Gazze için üç senaryo: Barış gücü, El Fetih veya anarşi

Gazze için üç senaryo: Barış gücü, El Fetih veya anarşi
7 Ekim saldırılarının ardından Gazze'deki hedefini "Hamas'ı ortadan kaldırmak" olarak belirleyen İsrail, kara harekâtı tehditlerini tırmandırdı. Peki Hamas'ın "ortadan kaldırılması", potansiyel olarak ne anlama gelecek?

Artı Gerçek - İsrail'in 1400'ü aşkın vatandaşının ölümüne yol açan Hamas saldırıları sonrasında Gazze'ye düzenlediği aralıksız bombardımanda ölen Filistinlilerin sayısı 4 bin 300'ü geçti. İsrail'in kara harekâtı mesajları da dün akşamdan bu yana yeniden yoğunlaştı. İsrail ordusu, Gazze'deki Hamas yönetimini 'tamamen ortadan kaldırma' hedefini açıklamış durumda.

Ancak "Hamas'ı yok etmek" esasında askeri değil, siyasi bir hedef. Ve İsrailli yetkililer, üst düzey Hamas yetkililerine suikast düzenlendiği, örgütün cephaneliğini ve tünellerini yok ettikleri, hatta Gazze'deki Hamas yönetimini fiilen ortadan kaldırdıkları "zafer" senaryosundan sonra ne planladıklarına dair ayrıntı vermiş değil.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, cuma günü savaşın "üç aşamalı" olacağını söyleyip son aşamada "Gazze'de yeni bir güvenlik rejimi" kurulacağını belirtmişti. Ancak Gallant'ın "zafer" senaryosu, Gazze'de oluşabilecek iktidar boşluğunu, yas ve yıkıntılar arasında kalacak on binlerce sivile nasıl yardım edileceği, genç Filistinlilerin tepki olarak radikalleşmesinin nasıl önlenebileceği, yani Gazze'nin uzun vadeli geleceğine dair hayati sorular konusunda herhangi bir öngörü içermiyordu.

İSRAİL DOĞRUDAN YÖNETMEK İSTEMİYOR

Uzmanlar, İsrail'in olası bir askeri operasyondan sonra Gazze'yi doğrudan yönetmek istemediğinde hemfikir. Ülkenin en sertlik yanlısı siyasetçilerinden Ariel Şaron bile 1967'den beri işgal altında tuttukları Gazze'de bu hedeften vazgeçmiş ve 2005 yılında tek taraflı çekilme kararı almıştı. Gazze'deki yasadışı İsrail yerleşimlerini kaldırıp askerlerini çeken Şaron, işgale kağıt üzerinde son vermişti. Ancak İsrail yönetimi Gazze'yi kara, hava ve denizden abluka altında tutarak "dolaylı" şekilde kontrol etmeyi sürdürmüştü.

israil.jpg

EL FETİH SENARYOSU MÜMKÜN MÜ?

Şimdi, olası kara harekâtı sonrasında, İsrail'in Gazze'ye yeniden işgalci olarak dönmesi beklenmiyor. Bu durum, olası bir senaryo olarak akla, Batı Şeria'daki Filistin Yönetimi'nin bir şekilde Gazze'yi de kontrol etmeye başlamasını getiriyor.

Ancak bu, her ne kadar yolsuzluklarla anılması uzun vadede işine gelse de, İsrail'in istemediği bir durum. Filistin Yönetimi'nin eski başbakanı Selam Feyyad'ın danışmanlarından Cemal Zakout'un da dediği gibi, "İsrail her durumda, Gazze Şeridi ile Batı Şeria'nın bütünleşmesini engellemek istiyor. Sadece bölünmeyi destekliyorlar. İsrail'in, bu savaştan önce de sonra da, Gazze'den gelecekte ne istedikleri de dahil, herhangi bir siyasi çözüm için bir stratejisi yok."

Dahası, Filistin Yönetimi'ne Gazze'de kontrolü devralması için baskı yapılsa veya bir tür siyasi rüşvet verilse bile, bölgede kabul görme ve burayı yönetebilme ihtimalleri çok düşük. İsrail ordusunun yerleştirdiği bir hükümetin meşru görülmeyecek olması bir yana, Mahmud Abbas'ın liderliğindeki Filistin Yönetimi Batı Şeria'da zaten İsrail karşısındaki zayıflığı, yetersizliği ve yolsuzluk nedeniyle tepkilerinin odağında. 2006'daki son Filistin Yönetimi seçimlerini Gazze'de Hamas'a kaybeden El Fetih'in, abluka ve savaşlarla geçen sürede Gazzeliler arasında yeniden popüler hale gelmiş olması için pek bir sebep görülmüyor.

gazze.jpg

BARIŞ GÜCÜ HAYALİ GERÇEKÇİ Mİ?

Son günlerde, bazı İsrailli politikacılar da dahil, Gazze'de Hamas'ın yerine uluslararası barış güçlerinin konuşlandırılmasıyla yeni bir model oluşturulması ihtimali de dillendiriliyor. İsrail'in eski başbakanlarından Ehud Barak, The Guardian gazetesi ile söyleşisinde rehinelerin de durumu nedeniyle savaşın çok uzun sürmesini beklediğini, bölgesel bir ihtilaf riski olduğunu ve "Gazze'nin yönetimini kime devredecekleri" gibi bir soruyla karşı karşıya bulunduklarını belirterek, 'bazı Arapların liderliğindeki çok uluslu bir güç'ten söz etti. Yine The Guardian'a konuşa üst düzey bir İsrailli yetkili, bölge ülkelerinin Gazze'nin geleceğine yatırım yapmakta çıkarı olduğunu çünkü bu küçük bölgenin tüm Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırabileceğini bildiklerini söyledi.

Olası bir uluslararası güç senaryosu Türkiye'de televizyon ekranlarında da tartışılırken, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Türkiye'nin devreye girmesi yönündeki son açıklamalarının da bu hedefle yapıldığı iddia ediliyor.

Ancak öncelikle, Gazze'ye Birleşmiş Milletler tarafından konuşlandırılacak olası bir barış gücü için Güvenlik Konseyi'nden yetki kararı çıkması gerekiyor. Bu da, daimi üyeler olarak hem Konsey'de geleneksel olarak İsrail'e kalkan olan ABD'nin, hem de Rusya ile Çin'in kabul edeceği bir formülün bulunmasını şart koşuyor.

ÜÇÜNCÜ SENARYO: KAOS

Gelinen noktada, Filistin topraklarındaki birçokları, İsrail'in Gazze'de Hamas sonrası olası bir yönetim için plan bile yapmadığından endişeli... İsrail'in sertlik yanlısı hükümetinin, Gazze'deki Filistinlileri tamamen tehcir etmeyi planladığından kaygı duyuluyor.

Filistinli eski yetkili Zakout da bu görüşü dillendirenlerden. Yaşananları 'etnik temizlik' olarak niteleyen Zakout, "Ölümün boyutu şunu gösteriyro ki, Gazze'de şu an sadece siviller hedef alınıyor ve ana amaç da, Gazzelileri bölgenin güneyine ve belki [Mısır'daki] Sina'ya gitmek zorunda bırakmak" diyor.

Birçok Fllistinli, Hamas'ın 7 Ekim saldırılarından bu yana İsrail'in düzenlediği ağır bombardımanın ve kuzeyde yaşayan Gazzelilere verilen "Güneye gidin" ültimatomunun, kendilerine İsrail'in kurulduğu 1948'de yaklaşık 750 bin Filistinlinin yerinden edilmesini anlatan Nakba'yı (Büyük Felaket) hatırlattığını söylüyor. Yani, Sina yarımadasında Filistinlilerin yaşadığı bir çadır kent, yeni bir fikir değil...

The Guardian'a isim vermeden konuşan üst düzey bir İsrailli güvenlik yetkilisi ise ordunun, bu savaşın genç Filistinlileri radikalleştirmeden nasıl verileceğini bilmediğini itiraf ediyor: "Keşke bunun cevabını bilseydi. Bu, bir milyonluk, bir milyarlık bir soru. Çünkü yanıtı bilseydik, bunu uuzn yıllar önce yapmış olurduk. Bunun doğru yanıtını bilmiyoruz ama en kötü noktada olduğumuzu, hiçbir şeyin bundan daha kötü olamayacağını düşünüyoruz." (DIŞ HABERLER)

Öne Çıkanlar