İsrail'de de 'barış akademisyenleri' vakası: Dilbilimci Horesh üniversitesinden atıldı
Artı Gerçek - İsrail'in Hamas saldırıları sonrasında kara harekâtına hazırlandığı Gazze'deki aralıksız hava saldırıları sürerken, ülke içinde de barış çağrısı yapan akademisyenler üzerindeki baskı artıyor. Arapça ve İbranice üzerinde uzmanlaşmış ve uluslararası alanda tanınmış bir dilbilimci olan Uri Horesh, İsrail'in Gazze'deki saldırılarını eleştirmesi sonrasında İsrail'de çalıştığı üniversite tarafından işten çıkarıldı. İsrail polisi ise Hayfa kentinde Gazze'de ateşkes çağrısı yapılması planlanan ortak bir Arap-Yahudi konferansını engelledi.
İsrailli akademisyen Uri Horesh, ülkenin Be'er Tuvia bölgesindeki Achva Koleji'ndeki işinden atıldığını, sosyal medya hesabından duyurdu. Horesh, haberi bir konferans için gittiği New York'ta aldığını yazdı:
ÖNCE UZAKLAŞTIRILDI, SONRA 'SİLİNDİ'
"Bazılarınız, İsrail'in Gazze'de soykırıma varan eylemlerine karşı görüşlerimi dile getirdiğim için dokuz gün önce kolejdeki işimden "disiplin oturumuna kadar" uzaklaştırıldığımı biliyor. (birileri veya bir şey, görüşlerimi resmi olarak "Hamas'a destek" diye yorumladığı için).
Some of you already know that I was suspended 9 days ago from my college job "pending a disciplinary hearing" for voicing my opinions against the Israeli genocidal actions in Gaza (officially because someone or something interpreted them as "support for Hamas").
— Uri Horesh ???????? (@urihoresh) October 25, 2023
(1/3)
Bu oturum hiç gerçekleşmedi ama dün gece, hiçbir uyarı yapılmaksızın, üniversitedeki e-posta adresime ve diğer veritabanlarına erişimim kesildi; ismim ve mesleki internet sayfam üniversitenin sunucusundan kaldırıldı. Dahası, mevcut/gelecek akademik yıl için atama mektubu da gönderilmedi.
İlk duyuru beni, New York'ta katılmakta olduğum bir konferansın son gününde yakaladı. Tel Aviv'e uçuşlarının çoğunun belirsiz bir tarihe kadar iptal edilmesi nedeniyle, uçuşumu Londra'ya aldım ve şu anda Birleşik Krallık'ta kalıyorum."
BARIŞ KONFERANSI POLİS TEHDİDİYLE İPTAL EDİLDİ
İsrail'in Hayfa kentinden de bir konferans iptali haberi geldi. Haaretz gazetesine göre, hem Arap hem Yahudi isimlerin katılacağı ve Hamas'ın saldırıları kınanırken ateşkes çağrısı yapılması beklenen konferansın düzenleneceği mekanın sahibi, polis tarafından tehdit edildi.
Haaretz'e göre polis, söz konusu kişiyi, konferansın düzenlenmesinin "çeşitli sonuçları olacağını" söyleyerek tehdit etti; "savaş karşıtlığı ve adalet mücadelemizdeki ortaklığımız" başlıklı konferansın, "İsrail devletinin ve güvenlik güçlerinin Hamas'a yönelik eylemlerine karşı aşırılıkçılar tarafından düzenleneceğini" ileri sürdü.
'FİLİSTİNLİLERİN ACISI, HAMAS'IN SUÇLARIYLA MEŞRUAŞTIRILAMAZ'
Konferansı düzenleyecek olan Yüksek Arap Takip Komitesi Başkanı Muhammed Baraka ise son dakika iptali üzerine düzenlediği basın toplantısında, her iki taraftan sivillerin ve masum insanların öldürülmesini kınadı. Baraka, "Filistinlilere karşı bir intikam savaşını kabul etmeyeceğiz. İsrail, Filistinlilerin cesetleri üzerinden güvenlik inşa edemez" ifadelerini kullandı.
Basın toplantısına katılan eski Knesset (İsrail parlamentosu) başkanı Avraham Burg de Hamas'ı kınayarak örgütün eylemlerinin "işgalin adaletsizlikleri ile meşrulaştırılamayacağını" söylerken, "Bir işgal ve ayrımcılık var. Acı ve insan haklarının derin bir biçimde ortadan kaldırılması var. Hamas'ın suçları bu gerçekliği gizleyemez ve meşrulaştıramaz" diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Kürt illerinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan hak ihlallerini gündeme getirerek barış talep eden 1128 akademisyen (sonraki imzalarla bu rakam 2 bin 12'ye çıktı) 11 Ocak 2016’da “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı metni imzaladı.
Bildirinin ardından iktidara medyası tarafından hedef gösterilen akademisyenler için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Aydın müsveddeleri, ya devletin yanında olursunuz ya da terör örgütünün" ifadelerini kullandı. Sonrasında akademisyenler için soruşturma, ihraç, sürgün ve yurt dışı yasakları süreci başladı. Üstelik akademisyenler için bütün hukuk yolları da kapatıldı. Soruşturmalar kapsamında Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı farklı tarihlerde “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla tutuklandı. Tutuklanan 4 isim 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldı. Linç kampanyası sürerken bildiriye imza attığı için Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ndeki dersleri elinden alınan Dr. Mehmet Fatih Traş intihar etti.
5 Aralık 2017’de, dört akademisyene ek olarak imzacı akademisyenlerin neredeyse tamamı için seri bir şekilde hukuki süreç başladı. Türkiye genelinde toplamda 822 barış akademisyenine dava açıldı. Sonuçlanan 204 davanın tümünde imzacı akademisyenler ceza aldı.Hapis cezası verilen akademisyenlerden bir kısmı davayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. O isimlerden biri de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmeyen ve cezası da ertelenmediği için 8 Mayıs 2019’da tutuklanan Prof. Dr. Füsun Üstel’di. 26 Temmuz 2019’da AYM bireysel başvurulara ilişkin 'hak ihlali' kararı verdi.
Ancak AYM'nin ihlal kararına rağmen OHAL dönemindeki ihraçlarla ilgili başvuruları değerlendiren Olağanüstü Hal (OHAL) İnceleme Komisyonu Barış Akademisyenleri'nin başvurularını reddetti.
AYM kararının ardından Barış Akademisyenleri için peş peşe beraat kararları çıkmaya başladı ve bazı akademisyenler 2023 yılı itibariyle göreve dönmeye başladı. (DIŞ HABERLER)