Kuraklık ve kirlilik Van inci kefalini vurdu: Balıkların ters göçü durma noktasında

Kuraklık ve kirlilik Van inci kefalini vurdu: Balıkların ters göçü durma noktasında
Van Gölü'ndeki İnci Kefali balığının, akıntının tersine yüzerek hatta uçarak tatlı su kaynaklarına göçü sürüyor. Ancak kuraklık ve kirlilik, balıkları olumsuz etkiliyor. Taş ocakları ve HES’lerin faaliyeti, balıkların üreme dönemini olumsuz etkiliyor.

Şenol BALI


VAN - Van Gölü’nde yaşayan endemik bir tür olan İnci Kefali Balığı, Nisan ayında dere ve akarsulara doğru başlattığı göçüne devam ediyor. Balıklar, üremek için gölün tuzlu ve sodalı sularından çıkıp tatlı sulara doğru gidiyor. Balık göçünün olduğu ve üreme dönemi olan 15 Nisan- 15 Temmuz tarihleri arasında av yasağı uygulanıyor.

DERELER KURUYOR

Üç ay boyunca Van Gölü'nü besleyen akarsu ve derelerdeki tatlı sularda yaşayacak olan balıklar, bu yıl büyük bir tehlike yaşıyor. Aşırı buharlaşma ve artan kuraklık balıkların hayat bulduğu ve çoğaldığı birçok derenin tamamen kurumasına neden oldu. Dere yataklarının birçoğunda da önemli oranda su kaybı yaşandı. Bu sorun, yumurtalarını bu yataklara bırakan balıkların çoğalması açısından risk oluşturuyor.

Öte taraftan akarsular üzerindeki HES’ler, barajlar, kum ve taş ocaklarının faaliyetleri de su kaynaklarında kirlilik oluşturuyor. Van Gölünü besleyen Zilan Deresi, Bendimahi Çayı, Akköprü Deresi, Deliçay, Karasu Çayı gibi birçok deredeki su, yok seviyesinde ve kirli. Bu kaynakların üzerinde birçok kum ve taş ocağı faaliyet yürütüyor. Baraj ve HES’lerin sayısı da her geçen gün artıyor. Yaşanan kuraklığa, su kaynaklarında yaşanan kirlilik ve tahribat eklendiğinde İnci Kefalinin üreme süreci kesintiye uğruyor.

İNSANLAR DA MARTILAR DA UÇAN BALIKLARIN OLDUĞU YERE DAHA AZ UĞRAR OLDU

Erciş ilçesindeki Balık Bendi, balıkların sürdürdüğü bu göçün en net gözlemlendiği yerlerden. Hatta geleneksel olarak her yılın Haziran ayında burada festival düzenleniyor. Ancak seyirlik manzaranın yaşandığı bu bölgedeki tablo, yaşanan su kaybının etkisiyle bu yıl tersine döndü. Geçtiğimiz yıl binlerce balığın göç ettiği derede, şu sıralar balık görmek mümkün değil.

Uçan balıkları avlamak için burayı mesken edinen martıların sayısında da ciddi bir azalma var. Yine mesire alanı olarak da kullanılan bu alana hem piknik yapmak hem de balıkların göçünü izlemek için gelen yurttaşlar da önceki yıllara göre daha az bir kalabalık oluşturuyor.

‘DERELER KURUDU, NEREDEYSE GÖÇ EDEN BALIK KALMADI’

Van Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçık, su debisinde yaşanan düşüşü ve balık sayısında yaşanan azalmayı şu sözlerle anlattı: “İnci Kefalimiz her yıl tuzlu ve sodalı sulardan tatlı sulara doğru bir göçe koyuluyor. Bohçasını alıp yumurtasını bırakmak için çıkıyor. Geçtiğimiz yılda burada milyarlarca uçan balığı görmemiz mümkündü. Şu an balıkları avlamak için uçan kuşlar kadar balıklar da akıntıyı aşmak için uçtuğunu görürdük. Ancak şu an ne su var ne de balık.”

Ali Kalçık

Balık Bendi’nin yer aldığı Deliçay Deresi üzerinde birçok HES ve ocak bulunuyor. Hatta ilçedeki Morgedik Barajı da bu derenin suyuyla besleniyor. Dereler üzerinde kurulan barajlardaki suyun bir an önce bırakılması gerektiğini belirten Kalçık, “Evet, avlanma yasağı var ama bu balıkları korumak için yetmiyor. Balıklar için en büyük tehdit ve derelerdeki su kaybı. Kuraklığın etkilediği ve bir bölümünün de barajlarda bekletildiği bu suyun bırakılması lazım. Her sene ya sulama nedeniyle ya da aşırı buharlaşma sonucu sorunlar yaşanıyordu. Ama bu sene durum daha içler acısı. Şu an Deliçay’dayız, her yıl milyarlarca balık göç ederken bu yıl ortada balık yok. Şu an Deliçay’da su yok. Yine Engil Deresi’nde de su yok. Van Gölü’nü besleyen 102 derede su sorunu var. Böyle devam ederse önümüzdeki süreçlerde balık olmayacak ve bununla bağlantılı olarak canlılar da zarar görecek” dedi.

‘BIRAKILAN YUMURTALAR KURUYOR, KURAKLIK KADAR KİRLİLİK DE ETKİLİ’

İlçede yaşayan ve balık göçü üzerine çalışmaları bulunan gazeteci İdris Yılmaz, kuraklıkla beraber, derelerde yaşanan kirliliği de dikkat çekti. Bunun HES ve kum ocaklarının faaliyetleri sonucu yaşandığını söyleyen Yılmaz, “HES’ler ve kum ocakları balıkların üremesi önünde büyük bir engel. Balık sadece bu yıl azalmadı. Geçen yıl bir önceki yıla, önceki yıl da diğer yıla oranla azaldı. Ancak bu yıl su kaynaklarının aşırı bir şekilde çekilmesi balıkların göç yolculuğuna bir hafta erken başlamasına neden oldu. Çünkü azalan su ısınmaya başladı ve balıklar şaşırarak erken göç etmeye başladı” ifadelerini kullandı.

İdris Yılmaz

Yılmaz’a göre tehlike büyük. Suyun her geçen gün daha çok azaldığını, böyle devam etmesi durumunda bırakılan yumurtaların da kuruyacağını ifade eden Yılmaz, “Geçen yıl burada suyun yüzeyi balıkla kaplıydı. Balıkların göçünü ve dansını görebiliyordunuz. Ancak bu yıl bir tek balığa bile rastlamak mümkün değil. Kuraklıkla beraber kapitalist düzenin ve sermayenin akarsular üzerinde yaptığı barajlar ve kum ocakları, su seviyesinin azalmasına ve suyun kirlenmesine yol açtı. Böyle olunca balık ölümleri arttı. Ve ne yazık ki bu koşullar üremesini de etkiliyor. Elbette kuraklık ve iklimsel kriz var ama en azından bu balıkların üreme döneminde bu sular serbest bırakılmalı. Bu şekilde devam ederse, balıklar zor olsa da belli merkezlere larvalarını bırakmış. Bu su daha da azalırsa bırakılan bu yumurtalar kuruyacak. Böyle olursa az da olsa gördüğümüz balıkları artık fotoğraflarda göreceğiz” dedi.

Öne Çıkanlar