Suriye’nin son Ankara Büyükelçisi'nden normalleşme yorumu: Havada olumlu işaretler var

Suriye’nin son Ankara Büyükelçisi'nden normalleşme yorumu: Havada olumlu işaretler var
Şam ile Ankara arasındaki 'normalleşme' sürecinde somut ilerleme kaydedilemezken, Suriye'nin eski Ankara Büyükelçisi Dr. Nidal Kabalan olumlu işaretler gördüğünü söyledi. Kabalan, dışişleri bakanlarının görüşebileceğini belirtti.

Artı Gerçek - Suriye’nin son Ankara Büyükelçisi Dr. Nidal Kabalan, Ankara-Şam hattındaki normalleşme gündemiyle ilgili “havada olumlu işaretlerin olduğu” yorumunu yaptı. Şam’dan telefon yoluyla BBC Türkçe muhabiri Mahmut Hamsici'nin sorularını yanıtlayan Kabalan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın son konuşmasında normalleşmenin başlaması için Türkiye ordusunun Suriye’den çekilmesinin ön şart olmadığını söylemesini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye açıklamalarına karşılık olarak yorumladı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad’la kişisel tanışıklığı olduğunu, bakanların da birbirini tanıdığını bildiğini söyleyen Kabalan, önümüzdeki süreçte karşılıklı adımların atılması durumunda dışişleri bakanları seviyesinde bir görüşme beklediğini belirtti.

Kabalan, ordu dışında hiçbir silahlı gücü sahada kabul etmediklerini, 13 yıllık süreçte gelinen aşamada Suriye’nin önceliğinin değiştiğini ve artık tam kontrolün hedeflendiğini belirtti. Eski büyükelçi, iki ülke arasındaki normalleşmede en zor konunun Suriyeli mültecilerin dönüşü olduğunu söyledi. Kabalan, YPG'yi de eleştirerek "Ayrılıkçı oluşum hayali müzakere konusu değil” dedi.

'ESAD'IN SÖYLEDİĞİ ŞEY, ÇEKİLMENİN ÖN KOŞUL DEĞİL SONUÇ OLMASI'

Eski büyükelçi, Esad'ın 25 Ağustos’ta Halk Meclisi’nde yaptığı konuşmada normalleşme konusunda temkinli ifadeler kullanmakla birlikte görüşmelere başlamak için Türkiye'nin asker çekmesinin ön koşul olmadığını söylemesinin neyin sonucu olduğuna dair soruya şu yanıtı verdi:

“Buna, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye ile ilişkilerin normalleşmesi konusunda istekli olduklarını ifade eden son açıklamalarının temel neden olduğunu düşünüyorum. Rus ve Iraklı arabulucular tarafından iletilen mesajların da Türk Cumhurbaşkanı'nın bu konuda ciddi olduğu yönündeydi. Devlet Başkanı Esad'ın bu açıklamalara (Erdoğan’ın açıklamaları) karşılık verdiğini düşünüyorum.

“Cumhurbaşkanı'nın birkaç gün önce Şam'daki yeni Halk Meclisi'nde yaptığı konuşmada vurguladığı husus, Türk güçlerinin Suriye'den çekilmesinin bir ön koşul değil müzakerelerin bir sonucu olması gerektiği ancak böyle bir çekilme için Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası garantörlerle sağlam bir taahhütte bulunması gerektiğidir.”

'ESAD-ERDOĞN GÖRÜŞMESİ KENDİ BAŞINA HEDEF OLMAMALI'

Kabalan iki liderin görüşmesi konusunda da “Bence iki liderin görüşmesi kendi başına hedef değil, sahada atılacak normalleşme adımlarının sonucu olmalı” dedi.

Kabalan, normalleşme sürecinde Suriye’nin gündemindeki bazı başlıkların şunlar olduğunu savundu:

“Türk askerlerinin Suriye’den çekilmesi, İdlib ve Halep kırsalındaki silahlı gruplara verilen desteğin sona erdirilmesi, terörist grupların ortadan kaldırılması ve bu grupların kontrolündeki yerlerin Suriye devletine devri, stratejik M4 ve M5 karayollarında Suriye kontrolünün sağlanması, sınır kapılarının açılması, Suriye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasında Ankara’nın yardımı, mültecilerin dönüşü...”

'KÜRTLER RUSLARDAN SERT MESAJ ALDI' İDDİASI

Kabalan, görüşmelerin öncekilere göre daha olumlu bir havada olup olmadığına dair sorumuza “Havada olumlu işaretler var” yanıtını verip ekledi:

“Ayrıca, bazıları Türkiye ve diğer bazı ülkeler tarafından terörist gruplar olarak tanımlanan ayrılıkçı Kürt grupların son günlerde Ruslardan, kararlarını vermeleri ve Suriye hükümetiyle iletişim kurmanın bir mekanizmasını bulmaları gerektiği yönünde sert mesajlar aldıklarını da belirtmeliyiz.”

'ŞAM, İLK ADIM OLARAK ÇEKİLME TAAHHÜDÜ BEKLİYOR'

Kabalan’a göre, Şam’ın normalleşme sürecinde Türkiye’den beklediği ilk adım “Suriye’den çekilme taahhüdü”:

“Erdoğan’ın Türk askerlerini Suriye’den çekeceğine dair somut bir taahhütte bulunması ve bu konuda sahada atılacak adımlar için bir takvim sunması gerekiyor.”

Haziran ayının sonunda Türkiye ile Suriye sınırındaki Ebu Zendin sınır kapısı açılmış, silahlı muhalif gruplar bu durumu protesto etmişti. Bu kapı, silahlı muhalif gruplar ile Suriye ordusu güçlerinin denetimi altındaki bölgelerin arasında bulunuyor. Kabalan, kapının açılması gibi gelişmelerin Türkiye’nin Suriye’ye yönelik olumlu jestleri olarak gördüğünü belirtiyor.

YPG YORUMU: AYRILIKÇI OLUŞUM HAYALİ, MÜZAKERE KONUSU DEĞİL

Türkiye-Suriye normalleşmesinin YPG’nin ana gövdesini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve SDG denetimindeki alanlarla ilgili olası sonuçlarının ne olacağına dair görüşü sorulduğunda ise Kabalan, “Suriye’de ordu dışında hiçbir silahlı gruba yer olmadığını “söyledi.

'ŞAM, SINIR GÜVENLİĞİNDE ANKARA İLE ÇALIŞMAYA HAZIR'

Kabalan sınırlardaki güvenlik konusunda Suriye’nin, Türkiye ile çalışmaya hazır olduğunu savundu:

“Suriye’de Kürt olsun olmasın, YPG olsun olmasın, PKK olsun olmasın hiçbir ayrılıkçı ya da terörist gruba yer olmayacaktır. Suriye ordusuna karşı silah taşıyan her bir grup ortadan kaldırılacaktır. İnanıyorum ki Suriye; egemenliğini, istikrarını ve güvenliğini tehlikeye atmadığı sürece, sınırları boyunca her türlü güvenlik endişesini ortadan kaldırmak için Türkiye ile el ele çalışmaya hazırdır.”

Bu konuda Şam’ın yaklaşımını aktarırken bir dönemselleştirme yapan Kabalan, “Geçmiş yıllarda farklıydı. Şimdi Suriye hükümetinin önceliği, Suriye'nin tüm bölgelerinin kontrolünü yeniden ele geçirmek ve son 14 yılda ciddi şekilde zarar gören altyapıyı yeniden inşa etme sürecine başlamaktır” dedi.

'SURİYE'NİN HİÇBİR PARÇASI KÜRTLERE YA DA BAŞKA BİR ETNİK KÖKENE VERİLMEYECEK'

SDG ile Şam yönetimi arasında da belirli bir mutabakat için dönem dönem görüşmeler yapıldığını hatırlatılınca şu yorumu yaptı:

“Bu oyunun sona erdiğini düşünüyorum. Kürt yetkililer ile Suriye güvenlik ve ordu yetkililerinin yaptıkları görüşmelerde ifade edilen pozisyonun bu noktada çok net olduğuna inanıyorum. Suriye'nin hiçbir parçası Kürtlere ya da başka bir etnik kökene verilmeyecektir. Yerel yönetim konularında, kamu ve sivil hizmet gibi bazı konularda işbirliği yapmak için müzakere edebiliriz. Suriye'nin herhangi bir yerinde herhangi bir ayrılıkçı oluşum hayalinin bu toplantılar sırasında tamamen ortadan kaldırıldığına inanıyorum. Bu bir müzakere konusu değil.

Suriye'deki Kürtler Suriye halkının dokusunun bir parçası. Elinde silah olmayan, Kürtler bizim kardeşlerimizdir. Sorun Kürtlerle değil, esas olarak Kandil dağlarından Suriye'ye sızan, Suriye ordusuna ve Suriye halkına karşı silah taşıyan ve saldıran ve Amerikalılarla ittifak kurmaya çalışan bazı Kürtlerle ilgilidir.”

‘MÜLTECİLERİN DÖNMESİ İÇİN ŞARTLAR UYGUN, AF BEKLİYORUM'

Eski büyükelçiye göre normalleşme sürecindeki en zor konu ise Suriyeli mültecilerin ülkesine geri dönmesi olacak. Avrupa ülkelerinin son dönemde Suriye’ye dönenlerin barınmasına yardım için bazı adımlar attığını söyleyen Kabalan, yakında Suriye’de büyük bir af çıkmasını beklediğini, bunun da geri dönüşe katkı sağlayacağını söyledi:

“Suriye'de krizin başlangıcından bu yana büyük af çok yakın. Çok kısa süre içerisinde Devlet Başkanı Esad tarafından çıkarılacağına inanıyorum. Bu af, yasadışı yollarla başka ülkelere gidenler de dahil olmak üzere ülkeyi terk eden herkesi kapsayacak. Bu kişiler herhangi bir uygulamayla karşı karşıya kalmayacaklar. Bu da geri dönmek isteyenlerin geri dönüşüne kesinlikle ve büyük ölçüde yardımcı olacaktır.”

Kabalan geri dönüş planlarının başarıya ulaşması için uluslararası toplumun finansal ve lojistik desteğine ihtiyaç olduğunu da ekledi

'GERİ DÖNÜŞ KONUSUNDA DÜNYA CİDDİYSE, ŞAM DA CİDDİ'

Uluslararası Af Örgütü’nün de aralarında bulunduğu çeşitli insan hakları örgütlerine göre Suriye’deki durum, geri dönüş açısından güvenli değil. Kabalan ise güvenlik başta olmak üzere şartların dönüşün için uygun olup olmadığına dair soruya “Kesinlikle evet” yanıtını verip Avrupa Birliği’nin de geri dönüş için maddi destek taahhütlerinde bulunduğu söyledi:

“Eğer uluslararası toplum bu konuda ciddiyse, eğer Türkiye ciddiyse, Suriye'nin de Suriye'ye geri dönmek isteyen herhangi bir Suriyeliyi kabul etme konusunda çok ciddi olduğunu garanti edebilirim. Ve dönen Suriyeliler, normal Suriye vatandaşları olarak yaşamak istedikleri sürece geçmişte yaptıklarından dolayı hiçbir sonuçla karşılaşmayacaklardır.”

‘BAZI SİLAHLI GRUPLAR LİBYA VEYA BAŞKA BİR AFRİKA ÜLKESİNE GÖNDERİLEBİLİR’

Kabalan’a göre süreçteki ikinci zor konu ise Suriye yönetimi karşıtı silahlı muhalif gruplara ne olacağı. Kabalan bazı grupların başka ülkelere gönderilmesi konusunda bir mutabakata varıldığını iddia etti:

“Bunlar terörist gruplar. Amerikalılar, Türkler, Katarlılar ve diğerleri tarafından verilmiş silahlardan oluşan cephanelikleri var. Dolayısıyla bu terörist gruplarla mücadele etmek zorundayız. Türk ve Suriyeli yetkililer arasında bu grupların Libya ve bazı Afrika ülkeleri gibi başka yerlere nakledileceklerine dair bir anlaşmaya varıldığına ya da en azından bir mutabakata varıldığına inanıyorum. Bunu reddedenlerin ise ortadan kaldırılması gerekecek.”

'BAZI GRUPLAR ORDUYA ENTEGRE EDİLEBİLİR'

Kabalan bazı gruplar içinse orduya entegrasyon yönteminin gündeme gelebileceği kanısında:

“Terör eylemi gerçekleştirmemiş olanlarsa muhtemelen Suriye ordusuna entegre edilebilir. Benimki bir bilgi değil bir izlenim ama geçmişte Dera’da bu yaşandı. Bulundukları ya da faaliyet göstermek istedikleri bölgelerde, belirli bir rolle Suriye ordusuna entegre edilebilirler.”

Irak’ın her iki ülke ile iyi ilişkileri nedeniyle Türkiye ile Suriye arasında arabuluculuk yapmasını önemli gördüğünü belirten Kabalan, gerekli adımların atılması durumunda bundan sonraki aşamada dışişleri bakanları düzeyinde bir görüşmenin beklenebileceğini söyledi.

HAKAN FİDAN VURGUSU

Eski büyükelçi, süreçte Hakan Fidan’ın varlığına da dikkat çekti:

“Hakan Fidan ve Faysal Mikdad birbirlerini çok iyi tanıyorlar. Her iki ikisini de şahsen tanıyorum ve Mikdad'ın birbirlerini tanıdıklarını da biliyorum.

Hakan Fidan'ın birkaç hafta önce olumlu açıklamalar yaptığına düşünüyorum. Gerçi sonrasındaki diğer bazı açıklamalar, bu bahsettiğim açıklamalara karşıydı. Ama deyim yerindeyse 'adamın işini iyi bildiğini' düşünüyorum. İlerleme için neyin gerekli olduğunu biliyor. Hakan Fidan'ın dışişleri bakanlığına getirilmesinin Erdoğan'ın Suriye ile ilişkileri normalleştirme yolunda attığı önemli bir adım olduğuna inanıyorum.” (Kaynak)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar