Aydın’ın içme suyu kaynağına taş ocağı girişimi

İZMİR - Batı Anadolu’nun en güzel coğrafyası içinde yer alan Madran Dağı, Latmos (Beşparmak) dağlarıyla birlikte, doğal ve kültürel kaynak değerleri açısından da adeta bir açık hava müzesini andırıyor. Eşsiz doğası ve jeolojik oluşumları arasında binlerce yıllık geçmiş uygarlıkların izlerini saklayan Madran Dağı’ndaki ocaklar ise tehdit oluşturuyor. Peş peşe verilen ÇED kararları bölgenin ekolojisinin yanı sıra, jeolojik ve arkeolojik yapısını da zarar veriyor.

YENİ ÇED SÜRECİ

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı son olarak, Akmin Endüstri Minarelleri şirketinin Aydın’ın Yenipazar ilçesinin sınırında açmak istediği yeni feldspat ve kuvars ocakları ile ilgili çevresel etki değerlendirme süreci başlattığını duyurdu.

DİNAMİT KULLANILACAK

Üç yeni ÇED sahası ile birlikte ocağın alanı 16 hektardan 40 hektara çıkacak. Kapasite ise yıllık 200 bin tondan 590 bin tona yükselecek. Patlatma yöntemiyle yapılacak madencilik faaliyetinin en yakın konuta olan uzaklığı ise 120 metreye kadar inecek.

İNCİR AĞAÇLARIYLA ÇEVRİLİ

ÇED sahaları ise Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda 'Orman Alanı' ve 'Tarım Arazisi' gösteriminde kalıyor. Ayrıca ocak alanlarının etrafı çam fıstıkları ve incir ağaçları ile kaplı.

MADRAN ÇAYI’NIN YANI BAŞINDA

Ocak sahalarının yanı başından ise Madran Çayı geçiyor. Madran Çayı, Çine Çayı üzerinden Büyük Menderes Nehri’ne karışıyor. Bölge, ayrıca doğa yürüyüşü güzergahında da kalıyor.

HALKIN KANTARINA ÇIKACAK

Projenin halkın katılımı toplantısı ise 4 Temmuz 2024 tarihinde saat 14:00’de Karacaören Mahallesi’nde gerçekleşecek. Halkın katılımı toplantısı sırasında Aydın Çevre Platformu’nun eylem düzenlemesi planlanıyor.

'İÇME SULARI TEHDİT ALTINDA'

Üç yıl önce bölgede başka bir şirketin taş ocağı açma girişiminde bulunduğunu ancak bu girişimin mahkemeden döndüğünü belirten AYÇEP Sözcüsü Mehmet Vergili “Madran Dağı şimdi başka bir şirketin tehdidi altında. Bölge Türkiye’nin en değerli içme suyu kaynaklarının olduğu bir alan. Patlatmalı kuvars ve feldspat madenciliği ile birlikte yüzeydeki sular yer altına iniyor ve yakın yerden çıkmak yerine denizden çıkıyor. İçme suyu kaynaklarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. O bölgedeki kaynak suları üç tane barajı besliyor. Böyle bir faaliyete izin vermek içme suyu kaynaklarının yok olması demektir.” dedi.

'TARIM VE HAYVANCILIK DA ETKİLENECEK'

İçme suyu kaynaklarının yanı sıra yaşam alanlarının, tarım ve hayvancılığın da tehlike altında olduğunu dile getiren Vergili “Bunun yanı sıra o bölgedeki, henüz keşfedilmemiş binlerce yıllık tarihi eserler ve yaşam alanları da tehlike altında. İnsanların geçim kaynağı olan çam fıstıkları, zeytin ağaçları ve incir ağaçları da etkilenecek, verimi düşecek. Yine Madran Dağı, meracılık yapılan bir bölge ve hayvancılık da etkilenir. ÇED toplantısında da şirketin anlatacağı bir şey yok. Biz anlatacağız orada madenciliğin etkilerini” ifadelerini kullandı.

Madenlerin tehdidi altındaki Latmos'ta arkeolojik SİT kararları alındı

Kaz Dağları'ndaki madencilik sahası 535 futbol sahası büyüklüğüne çıkarılacak