'ABD'nin isteğiyle terör örgütleri ile temas kurduk'
ABD'nin 'teröre destek vermek'le suçladığı Katar'dan çok tartışılacak bir iddia geldi. Katar, Washington Yönetimi'nin isteği doğrultusunda Katar'da bir Taliban ofisi açıldığını duyurdu
DÜNYA- Suudi Arabistan ve 9 ülkenin izole ettiği, ABD'nin de "teröre destek veren ülke" suçlaması yönelttiği Katar hayli tartışılacak bir iddiada bulundu.
Katarlı yetkililer, "terör örgütleri"yle ABD'nin isteği doğrultusunda ilişki kurulduğunu iddia etti. Katar Dışişleri Bakanlığı yetkilisi yaptığı açıklamada, "Taliban'ın Katar'da bir ofis açmasını ABD istedi" diye konuştu.
ABD'nin, "teröre destek veren ülke" iddialarını çürütmek için harekete geçen Katar bu iddiaların yersiz olduğunu ortaya koymak için bir dizi çalışma başlattı. Bu kapsamda eski ABD Adalet Bakanı’nın hukuk firmasıyla Katar’ın savunulması için anlaşmaya varılırken bir yandan da "terör örgütleriyle" ilişkilerin ABD’nin isteği doğrultusunda kurulduğuna dair açıklamalar yapıldı. Katar Dışişleri Bakanlığı kontr-terör danışmanı Mutlak el-Kahtani, El Cezire’ye yaptığı açıklamada, Taliban’ın 2013’te Doha’da siyasi ofis açmasına ABD hükümetinin "barış görüşmeleri için açık kapı politikası" isteği çerçevesinde izin verdiklerini ve daha sonra kapattıklarını öne sürdü. Öte yandan, ofis kağıt üzerinde kapalı olsa da Taliban liderlerinin halen Doha’da olduğu söyleniyor. Kahtani, AFP’ye yaptığı açıklamada da, "Ülkemiz hakkındaki kampanyanın terörle mücadele ya da terörün finansmanıyla ilgisi yok bence bu ülkemin etkin, bağımsız dış politikasına karşı bir kampanya" diye konuştu.
Katar, "haklılığını" anlatmak amacıyla ABD’nin eski başkanı Bush döneminde 2001-2005 yıllarında ABD Adalet Bakanlığı görevini yürüten John Ashcroft’un hukuk firmasıyla anlaşmaya vardı. Firmadan, ABD Adalet Bakanlığı’na yapılan bildirime göre Katar, 90 günlük çalışma için 2.5 milyon dolar ödeyecek. Hukuk firması, Katar’ın, kara para aklama ve terörün finansmanının engellenmesi konularındaki faaliyetlerini denetleyerek raporlayacak. Firmanın, aynı zamanda medya ve ABD siyasi kurumlarında lobi faaliyetlerinde bulunması da öngörülüyor.