Gazeteci Berberakis yorumladı: 'Bir gece ansızın gelebiliriz' krizine Yunanistan nasıl bakıyor?

Gazeteci Berberakis yorumladı: 'Bir gece ansızın gelebiliriz' krizine Yunanistan nasıl bakıyor?
'Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaman zaman Suriye için kullandığı “bir gece ansızın gelebiliriz” çıkışı ile Türk-Yunan ilişkilerinde yaşanan gerginlik tavan yapmış durumda.'

Esra Çiftçi 


+GERÇEK- Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Yunanistan’a yönelik "Ey Yunan, İzmir’i unutma. Bir gece ansızın gelebiliriz" tepkisiyle gündem yaratırken, devamında, "Yunanistan’ın son dönemde Türkiye’ye yönelik tutumu izah edilir gibi değil. Bir yanda Ege’de yaptıkları ihlaller var, bazıları NATO görevi icra eden uçaklarımıza yönelik tacizler var. Onların anlayacağı dil neyse biz parantez açarak o dille konuşuyoruz. Anlıyorum ki onlar da anlıyor" dedi. Erdoğan’ın bu açıklamalarından sonra "Türkiye bir askeri operasyona mı hazırlanıyor" sorusu TV kanallarında tartışılmaya başladı. Peki, Erdoğan’ın bu açıklamaları ne anlama geliyor? Ege’nin karşı sınırı ne diyor? Adaların statüsü ne olacak? Tüm bu soruları Atina’da bağlantı kurduğumuz Gazeteci Stelyo Berberakis +Gerçek için değerlendirdi. 

'TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN ARASINDAKİ GERGİNLİK 2020 YILININ YAZ AYLARINDA BAŞLADI'

Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginliğin, aslında 2020 yılının yaz aylarında başladığını belirten, Gazeteci Stelyo Berberakis, Yunanistan’ göre,  "Türkiye’nin uluslararası deniz hukuku kurallarına aykırı olarak kıyıdaş ülkeye (Yunanistan) danışmaksızın yalnız kendi kıtasahanlıklarını ilan etmekle kalmadığını, ayrıca Yunanistan’a ait adaların olası kıtasahanlık haklarını da göz ardı ettiğini, yok saydığını belirtiyor.  O gün bugün devam eden gerginliğin, inişli çıkışlı dönemler yaşayan Türk/Yunan ilişkilerinin en uzun soluklu gerginliği olarak görüldüğünü belirten Berberakis, "Yunanistan’da esen hava ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaman zaman Suriye için kullandığı "bir gece ansızın gelebiliriz" şeklinde yaptığı ve tekrarladığı son çıkışlarından sonra bu gerginlik tavan yapmış durumda" diyerek sözlerini sürdürüyor. Cumhurbaşkanı gibi bir devletin en üst makamından ilk defa ve resmen "Yunan Adalarının işgal altında bulunduğunu" dile getirmesinin de Yunanistan’ı teyakkuz durumuna geçirdiğini belirten Berberakis, Erdoğan’ın açıklamalarının tehdit şeklinde algılandığını şu sözlerle belirtiyor. 

"Erdoğan’ın daha önce de "benim için artık Mitsotakis diye biri yok" demesine de ilk önce anlam verilememişti. Bu ifadeler Türk/Yunan ilişkilerinin en kritik dönemlerinde bile dile getirilmeyen ve ilk kez "açıkça ve üst üste yapılan tehditler" şeklinde algılandı"

ATİNA BU ÇIKIŞLARI NASIL YORUMLUYOR?

Atina’nın, Erdoğan’ın bu çıkışlarını nasıl yorumladığını sorduğumuz Berberakis şöyle yanıtlıyor:  

"Yalnız Cumhurbaşkanı değil, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan Savunma Bakanı Hulusi Akar’a ve Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay’dan AKP sözcüsü Ömer Çelik’e kadar yapılan son açıklamalarda, diplomatik görüşmelerde yıllarca konuşulan, tartışılan, bazen uzlaşılan bazen uzlaşılmayan (adaların statüsü, kıtasahanlıklarının belirlenmesi, Batı Trakya azınlığı, Kıbrıs, terör, mülteciler gibi) her bir anlaşmazlık konusunu hemen her gün gündeme getirmelerini Yunanistan : "ekonomik, iç siyaset ve Suriye politikaları konusunda sıkışan Erdoğan hükümetinin seçimlere yaklaşırken Yunanistan cephesini sıcak tutmaya çalışması" şeklinde okuyor." 

ATİNA NE YAPMAYI DÜŞÜNÜYOR?

Türkiye’nin en resmi ağızlarından çıkan bu çıkışların, Yunanistan’ın, "Türkiye bizi tehdit ediyor" şeklindeki yaklaşımının ekmeğine yağ sürdüğünü söyleyen Berberakis’e, Atina’nın ne yapmayı düşündüğünü sorduğumuzda yanıtı:

"Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, bu söylemleri ve en son Devlet Bahçeli’ye hediye edilen (Ege Adaları ve Girit Adası’nı Türk toprağı olarak gösteren) dev haritayı da ekleyerek hazırladığı dosyayı, tüm yabancı mevkidaşlarına gösteriyor. Bu haritayı en son kendisini ziyaret eden Harvard Üniversitesi öğrencilerine de göstermişti. Aynı anda Yunanistan Başbakanı Kiryakos  Mitsotakis, Erdoğan’ın hem de bir Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan Erdoğan’ın sert çıkışlarına karşı aynı tonda yanıt vermeyeceğini tekrarlıyor ve Erdoğan’ın, "benim için Mitsotakis diye biri yok" demesine rağmen "Erdoğan ile tabi ki görüşmeliyiz"  demekle yetiniyor. Türk uçaklarının Atina’nın "Yunan hava sahası" olarak kabul ettiği hava bölgesine girdikleri zaman ise bunların "it dalaşı dahil aynen püskürtüleceği" görüşünü de koruyor. Mitsotakis’in "mottosu" haline gelen "Türkiye ile Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz kıtasahanlığının belirlenmesi için yapılacak görüşmelerin sonuçsuz kalması olasılığında, tarafların uluslararası Lahey Adalet Mahkemesine başvurma önerisinin geçerli olduğu" görüşünü de savunuyor.

'YUNANİSTAN’DA SAĞ EĞİLİMLİ MUHAFAZAKAR BİR HUKÜMET VAR'

Yunanistan’da sağ eğilimli, muhafazakâr bir hükümet olduğunu söyleyen Berberakis’e Yunan hükümetinin tavrını soruyoruz. Berberakis'in yanıtı şöyle:

"Yeni Demokrasi Partisi, (YDP) en uçtaki sağdan en ılımlı sağa kadar açılan bir yelpazeden oluşuyor. Harvard mezunu Mitsotakis kendi partisi içindeki dengeleri korumak zorunda. Bu nedenle bazen aşırıya kaçmasa bile milliyetçi, bazen de ortanın sağ ve solunun kulağına hoş gelen ifadeler kuruyor.  Ülkedeki en aşırı milliyetçi ve faşizan Altın Şafak Partisi, mahkeme kararıyla suç örgütü olarak kabul edildikten sonra toplum üzerindeki etkisini kaybettiği gözleniyor."

YUNANİSTAN’IN ADALARLA İLGİLİ RESMİ GÖRÜŞÜ

Berberakis’e göre Yunanistan : "Yunan adalarının 1964 ve 1974 Kıbrıs kriz ve savaşından sonra, olası bir Türk/Yunan savaş durumunda savunmaya yönelik silahlandırıldığını ve bu silahlandırmaları BM’nin 51. maddesinin öngördüğü meşru müdafaa hakkı olarak görüyor". 
Berberakis şöyle devam ediyor: "Adaların kara suları 6 mil olmasına rağmen, hava sahaları 1930’larda çıkartılan bir kararname ile 10 mile uzatılmıştı. Adaların işgal altında bulunduğu iddiasının aşırı milliyetçilerin tezi olmaktan çıkıp, bu iddiaların şimdi Cumhurbaşkanı tarafından benimsenmesi Atina’yı fazlasıyla düşündürüyor ve "mantık dışı" olarak yorumlanıyor. Yunanistan’ın savunduğu teze göre, bu üç konunun Türkiye tarafından yıllarca bilinmesine rağmen şimdi sanki bugün yapılmış gibi göstermeye çalışmasının ardında "Türkiye’nin kriz yaratma peşinde olduğu" yorumları yapılıyor."

'İLİŞKİLERİN DAHA DA GERGİNLEŞMESİNDEN ENDİŞE DUYULUYOR'

Türkiye gibi Yunanistan’ın da 2023 Mayıs ya da haziran ayında seçimlere gireceğini söyleyen Berberakis, yapılacak olan seçimlere kadar eğer iki ülke arasında şeklen bile olsa bir uzlaşma sağlanmazsa, ilişkilerin daha gerginleşeceğinden endişe duyulduğunu belirtiyor ve sözlerini şöyle sonlandırıyor:

"Kaldı ki, Atina’daki bazı siyasetçiler "Erdoğan’ın, gecelerden birinde Ege’deki bir kayalığa asker gönderme ihtimalini" de açık tutmaları dikkati çekiyor. Bu ihtimali de Türk TV kanallarında sık sık görüşlerine yer verilen çoğu asker kökenli akademisyenlerin haritalar önünde geliştirdikleri askeri operasyonlarına dayandırıyorlar."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar