarım alanlarının yarıdan fazlasının sulama sorunundan dolayı değerlendirilemediğinin altını çizen Yılmaz, şöyle konuştu:
"Nizip, Karkamış ve Oğuzeli ilçeleri Antep’te en fazla fıstık üretilen ilk üç ilçesi. Ama buralardaki sulama da yetersiz. Bu sebeple Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) bir an önce tamamlanması gerekiyor. Kentin sulanabilecek tarım alanı yüzde 45'lerde ancak şu an sadece yüzde 20'lik sulanabilir alan mevcut. Yarısından azı sulanabiliyor. Yüzde 45’lik alanın tamamı sulanabildiğinde yüzde 35-40 oranında kuraklıktan kaynaklı verim kaybının önüne geçilebilir. Bu şekilde var yılı ile yok yılı arasındaki makas ciddi şekilde daralabilir."
'ÜRETİCİ, ANTEP FISTIĞINDA TABAN FİYAT İSTİYOR'
Yılmaz, çiftçilerin taban fiyat beklentisine de değinerek, "Burada en az 12 bin üretici var. Mazot, gübre gibi ihtiyaçlardan dolayı üreticiler bankalara olan borçlarını ilk hasat zamanında ödemek zorundalar. Taban fiyat olmayınca büyük tüccarlar, ihracatçı firmalar taban fiyatlarını kendileri belirliyor. Onlar da kendine göre fiyat belirliyor. Rekoltenin yüksekliği veya fıstığın azlığına bakmadan, 'nasılsa çiftçi satmak zorunda' düşüncesiyle fiyatı belirliyorlar. Buradaki taban fiyat olayı çiftçinin ihtiyacı kadar yaptığı ilk satışla ilgili. Yoksa Antep fıstığı depolayan çiftçiler kazanıyor. Çiftçilerin tek talebi bunun ortadan kalkması" diye konuştu.
'AĞAÇLAR ÇİÇEK AŞAMASINDA YÜZDE 30'UNU DÖKTÜ'
50 yıldır fıstık sektörünün içinde olan üretici 65 yaşındaki üretici Tahir Güngören de fıstığın veriminin ve kazancının bakım ve iklime bağlı olduğunu söyledi. Güngören, "Bu sezon tüm sezonların en yüksek rekoltesi bekleniyordu. Hasadın bu beklentiyi karşılamayacağını öngörüyoruz. Fıstıklar henüz çiçek aşamasında yüzde 30'unu döktü. Hastalık, iklim şartları ağaçların üzerinde etki oluşturdu. Dengesiz bir iklim gerçeği var" diye konuştu.
'ÜRETİCİ İLAÇLAMA KONUSUNDA BİLİNÇLİ OLMALI'
İlaçlama konusunda üreticinin bilinçli olması gerektiğini belirten Güngören, "Siz bahçenizi ilaçlıyorsunuz ama komşunuz ilaçlama yapmadığında oradaki hastalıklar sizin bahçenize de geçebilir. Bu durumda ilaçlan bahçe daha çok zarar görür. Herkesin ilaçlama ve gübreleme konusunda bilinçli olması gerekiyor" dedi.
Üretici Tahir Güngören
'FISTIK FİYATLARI GEÇEN SENE İLE AYNI'
Fıstığın ağaçtan toplandıktan sonraki satış fiyatında geçen yıla göre fazla artış olmadığını söyleyen Güngören, şunları dile getirdi:
"Geçen sene bu mevsimlerde fıstığın kilogram alış fiyatı 260 - 280 lira bandındaydı. Şu anda kabuklu ben fıstık fiyatı 300 lira. Artış çok az. Ama diğer ürünlere bakın, yüzde yüz artmayan hiçbir şey yok. Fıstık çok geride kaldı.
Ceviz, badem, fındık gibi ürünler yüzde 60-70 oranında arttı. Fıstık nerdeyse geçen seneki fiyatlarla aynı. Baklava geçen sene 400 liraydı, baklavalık iç fıstık 800 liraydı. Baklava bundan 2 ay önce 800-900 liraya yükseldi. Ama iç fıstık hâlâ aynı. Bu yıl fiyatların yükselmesini beklemiyoruz ama düşeceğini de beklemiyoruz."
'FISTIK ÜRETİMİ OLDUKÇA ZOR VE MALİYETLİ'
Bir başka üretici de çiftçilerin yaşadıkları zorluklara dikkat çekerek "Mazot, gübre, ilaçlama, toplama… Bunların hepsi maliyet. Toplama elle yapılıyor. Burada da insan emeğine ihtiyaç var. Üretimin tüm kısımları oldukça zor ve ilgi gerekiyor.
Fıstığın tarla fiyatındaki artış son yıllarda enflasyon rakamlarının altında. Bir de buna üretimdeki verim kaybı da eklendiğinde üretici için ciddi bir zarar meydana geliyor. Çiftçi büyük zorluklarla üretiyor ama karşılığını bulamayabiliyor. Devlet desteği de bu konuda yetersiz" diye konuştu.