Ezidi Soykırımı'nın 9'uncu yıl dönümü: Ezidi toplumu temsilcileri son durumu ve beklentilerini anlattı

Ezidi Soykırımı'nın 9'uncu yıl dönümü: Ezidi toplumu temsilcileri son durumu ve beklentilerini anlattı
2014'te IŞİD'in soykırım yaşattığı Ezidilerin yarası 9 yıldır sarılabilmiş değil. Binlerce kişinin akıbeti hala meçhul, onlarca toplu mezar açılabilmiş değil. Independent Türkçe'ye konuşan Ezidi temsilciler uluslararası toplumdan beklentilerini anlattı.

Artı Gerçek - IŞİD, 3 Ağustos 2014'te Ezidilerin yurdu Irak'ın Musul kentine bağlı Şengal’e saldırarak binlerce Ezidiyi öldürdü, binlerce kadın ve çocuğu kaçırdı. Kaçırılanların birçoğu köle pazarlarında satılırken, hala binlercesi kayıp.Şengal ve çevresinde onlarca toplu mezar bulundu.

Ezidi Soykırımı'nın dokuzuncu yıl dönümü yaklaşırken, Ezidi toplumu temsilcileri hem son durumu hem de uluslararası toplumdan beklentilerini anlattı. Indenpendent Türkçe'den Abdulhakim Günaydın'a konuşan Ezidi toplumu temsilcileri daha önceki 72 katliama atıfla "73'üncü ferman" olarak nitelendirilen soykırımdan bu yana hala yaralarının sarılmasını beklediklerini ifade ediyor.

3 BİN 570 KİŞİ KURTARILDI, 2600 CİVARINDA KİŞİ KAYIP

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) faaliyet yürüten Ezidileri Kurtarma Ofisi Başkanı Hüseyin Qaidi, kayıp ve bulunan toplu mezarlarla ilgili son bilgileri paylaştı. Qaidi, ofisin Ekim 2014'ten beri faaliyet yürüttüğünü ve tek amaçlarının kaçırılan Ezidileri kurtarmak olduğunu söyledi. Ezidi toplumundan 6 bin 417 kişinin IŞİD tarafından kaçırıldığını kaydeden Qaidi, "Şimdiye kadar 3 bin 570 kişi kurtarıldı. Bunlardan 339'ü yetişkin erkek, 1208'i kadın, geriye kalanlar da kız ve erkek çocuklardan oluşuyor" dedi. Kadın ve çocukların da içinde olduğu 2 bin 600 civarında kişinin hala kayıp olduğunu aktaran Qaidi, katliamın üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini belirtti.

70 TOPLU MEZAR AÇILMAYI BEKLİYOR

Şengal ve çevresinde şimdiye kadar 85'ten fazla toplu mezarın tespit edildiğini ve bunlardan 15'inin açıldığını belirten Qaidi, "Açılan mezardan 400'ün üzerinde ceset çıkarıldı. 70 toplu mezar hala açılmayı bekliyor. Birleşmiş Milletler'in kadın ve çocuk alanında çalışma yürüten kurumları başta olmak üzere uluslararası kamuoyundan hem toplu mezarların bir an önce açılması hem de kayıp Ezidilerin bulunması için daha fazla yardım etmelerini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

EZİDİ YÜKSEK RUHANİ MECLİSİ ÜYESİ SÜLEYMAN: EN ÖNCELİKLİ MESELE ŞENGAL'E DÖNÜŞÜN YOLUNUN AÇILMASI

Ezidi Yüksek Ruhani Meclisi (EYRM) Üyesi Qawal Behzad Süleyman da soykırım yaşanmasına rağmen uluslararası toplumdan bekledikleri yardımı alamadıklarını söyledi. Hala on binlerce insanın kamplarda çok zor şartlar altında yaşadığını hatırlatan Süleyman, Şengal'in askeri ve siyasi hegemonyanın altında olduğu için insanların korkudan evlerine dönemediğine değindi. Katliam yaşandığında kaçırılan 5 yaşındaki çocukların şu an 14-15 yaşına geldiğine dikkati çeken Süleyman, "Geç kalınan her gün bizim için kayıptır, çünkü Ezidiliğe dair bilinç kalmıyor" dedi.

Şengal ve çevresinin bir an önce siyasi ve askeri oluşumlardan arındırılarak Ezidilerin yurtlarına dönebilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını isteyen Süleyman, "En öncelikli mesele Şengal'e dönüşün yolunun açılması ve güvenliğin sağlanmasıdır. Uluslararası toplumdan talebimiz de budur. Ezidiler şimdiye kadar zulüm, sayısız saldırı ve birçok katliama maruz kaldı. Dünya ülkeleri benzer bir katliamın yaşanmaması ve Şengal'in güvenliği için garantör olmalı. Ezidi toplumuna çağrım da fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp ittifak ve birlik olmalarıdır. İttifakın olmaması toplumumuzu güçsüz kılıyor. İnsanlarımızın ata yurdu topraklarına dönmesi ve güvenliğinin sağlanması için hep birlikte, yek vücut hareket etmelidir" dedi.

EZİDİ KÜLTÜR VAKFI TÜRKİYE TEMSİLCİSİ EYÜP BURÇ: SOYKIRIM SÜRÜYOR, SUÇLULAR YARGILANMALI

Ezidi Kültür Vakfı Türkiye Temsilcisi Eyüp Burç ise katliamın 9'uncu yılında uluslararası kamuoyu ve birçok devletin yaşananları soykırım olarak kabul ettiğine değindi.Herkesin rahatlıkla Şengal katliamını soykırım olarak nitelendirebileceğini ve kafa karışıklığı tartışmasının da bittiğine vurgu yapan Burç, "BM, ABD, Avrupa Birliği komisyonları ve birçok ülke bunu teyit etti" dedi.

Soykırımın dokuzuncu yıl dönümünde Ezidi toplumu olarak beklentilerinin insanlığa karşı bir suç olan soykırımın cezalandırılması için uluslararası bir mahkemenin kurulması gerektiğine değinen Burç, "Bir ceza mahkemesi BM ve ilgili devletler tarafından kurulmadığı ve dahli olan suçlu veya suçlular cezalandırılmadığı sürece soykırım devam ediyor anlamına gelir. Öncelikle suçlular yargılanmalı. Çünkü hala yüz binlerce insanımız çadırlarda, kamplarda yaşıyor. Yine yüz binlercesi dünya ülkelerine göç etti. Ata toprağından koparılmakta soykırımın bir parçasıdır. İnançlarından dolayı dışlanıp, hor görülmeleri de soykırımın bir elementidir. Ayrıca hala binlerce insan kayıp ve akıbetleri bilinmiyor. Dolayısıyla tün bunlar soykırımın devam ettiğinin bir göstergesidir. Bir an önce yaralar sarılmalı, gereken adımlar atılmalıdır" ifadelerine yer verdi.

'ŞENGAL ULUSLARARASI KORUMAYA ALINMALI'

Göç eden Ezidilerin yurtlarına dönebilmesi için mutlak suretle Şengal'in uluslararası korunmaya alınması gerektiğine işaret eden Burç, "Farklı kesimlerin itirazı olsa da örneğin Bağdat Antlaşması hala yürürlüğe girmiş değil. Bu sadece Şengal için değil, örneğin Türkiye'de bile köylerine dönmek isteyen Ezidilere engeller çıkarılıyor. 1980'lerde olduğu gibi Ezidi kimliği tekrar resmi olarak tanınmalıdır. Devlet bir toplumu ‘dinsiz' kabul edemez. Siz böyle davranırsanız yerel güçler da çok kötüsünü yapar" dedi.

Burç "Bin yıllık tarihimizde toplumumuz neredeyse katliamsız bir gün geçirmedi. Ezidiler artık kendilerini yönetmeli ve güvenliklerini kendileri sağlamalı. Şengal ve Şexan'da kendine has ve otonom bir bölgenin oluşması elzemdir. Bunun güvenliğini de Irak Kürdistan Bölgesi ve uluslararası güçler tarafından sağlanmalıdır. Ez cümle Ezidi toplumu kimliklerinin tanınması, yaralarının sarılması, kamplarda yaşayanların dönmesi ve güvenliklerinin kendilerinin sağladığı ve himaye edildiği bir statünün oluşmasını istiyorlar" ifadelerini kullandı. (KAYNAK)

Öne Çıkanlar