Maden faaliyetlerine 'kamu yararı' tanımı: 'Yeni yıkımların habercisi'
Oğulcan ÖZGENÇ
ANKARA - Cumhurbaşkanlığı 2024 Yıllık Programı geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete’de yayımlandı. Programın madenciliğe ilişkin kısmında maden arama faaliyetlerinin kamu yararına faaliyet olarak tanımlanmasına yönelik bir mevzuatın 2024 yılı içerisinde hazırlanmasına yönelik politika önerisi dikkat çekti.
Artı Gerçek’e konuşan uzmanlar, iktidarın bugüne kadar uyguladığı politikalarla sermayenin önünü açtığını belirterek, “Buradan çıkacak sonuç vahşi madenciliğin daha da vahşileşmesi olacaktır. Öngörülen mevzuat hazırlığı yeni yıkımların habercisidir” dedi.
MADEN KANUNU 29 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ
İlk hali 1985’te çıkarılan Maden Kanunu günümüze kadar 29 kez değiştirildi. 2015’te gerçekleştirilen değişiklikle iktidar; ruhsat ve buluculuk hakkının devredilmesi gibi madencilik faaliyetine ilişkin rutin işlemeleri Bakan onayına tabi kıldı.
AKP döneminde yapılan önemli değişikliklerden bir diğeri ise Maden ve Petrol İşletmeleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), 2018 yılında Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (PİGM) kapatılmasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bağlı kuruluşu olarak kurulması oldu. Ruhsatlandırmaya açık alanların belirlenmesinde kilit yetkilere sahip olan Müdürlük, Türkiye’nin her bölgesindeki arazilerin arama ve işletme ruhsatları için yapılacak başvuruları değerlendirme, ihaleleri açma ve yönetme gibi yetkilere sahip.
MADEN KANUNU’NUN DEĞİŞTİRİLMESİ TEKRAR GÜNDEMDE
Geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete’de yayınlanan 2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nın madencilik faaliyetlerine ilişkin kısmında yer alan ifadelere göre Maden Kanunu’nun değiştirilmesi yeniden gündem geldi.
Programda belirtilenlere göre; 2024 yılı hazırlanacak mevzuat taslağında maden faaliyetlerinin kamu yararına faaliyet olarak tanımlanması planlanıyor. Mevzuatın hazırlanmasındaki sorumlu kurumlar ise Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve MAPEG olarak belirtildi.
Uzmanlar ise madencilik faaliyetinin kamu yararına faaliyet olarak tanımlanmasının madencilik faaliyetlerini kolaylaştırarak sermayenin yararına olacağı konusunda hemfikir.
‘HER MADENİ, KAMU YARARI DOĞRULTUSUNDA İŞLETMEYE AÇAMAYIZ’
Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, madencilik faaliyetinin planlama dahilinde yapılması gerektiğini belirtti.
Yüksel, madencilik alanında devletin denetim görevini yerine getirmesi gerektiğini ifade ederek, “Kamu yararı olarak tanımlanacaksa kamu yararı tanımının yapılması gerekiyor. Her üretimin kamu yararı boyutu vardır. Madencilikte bir yüzey alanı işgal ediliyor. Yeraltındaki kamu yararıyla yerin üstünün getirdiği kamu yararı birlikte değerlendirilmeli. Her maden işletilmeli mi işletilmemeli mi sorusu kamusal fayda doğrultusunda yanıtlanıp yer üstündeki ekonomik faaliyetle beraber değerlendirilmeli” dedi.
AKP iktidarı döneminde kamu yararı tanımının değiştiğini belirten Yüksel, kamu yararı tanımının samimi bir şekilde yapılması gerektiğini ifade etti. Yüksel, Maden Kanunu’nun 29 kez değiştiğini belirterek “Üretim ve ekonomik sıkıntı içindeyiz deyip her madeni kamu yararı doğrultusunda işletmeye açamayız. Kamu yararı tanımının iyi yapılıp içinin doldurulması gerekiyor. Uzun yıllardır Maden Kanunu değiştireceğiz diyorlar ama torba yasayla yapılan küçük küçük değişikliklerle yasa, bir yamalı bohçaya dönmüş durumda” değerlendirmesinde bulundu.
‘YASALARI TANIMAZ HALE GELDİLER'
Çevre Mühendisler Odası Başkanı Ahmet Dursun Karaman, mevcut durumda madencilik faaliyetinin Türkiye’de talana dönüştüğünü ifade etti. Karaman, ekosistem yok edildiğine, sermaye yararına ekosistem tahrip edildiğinde kamu yararından söz edilemeyeceğini vurgulayarak şunları söyledi:
“İktidar, şimdiye kadar sermaye yolundaki taşları temizlemiştir. Bu uğurda kendi meşru yasalarını tanımaz hale gelmişlerdir. Şimdi bu Resmî Gazete’de yayınlanan kamu yararı ifadesinin de sermaye yararına sonuçlanacağı belli. Bu kadar serbestinin üzerine madencilik faaliyetini hala bu kadar kolaylaştırabiliyorsanız bundan ileriye doğru bir beklenti olması mümkün değil. Bir sürü örnek var. Bu tür laflarla sermaye yararına yönelik kararlarını geçiştiremezler.”
‘KAMU YARARINA SONUÇ ÇIKMASI MÜMKÜN DEĞİL'
Kamu yararı ifadesinin sermayenin yararına ilişkin kararların alınmasını kolaylaştıran bir hamle olduğunu belirten Karaman, “Geçtiğimiz yıllarda sayısız mevzuat değişimi oldu. Bir tanesi kamu yararına sonuçlandı mı? Sermayenin önünü açmak için bir kelimenin hatırına yönetmelik değişikliği yapıldı. Bu kanun gerçekten kamu yararına yapılacaksa bunu kim yapacak belli mi? Sivil toplum örgütleri nerede burada? Bunların olmadığı bir ortamda kamu yararına bir sonuç çıkması mümkün değil. Buradan çıkacak sonuç vahşi madenciliğin daha da vahşileşmesi olacaktır. Öngörülen mevzuat hazırlığı yeni yıkımların habercisidir” tespitinde bulundu.
210 futbol sahası kadar alandaki madene onay
Kaçak ocak sahipleri, 'İnfazımız yanar' düşüncesiyle Afgan madenciyi yakmış
Murat Dağı’nda altın madeni projesi ikinci kez reddedildi
Kayyım yönetimindeki Koza Altın maden gözünü bu kez Eskişehir'e dikti