Dursun Ali Koyuncu iddianamesi: 'Hukuk önünde hesap soracağız' demesi bile delil olmuş
Atakan ASLIBAY
ARTVİN - Artvin'in Cankurtaran mevkiinde mesire alanı projesi için 3 Eylül'de orman kesimini engellemeye çalışan Reşit Kibar'ın öldürüldüğü saldırıdan sağ kurtulan ve 7 Eylül'de tutuklanan doğa savunucusu Dursun Ali Koyuncu hakkındaki iddianame 2.5 ay sonra tamamlandı.
Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Borçka Kaymakamı Hakan Contarlı, Artvin Orman Bölge Müdürü Sinan Özkaya, Borçka Orman İşletme Müdürü Hasan Balcıoğlu ve işletme çalışanları mağdur sıfatıyla yer aldı.
'HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK' İLE SUÇLANDI
Dursun Ali Koyuncu hakkında, 'tehdit', 'kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret', 'suç işlemeye alenen tahrik', 'kamu malına zarar verme', 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme', 'görevi yaptırmamak için direnme' suçlarından ceza istendi.
'HUKUK ÖNÜNDE HESAP SORACAĞIZ' YAZIŞMASI İDDİANAMEYE ALINDI
Halkevleri Hukuk Bürosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Yargılamaya konu edilecek bir hukuk metninde suça konu olduğu düşünülen delillerin isnat edilen suçlar ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Müvekkilin suç teşkil eden bir eylemi bulunmadığından iddianame kapsamında, usul kurallarına aykırı bir şekilde toplanılan delillerin tamamı hukuki bir süzgeçten geçirilmeksizin, leh ve aleyhte olma tartışması yapılmaksızın cezalandırılmaya konu edilmesi talebiyle mahkemeye sunulmaktadır. Öyle ki müvekkilin WhatsApp mesajlarında geçen 'hukuk önünde hesap soracağız' yazışması dahi aleyhine delil teşkil edermişçesine iddianame kapsamına alınmıştır" denildi.
'İDDİANAME MADEN ŞİRKETLERİNE KARŞI MÜCADELE EDEN HALKIN DİRENİŞİNİ KIRMAK İÇİN HAZIRLANMIŞ'
İddianamenin Koyuncu'ya yönelik hak ihlallerine bir yenisini daha eklediği belirtilerek, şöyle denildi:
"Hukuken izahı mümkün olmayacak şekilde ilerletilen soruşturma neticesinde yazılan iddianamede tarafımızca sunulan itiraz dilekçeleri ve suçlamalara ilişkin yaptığımız hukuki tartışmalar dahi yer almamaktadır. Müvekkilin ormanlık alanları talan eden şirketlerine karşı verdiği, Reşit Kibar’ın öldürülmesi ile başka bir boyuta taşınan mücadele, hiçbir şekilde iddianame kapsamına alınmamıştır. Bu da bizlere bu soruşturmanın her ne kadar müvekkil nezdinde sürmekte ise de maden şirketlerinin rant uğruna giriştiği çevre katliamına karşı mücadele eden Karadeniz halkının direnişini kırmak için teşekkül ettirilmiş olduğunu göstermektedir. İddianame kapsamında bu mücadeleye hiç yer verilmemesi, müvekkilimizin bir paket halinde kopyalanılan delillerle abartılarak sunulan suç tiplerinden sorumlu tutulmaya çalışılması bu niyeti açık etme konusunda fazlasıyla yeterlidir. Bu anlamda müvekkilin adil yargılanma hakkının gereği gibi sağlanması noktasındaki endişelerimiz de fazlasıyla karşılık bulmaktadır."
'TUTUKLULUK CEZALANDIRMA ARACI OLARAK KULLANILIYOR'
Dursun Ali Koyuncu hakkında tahliye kararı verilmemesinin de tutukluluğun cezalandırma amacı kullanıldığının göstergesi olduğu vurgulanarak, şöyle denildi:
"Hukuksuz bir şekilde başlatılan, müvekkilin ağır tutukluluk şartları altında hak ihlali yaşamasına sebebiyet veren soruşturma süreci, usul kuralları yok sayılarak tanzim edilen iddianame ile devam ettirilmektedir. 74 gündür hukuka aykırı şekilde tutuklu bulunan müvekkil hakkında iddianamenin düzenlenmesiyle tahliye kararı verilmemiş olması da tutukluluğun bir cezalandırma aracı olarak kullanıldığını ortaya koymaktadır. Bizler de bu aşama itibarıyla maruz kalmakta olduğumuz hukuksuzluğu bir kez daha kamuoyunun bilgilerine sunma zorunluluğunu hissetmiş bulunmaktayız. Türlü usulsüzlükler ile çevrelenmiş mesnetsiz suç isnatları ile haksız tutukluluğu halen devam eden müvekkilimiz Dursun Ali Koyuncu’nun bir an önce tahliye edilmesini talep ediyor çevre hakkı mücadelemizin devam ettiğini bir kez daha kamuoyunun bilgilerine sunuyoruz."