Katar krizinin perde arkası

Suudi Arabistan öncülüğünde Katar’a yönelik ablukanın temelinde İran yatıyor. Katar’ın ablukaya ne kadar dayanacağını ve Türkiye’nin olası arabulucu çabalarının başarısı ise meçhul.

Katar krizinin perde arkası

Ortadoğu'da diplomatik zeminin ne kadar kaygan olduğu son yaşanan Katar krizi ile bir kez daha ortaya çıktı. Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesti. Bu ülkeleri, Şii Husilere karşı savaş veren ve Suudi Arabistan'ın askeri müdahalesini kabul eden Yemen ile Libya da izledi.

ASIL NEDEN İRAN
Krizin görünürdeki nedeni, Suudi Arabistan'ın Katar'ı "teröre destek vermekle" suçlaması. Riyad yönetimi Doha’yı El Nusra Cephesi ve IŞİD'e destek vermekle itham ediyor. Ancak takvimi bir kaç hafta geriye aldığımızda Suudi-Katar krizinin temelinde İran olduğunu görüyoruz.

Suudi Arabistan'ın adeta varlık sebebi olarak nitelendirilebilecek İran karşıtı politikaları ile Trump yönetiminin politikaları üst üste geliyor. Kampanya döneminde, Obama dönemindeki yumuşamayı sert dille eleştiren Trump, başkanlık koltuğuna oturduğunda da İran'ı "bir numaralı terörist devlet" ilan etti ve Tahran yönetiminin kuşatılması için harekete geçti.
Katar krizinin perde arkası - Resim : 1Bunun en önemli adımı da Mayıs ayı sonundaki Suudi Arabistan ve İsrail'i kapsayan Ortadoğu turuydu. Tam da ABD Başkanı Trump'ın, Suudi Kralı Selman ve Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile birlikte fotoğraf verdiği Ortadoğu ziyareti sırasında, Katar'ın resmi haber ajansında yer alan bir haber krizin ilk işareti oldu.

Katar Emiri Temim bin Muhammed es Sani’nin, askerlerin mezuniyet töreninde yaptığı açıklamalarınn yayınlandığı haberde, Katar Emiri, İran’la anlaşmazlıkların tırmandırılmasına karşı çıkıyor ve İran ile Körfez ülkeleri arasındaki gerilimi eleştiriyordu.
Suudi Arabistan'la birlikte Katar'a diplomatik ambargo koyan Bahreyn'in gerekçesi de zaten İran konusunu açık biçimde ortaya koyuyor. Bahreyn, diplomatik ilişkileri kesme gerekçesini Katar'ın ülkedeki 'İran destekli silahlı gruplara destek vermesi' olarak açıkladı.

İRAN: KRİZİN ARKASINDA ABD VAR

Krizin görünmeyen merkezi İran'dan gelen ilk resmi açıklama diplomatik oldu. İran Dışişleri Bakanlığı'nan yapılan açıklamada "bölgedeki ülkeler arasındaki farklılıklar için çözüm ancak siyasi ve barışçıl yöntemler ile taraflar arasında diyalogla mümkün" denildi. Yeni seçilen İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin yardımcılarından Hamid Ebu Talebi'nin açıklamaları ise daha doğrudan oldu. Riyad gezisi sırasında Trump'ın katıldığı geleneksel kılıç dansını hatırlatan Talebi, "Olanlar kılıç dansının bir sonucu" dedi.

MISIR'IN DERDİ MÜSLÜMAN KARDEŞLER

Riyad'da Trump ve Suudi Kralı'nın çok konuşulan fotoğrafında bir kişi daha vardı; Mısır Cumhurbaşkanı Sisi. Müslüman Kardeşler'i terör örgütü ilan eden ve bu konuda Suudi Arabistan'dan da destek alan Sisi'nin varlığı, krizin ikinci nedenini ortaya koyuyor. Hem Mısır hem de Suudi Arabistan Katar'ı 'Müslüman Kardeşler'e siyasi ve finansal destek vermekle suçluyor.
Katar, IŞİD ve El Nusra'ya destek iddialarını yalanlamakla yetinirken, Hamas konusunda aynı gün harekete geçti. Doha'daki Hamas yöneticilerinin ülkeyi terk etmesini istedi.

DİPLOMATİK ABLUKA

Katar'ın Hamas'a yönelik bu hamlesi Riyad ve Kahire yönetimlerini tatmin etse bile, İran konusunda Doha yönetiminden net bir geri adım atılana kadar baskının süreceğini tahmin etmek mümkün. Bunun iki boyutu bulunuyor. Diplomatik olarak, en azından krizin ilk zamanların ABD'nin Suudi Arabistan'ın yanında yer alacağı görünüyor. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un ilk açıklaması buna işaret. Tillerson, yaptığı açıklamada "Bölgede bir süredir var olan ve giderek artan rahatsızlıklara şahit olduğumuzu düşünüyorum. İşlerin büyümesi sonucu ülkeler adım atma gereği duydu" dedi.
Rusya'dan gelen ilk açıklama da oldukça diplomatik oldu. Moskova'dan gelen ilk açıklamada "Katar’ın teröre destek verdiği yönündeki iddiaları yakından inceleyeceğiz" demekle yetinildi.

KATAR'IN EKONOMİSİ DE HEDEF ALINDI

Diplomatik alanda zor günlerin beklediği Katar, ekonomik olarak da tam bir ablukaya alındı. Ülkenin tek kara sınırı Suudi Arabistan’la. Tek çıkışının İran üzerinden olduğu Basra Körfezi’nde de Bahreyn ve Birleşik arap Emirlikleri ile çevrili. Üstelik, diplomatik ilişkileri kesen ülkeler havayolu taşımacılığını da askıya aldı. Tüm bu koşullar ulaşımın yanı sıra ticaret ve petrol ikmalinde de Katar’ın zor günler yaşanacağına işaret ediyor.

TÜRKİYE'NİN DURUMU

Suriye’deki iç savaşın başından itibaren Suudi Arabistan ve Katar’la birlikte adım atan Türkiye, şimdi bu iki ülke arasında kaldı. Ankara adına ilk açıklamayı yapan Mevlüt Çavuşoğlu, gelişmeleri üzücü olarak nitelendirdi ve diyalog çağrısı yaptı. Türkiye’nin arabulucu rol üstlenmek isteyeceği düşünülebilir ancak bunun ne kadar etkili ve olumlu olacağı meçhul.

ORTADOĞU KARIŞTI: 7 ÜLKE KATAR'LA İLİŞKİLERİ KESTİ

KATAR KRİZİ İÇİN ÜÇLÜ ZİRVE

Katar kriz Perde arkası