Yaz geç geldi, iklim krizi yeniden gündemde

Yaz geç geldi, iklim krizi yeniden gündemde
Bu yıl da yaz geç geldi. Mevsimlerdeki kayma iklim değişikliği tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar iklim krizine ve iklimi değiştiren politikalara vurgu yaparken, yaşanabilecek doğa felaketlerine karşı da uyarılarda bulundu.

Ezgi YILDIZ


İSTANBUL - Türkiye’de bu yıl kışın ardından yaz da geç geldi. Hava, haziranın ortalarına kadar serin ve yağışlı geçti. İklim Adaleti’nden Çiğdem Özbaş, bilim insanlarının dünyanın birçok yerinde görülen aşırı hava olaylarını iklim değişikliği ile açıkladıklarını söyleyerek gelişebilecek bulaşıcı salgın hastalık riskine, sellere ve orman yangınlarına dikkat çekti. İklim bilimci Önder Algedik, mevsimlerdeki değişimin sebebinin daha çok iklim değiştiren politikalarla açıklanabileceğini söyledi. İklim bilimci Nüzhet Dalfes de sel felaketlerine karşı yerleşim planlarında bilimsel verilere uyulması gerektiği ifade etti.

'TÜRKİYE, İKLİM DEĞİŞTİREN POLİTİKALAR UYGULUYOR'

Bu yıl Mayıs ayının dünya üzerinde ölçülmüş en sıcak ikinci Mayıs ayı olduğu bilgisini paylaşan Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik, mevsim sıcaklıklarındaki değişkenliği iklim değişikliğine yorabilmek için yeterli bilimsel veriye sahip olunmadığını ifade etti. Algedik, bunların meteorolojik olaylar olduğunu söyledi.

Algedik sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye, iklim değiştiren politikaları azdırdıkça bir yıl önceki yağışın aynısı yağsa ertesi yıl sel felaketine sebep olabiliyor. Kaynaklar, asfalt beton dökmek yerine doğaya ve topluma ayrılsaydı örneğin ücretsiz toplu taşımaya ayrılsaydı, otoyollar azaltılsaydı bu felaketlerin önemli bir kısmından kurtulmuş olurduk. Bu yağışlar değil bu felaketler iklim değişikliğiyle alakalı çünkü iklim değişikliği yaratan politikaların sonucu.”

‘BETON VE ASFALT KULLANIMI SELLERE SEBEP OLUYOR’

Türkiye’de özellikle son zamanlarda yaşanan sel baskınlarına da dikkat çeken Algedik, bu felaketlerin nedenlerini ise aşırı betonlaşma ve asfalt kullanımı olarak açıkladı.

Algedik, “Türkiye’de her yıl yaklaşık olarak 60-70 milyon ton çimento kullanılıyor. Bunun beraberinde 30-40 milyon ton da asfalt kullanılıyor. İmara açılan alan ise 500 kilometre kare. Her yıl bu miktarda asfalt dökülmesine izin verirseniz günün sonunda bir önceki yılın yağışı yağsa bile sel felaketiyle karşılaşma riski artar” dedi.

'MÜTEAHHİT DOSTU BELEDİYECİLİK'

Algedik “Kadın dostu bir belediyecilik, toplum dostu bir belediyecilik, engelli dostu belediyecilik aynı zamanda iklim dostudur. Fakat kentlerde müteahhit dostu bir belediyecilik söz konusu bu da felaketleri yaşamamıza sebep oluyor” ifadelerini kullandı.

'YÜZEY HAVA SICAKLIĞI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE İLİŞKİN EN NET SİNYALLERİ VERİYOR’

İklim Adaleti Komisyonu’ndan Çiğdem Özbaş, dünyanın birçok bölgesinde görülen sıcak hava dalgaları, sel ve orman yangınlarına dikkat çekerek “Bilim insanları bu tür aşırı hava olaylarını iklim değişikliği ile açıklıyor” ifadelerini kullandı.

IPCC’nin “İklim değişikliği 2023” raporuna göre sanayi devriminden bu yana sıcaklık artışı 1,1°C’ye ulaştı.

Sıcaklığın doğrudan iklim değişikliği ve küresel ısınmanın baskılarına göre değişen bir gösterge olduğunu söyleyen Özbaş, “Yüzey hava sıcaklığı, özellikle son yıllarda iklim değişikliğine ilişkin en net sinyalleri veriyor” dedi.

‘DEĞİŞİKLİKLER BULAŞICI HASTALIKLARDAKİ ARTIŞA YOL AÇIYOR’

Özbaş; yükselen deniz seviyelerinin, seller ve kuraklıkların, biyoçeşitlilikte ve gıda güvenliğinde değişiklere ve bulaşıcı hastalıklarda artışlara yol açtığını söyleyerek, “Isınmanın üçte ikisi son 30 yılda gerçekleşti ve hâlâ artıyor. Bu ısınma ile birlikte doğrusal olmayan bir şekilde artan aşırılıklar geliyor ve dünya sistemleri eşikleri aşarak çökmeye başlıyor” dedi.

İklim krizinin sadece geleceğe ait bir yok oluş tehdidi olmadığını günümüzü de tehdit ettğini ifade eden Çiğdem Özbaş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün küresel sıcaklıkta minimal düzeydeki her artışla birlikte küresel su döngüsünde öngörülemeyen değişimler, kuraklık ve yangınlar, yıkıcı seller, aşırı deniz seviyesi olaylarına tanıklık ediyoruz. Kanada’da havaların ısınmasıyla başlayan orman yangınları yaşanıyor. Mayıs başından beri süren yangınların şu ana kadar 160 megatonluk karbon salımına yol açtığı ifade ediliyor. Son dönemde Ekvator, İtalya ve Hırvatistan'da yaşanan ölümcül sel felaketleri de iklim krizinin göstergeleri.”

NÜZHET DALFES: KURAKLIK VE SELLERLE DAHA SIK KARŞILAŞACAĞIZ

İklim bilim uzmanı Prof. Dr. Nüzhet Dalfes “Kuraklık ve sel gibi olaylarla karşılaşma olasılığının daha da arttığını söyleyebiliriz. Bu tarz olayların gerçekleştiği yerlerde ‘tekrarlanma isteği’ni göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu bölgelerle ilgili uzmanlar gerekli uyarıları yapıyor. İmar planları da uyarılar gözetilerek yapılmalıdır” dedi.

Dalfes, Türkiye’de en önemli sorunun da tarım olduğuna vurgu yaptı ve sözlerine şöyle devam etti:

“Tarım, topraktaki kuraklığın tekrarlanma isteğine ve büyüklüğüne göre yapılmalıdır. Tarım eğer düzene sokulacaksa, 20-30 yıl sonraki iklimin geçmiştekinden farklı olacağı düşünülerek yapılmalıdır.”

Öne Çıkanlar