Gıdaya erişimde eşitliğin olmadığı bir konferans: COP 27
Mühdan SAĞLAM
ŞARM EL-ŞEYH-BM İklim değişikliği Konferansı, COP 27, Mısır’ın Şarm El Şeyh şehrinde 6 Kasım’da başladı, 18 Kasım’da sona erecek. Toplantıda belli ülkelerin konuşmaları, bazı başkanların gelişinden gidişi medyada çokça yer buluyor. Peki sahada ne oluyor?
AŞIRI KALABALIK İSTANBUL UÇAĞI
Ulaşım COP zirveleri açısından en fazla akıl kurcalayan konu, sonuçta dünyanın pek çok yerinden insanlar dillerini bilmedikleri, özellikle alfabe farkı nedeniyle sorun yaşadıkları bir ülkeye geliyor. Mısır ayağına geçmeden önce Türkiye’ye etkisine bakalım.
İstanbul Sabiha Gökçen Zirve için resmi olmayan bir buluşma noktasıydı. İstanbul’dan 00.15’te kalkan Şarm El Şeyh uçağı adeta küçük bir BM Genel Kurulu gibiydi. Uçakta İngiltere Eski Başbakanı Boris Johson da Estonya Başbakanı da vardı. Nihayetinde beklenen saatte Şarm El Şeyh’e inen uçak yolcularını gümrük kaygısıyla bırakarak dinlenmeye çekildi. Gümrük kontrolleri beklenen de daha hızlı gerçekleşiyor. Derken COP27 için gönüllü, çoğunluğu gençlerden oluşan bir ekip yolcuları karşılıyor. Orada dikkat çeken kendisini almaya araç gelmeyecek olanları düşünmeye dönük eşitlikçi adım. Ekipleri karşılayan 45 yaşlarındaki görevli, ulaşım imkânı olmayanları bırakacaklarını, taksicilerin turistler konusunda çok da dürüst olmayan bir sınav verdiğini söylüyor.
İSTANBUL TAKSİCİLERİNİ HATIRLATAN MANZARA
Kalabalık dağıldıktan sonra yanına gittiği o görevliye “taksiciler ne yapıyor?” dediğimde aldığım cevap çoğu İstanbul’unun muzdarip olduğu durumu hatırlatıyor. “Burada da taksiciler turist tercih ediyor, mümkünse dolarla ödeme. İnternette yazılanların aksine çoğunlukla taksimetre açılmıyor” diyor. Mısırlıların da benzer biçimde taksi bulmakta zorlandıklarını ekliyor cümlelerine.
Ancak İstanbul’dan farklı olarak Şarm El Şeyh, köklü bir tarihte İstanbul ile yarışacak gibi değil. Şehir aslında Güney Sina’da inşa edilmiş denebilir. Genelinde lüks/orta sınıf oteller, kumarhaneler ve alışveriş merkezleri var. Zaten otobüsle küçük bir tur attığınızda çölü hatırlatan çoraklık kendini gösteriyor. Ancak bu taksicilerin fırsatçılığına engel olmuyor.
Taksicilerin fırsatçılığına en büyük engelse Mısır ulaştırma Bakanlığı’ndan geliyor. Şehir içindeki tüm otobüsler normal güzergahlarına konferansın yapıldığı alanı da eklemiş durumda. Otobüsler neredeyse her otelin önünde duruyor, şoförler İngilizceleri yeterli olmasa da ellerinden geldiğinde yardımcı olmaya çalışıyor. Şehir içinden COP 27 Konferans alanına gerçekleştirilen kısa süreli seyahatler ücretsiz. Zaten her durakta bekleyen polisler delegelere yardımcı olmak için çabalıyor.
SANDVİÇİN İSTANBUL HAVALİMANINDAN DAHA PAHALI OLDUĞU YER: COP 27
Şarm El Şeyh havalimanında uzak diyarlardan Mısır’a gelen insanların ulaşımının eşitlikçi biçimde olmasına özen gösterenlerin sesi maalesef COP27’in gerçekleştiği Şam El Şeyh Kongre Merkezi’nde duyulmuyor.
Konferansa yaklaşık 40 bin kişi katılıyor ve katılım 197 ülke/devleti buluyor. Ancak yemek seçeneği düşünülürken eşitsizlik buram buram kendini hissettiriyor. Konferans öncesinde COP 27 uygulamasını indirdiğinizde yemek konusunda restoranların olacağı söyleniyor, hatta menüler dahi var. Ancak fiyatlarla konferans alanında yüzleşiyorsunuz. Su dışında tüm yiyecek ve içecekler dolar üzerinden fiyatlandırılmış. En basit bir ton balıklı sandviç 12-15 dolar arasında değişen fiyatlara satılıyor. Çay/kahve 2-3 dolar bandında. Yine dikkat çeken bir ayrıntı adeta tekel biçimde tek bir büfenin al ve götür şeklindeki serviste tek olması. Bir başka restoran grubuna gittiğinizdeyse girişin 20 dolardan başladığını görüyorsunuz.
COP 27’deki yemek fiyatlarındaki enflasyon bir noktada akla yeniden İstanbul’u, onun yeni havalimanını getiriyor. İstanbul havalimanının beteri, COP 27’de yaşanıyor.
Alanda konuştuğum özellikle yoksul ülkeler ve Afrika kıtasından çoğu delege genellikle bir öğünle yetindiklerini, öğle yemeklerini çoğunlukla atladıklarını söylüyor. Bir kısmı da eğer uygun fiyata bir otel buldularsa kahvaltıda fazla yiyecek aldıklarını ve bunu öğle yemeği olarak yediklerini söylüyor. Bir de şikâyete konu olan oteller mevzusu var. Ancak aynı durum Avrupa ülkeleri için geçerli değil, bizler ve çoğu ülke için uçuk kaçan fiyatlar Avrupalı delegeler için makul. Yemek sıralarında da çoğunlukla onları görüyorsunuz.
BİNLERCE DOLARLIK FİYATLAR İPTAL EDİLEN REZERVASYONLAR: COP 27 VE OTELLER
Şarm El Şeyh Kızıl Deniz’e kıyısı olan ve daha çok dalgıçlık açısından tercih edilen bir denize sahip. Bununla beraber, özellikle Rusyalı turistlerin akın ettiği merkezlerden. Ancak kasım ayı turistlerin tercihinde ilk sırada yer almıyor. Bu yılsa farklı bir durum yaşanmış. Konferans alanında konuştuğum bazı gazeteciler ve delegeler, konferansa birkaç ay kala çok önceden yaptıkları rezervasyonların iptal edildiğini söylüyor. Zira COP 27’nin şehirde yapılacağı tarih yaklaştıkça oteller fiyat yükseltmeye başlamış.
Sri Lanka’dan delege olarak konferansa gelen Nathan, geceliğine 1200 dolar verdiği otelinde duş başlığının kırık olmasından, suyun soğuk akmasından şikayetçi. Brezilyalı gazeteci Carlos, altı ay önce yaptığı rezervasyonun iptal edilmesi sonucunda hem yüksek ücret hem de düşük kaliteli hizmet almasından dert yanıyor ve şunu soruyor, acaba Brezilya değil de ABD’den olsaydım sence yine rezervasyonumu iptal ederler miydi…
Özetlemek gerekirse, iklim adaletini de içermesi gereken COP toplantılarının sonuncusu Mısır’da gerçekleşiyor. Uçaktan otellere kadar olan gözlemse daha adalet için dünyaya daha adil bir gelecek bırakmak için toplanmak buysa, teraziniz epey ölçüyü kaçırmış dedirtiyor.
Yarın: Afrika ülkeleri ne istiyor? Delegeler hangi noktada isyan ediyor? Umutvar olanlar umutsuz olanlarla Yemen’den Maldivler’e delegelerin bakış açısıyla COP 27.