Depremin vurduğu Malatya köyünde maden ocağı tehlikesi: Fay hattının yakınında kurulacak
Artı Gerçek - Maraş depremlerinin vurduğu Malatya'da bu kez de fay hattına yakın maden ocağı tehlikesi bulunuyor. Doğanşehir ilçesine bağlı Çığlık köyünde, fay hattı yakınlarına maden ocağı kurulmak isteniyor. Duruma tepki gösteren köylüler, konuyu yargıya taşıdı.
Çığlık’ta maden şirketiyle köy halkı arasında başlayan mücadeleyi anlatan Ziraat Mühendisi Güngör Yıldırım, maden sahasının yerleşim yerine sadece 200 metre mesafede olduğu bilgisini paylaşarak şunları söyledi:
"Malatya Doğanşehir’e bağlı Çığlık köyünde 2018’de ÇED raporu alınmış olan CSK Madenciliğe ait olan demir ve feldspat maden sahası yer almaktadır. Aybeks Mineral Madencilik şirketine, 2008-2009 yılında bölgede demir ve feldspat madeni çıkarması için ruhsat verildi. 2018 yılında ise şirkete ÇED raporu verildi. Daha sonra firma, burayı CSK Madenciliğe devretti. Şu an CSK Madencilik Şirketin aldığı ÇED raporunda 4 poligon yer alıyor. Bu poligonlar 4 farklı noktada yer alıyor. Firma burada kırma eleme tesisinin yapımına başladı. Bir iki defa kazı için geldiler. Köylüler bu duruma karşı tepki göstererek kazıyı durdurduk. Durdurma sebebimiz ise bulunduğumuz bölgenin 200 metre yakınında köy yerleşim merkezi bulunuyor. Ayrıca maden sahasının sıfır noktasında çiftçilerin tapulu arazileri ve organik kayısı üretilmektedir. Feldspat sahasına 70-80 metre yakında bahçe evleri de bulunuyor."
Şirketin haftada iki kez dinamitle patlatma izni olduğunu söyleyen Yıldırım, "Bu patlamalardan çıkacak olan toz öncelikle Çığlık köyünü daha sonra buraya çok yakın olan Doğanşehir merkezini etkileyecektir. Bölgede maden kazılarında çıkan tozları engelleyebilecek dağ ve tepe yok. Bu yüzden hem Çığlık hem de Doğanşehir’i olumsuz etkileyecektir" dedi.
6 ŞUBAT’TAKİ DEPREMİN OLUŞTUĞU FAY HATTINA 50-60 METRE
Maden sahasının yapılacağı alanın, fay hattına da çok yakın olduğunu belirten Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Maden firmasına ÇED raporu 2018 yılında verildiği zaman fay hattı bilinmiyordu. 6 Şubat Kahramanmaraş depreminden sonra MTA haritasında Çığlık fay hattı diye yeni bir fay ortaya çıktı. Bu fay hattı maden sahasının eleme kırma noktasının hemen yan tarafında ve patlatma bölgesinin de 50- 60 metre yakınında. Yeni oluşmuş bir fay hattıdır. Çok aktiftir. Bilim insanları bu fay hattı üzerinde büyük bir deprem bekliyorlar. Burada yapılacak olan patlatmalar fay hattını tetikleyecektir. Köyün içme sularının geldiği içme suyu deposu da bu maden sahasının hemen alt tarafında yer alıyor. Bu maden ocağı hem yaşam hem de tarım alanlarımızı yok edecekler. Ayrıca Çed raporuna göre, firma dışarıdan da madenleri getirerek burada söz konusu alanda kırma, ayrıştırma işlemini yapabilecek. Biz bu madenin açılmasını istemiyoruz, köylüler olarak karşısındayız. Hukuki olarak gerekli işlemleri başlattık. Gerekli makam ve mercilerden bize destek vermelerini bekliyoruz. Hem çevreye vereceği zarar doğrultusunda hem de en önemlisi olan fay hatlarını tetikleyeceği için madenin kapatılmasını istiyoruz."
Köylüler olarak bu maden ocağının açılmasına karşı olduklarını söyleyen Yıldırım, hukuki mücadele başlattıklarını sözlerine ekledi.
'ORGANİK TARIM YAPIYORUM, YANIMDA MADEN OCAĞI VAR'
Depremde büyük bir yıkıma uğrayan Çığlık köyünde yaşayan Mustafa Kılıç ise şunları söyledi:
"Devletimiz bana organik tarım yapayım diye beni teşvik ediyor. Bana bunun içinde her sene para ödüyor. Bu sene de olduğu gibi. Beni teşvik ediyor. Ben de ona uyuyorum ve organik tarım yapıyorum. Organik kayısı yetiştiriyorum ama yanı başında maden ocağı var. Şimdi ben nasıl bu organikliği nasıl devam ettireceğim? Yani bu konuda ilçe tarımında bize yardımcı olması lazım ama ilçe tarımda il tarımdan da yeterli desteği göremedik. Hiçbir destek göremedik. Yani köylü kendi başına kendi tepkisini kendi gösteriyor. Yani, hiçbir kurumdan, kuruluştan destek alamadık. Diyeceğim bunlar biz madene karşıyız. Yani işletilmesinden yana değiliz. Tabii ki taş ocakları, madenler olsun, memleket için gerekli olan şeyler. Biz buna da karşı değiliz maden ocakları olmalı, taş ocakları olmalı ama meskûn mahal orta yerinde maden ocağının olması çok iyi bir sonuç vermez. Yani bu köyler için, bu araziler için. Halbuki daha dağlık yerler var. Daha köyün çok dışında olan yerler var oralarda bu işlemler yapılabilir."
'AVUKATLARIMIZ İL TARIM’DA EVRAK ALAMIYORLAR, BİZE EVRAK GÖSTERMİYORLAR'
Maden ocağının köyün geleceğini tehdit ettiğini belirten Hayri Yıldırım ise şunları söyledi:
"Orada bir maden sahasını, madenin işte zenginleşme ve işletme projesiyle beraber bunu işletmeye karşıyız çünkü bizim geleceğimiz, bizim çocuklarımız bizim köylü olarak geleceğimizin yok olacağını köyün tamamen bitecek bir duruma gelecek. Bunun için köylü olarak biz hem örgütleniyoruz hem de bu madenin burada çalışmasına karşıyız. Biz köylü olarak karşısında duracağız çünkü yanı başında arkadaşlarımızın söylediği gibi organik tarım var tam sıfır noktasında bir tarafta da maden işletmesi. Biz bu maden işletmelerini yıllardır biliyoruz, Yuvalıyı örnek alalım, işte İkizdereleri sağda solda her tarafı talan ettiklerini biz gidip görüyoruz ve ne duruma geleceğini biz biliyoruz. İleride başıma ne başımıza ne açacağını, nelere karşı karşıya geleceğimizi biliyoruz. Onun için biz baştan istemiyoruz. Biz gerekli yerlere de kaymakamlığa da bine yakın imza topladık. Başvuru yaptık. Biz hukuksal olarak da mahkemeye vereceğiz. Fakat mahkemeye vermek için avukatlarımız İl Tarım’da evrak alamıyorlar. Bize evrak göstermiyorlar. Avukatımızın gittiği halde resmi olarak evrak göstermeleri gerekirken yasal olarak onu bile göstermiyorlar."
'ANADOLU'DAKİ TOPRAKLARIMIZIN KURUCUSU OLACAĞIZ'
Öte yandan konu hakkında telefonla arayarak bilgi aldığımız CSK Madencilik yetkililerinden Cem Sinan Koç ise maden projesinden daha çok organik gübre projesi üzerine çalışacaklarını söyledi. Köyde tamamen manipülasyon yapıldığını savunan Koç, "Demir madeni değil potasyum madeni ve organik gübre için kullanılacak. 4 üniversiteye yaptırdığımız çalışma var orada. 4 üniversite organik gübre yaparsak topraklarımızı kimyasaldan kurtaracağız diyor. Bizim yapacağımız projeyle Anadolu’daki topraklarımızın kurucusu olacağız. Bu projenin kayısı bahçelerine asla zararı yok. Bizden önceki kişiler ÇED’i almışlar. ÇED’e dinamitle patlatma var ama burada ona gerek yok. Dinamitle patlatma asla olmayacak" dedi. (ANKA)
Dağ keçileri, av ihalelerinin ve HES'lerin hedefinde: Yaşamları da yaşam alanları da tehdit altında
Deprem bölgesinde son 6 ayda 112 maden projesine ÇED onayı verildi