Kati Piri: Türkiye'ye karşı tek koz ekonomi

AP Türkiye Raportörü Piri, 'Türkiye'de insan hakları ve hukukun üstünlüğünün ihlal edildiği bir süreçten geçiyoruz. Bu şartlarda AB üyeliği hakkında konuşmak mümkün değil' dedi.

Kati Piri: Türkiye'ye karşı tek koz ekonomi

BRÜKSEL - Avrupa Komisyonu, Türkiye ile gümrük birliği görüşmelere başlamak için AB Konseyi’nden talep ettiği yetkiyi henüz alamadı. AP Türkiye Raportörü Kati Piri, "Şu aşamada, eğer Türk hükümeti üzerinde hala elimizde koz varsa, itibar kaybettiğimiz için bu katılım sürecinde değil, ekonomik tarafta. Dolayısıyla Gümrük Birliği çok önemli" dedi.

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesinde Türkiye’nin tutumuna bağlı. Avrupa Komisyonu, görüşmelere başlamak için AB Konseyi'nden yetki talep etti. Ancak bu yetki henüz verilebilmiş değil. AB kaynakları, Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ı tanımaması ve siyasi kriter getirilmesi konusunda yaşanan uzlaşmazlıklar nedeniyle yetkilendirmede gecikme yaşandığını söylüyor. Yetkinin verilmesi halinde müzakerelerin bu yılsonunda ya da önümüzdeki yılın başında başlaması öngörülüyor.

Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Raportörü Kati Piri, Brüksel'de Gümrük Birliği görüşmeleri ve katılım sürecine ilişkin BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

MÜZAKERELER ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE BAĞLI

Müzakerelerin askıya alınmasındaki ısrara ilişkin sorulan soruya, "Biz müzakereler hemen, yarın durdurulsun demiyoruz. Müzakerelerin referandumda kabul edilen anayasa değişikliklerinin 2019'daki seçimlerle birlikte yürürlüğe girmesi halinde müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye ediyoruz" diyen Kati Piri, "Türkiye'de temel insan hakları ve hukukun üstünlüğünün sürekli olarak ihlal edildiği bir süreçten geçiyoruz. Müzakerelerin askıya alınması Türkiye ile işbirliği sona erecek, diyalog bitirilecek anlamına gelmiyor. Ancak bu şartlar altında AB üyeliği hakkında konuşmak mümkün değil" dedi.

‘RAHATSIZ EDİCİ BİR AÇIKLAMA OLDU’

Referandum sonuçlarını eleştiren AB’nin uluslararası gözlemcilerin nihai raporunu beklemeden sonuçlarını kabul etmesine ilişkin çelişkinin sorulduğu Piri, "(AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica) Mogherini'nin açıklamasından bahsediyoruz. Bence bu çok rahatsız edici bir açıklamaydı. Zira daha seçim gecesi gözlemciler, seçimlerle ilgili ciddi sorunlar olduğunu açıklamışlardı.

Hem Komisyon hem de Mogherini, AB'nin yapılacak bir bağımsız soruşturmayı destekleyeceklerini söylemişlerdi. Bildiğim kadarıyla böyle bir soruşturma hiç olmadı. Tutarsız açıklamalar yapıldı. Önce bağımsız soruşturma denildi, ardından da uluslararası gözlemcilerin raporu açıklanmadan sonuçların kabul edildiği söylendi. Bu, tuhaf bir politika türü. Elbette bir şeyi kabul edip etmemek bize düşmez. Mesele Türkiye'yi cezalandırmak da değil. Ancak AB'nin kendi değerlerine sahip çıkması gerek" diye cevapladı.

‘USULSÜZLÜK 2019’DA TEKRARLANMASININ ÖNÜNE GEÇMELİYİZ’

Raportör Piri, referandum sonuçlarına ilişkin şunları söyledi: "Evet, Türkiye'de her zaman insan hakları ve hukukun üstünlüğüyle ilgili sorunlar oldu ancak her zaman özgür ve adil seçim yapılması geleneği de süregeldi. Şimdi ilk kez bu gelenekten kopuş yaşandığı bir seçim gördük.

2019 seçimlerinde de bunun tekrarlanmasının önüne geçmemiz gerekiyor. Bu nedenle AB'nin daha sert bir tutum takınması gerektiğini düşünüyorum."

GÜMRÜK BİRLİĞİ TEMEL DEĞERLERE BAĞLI

AB ile Türkiye arasında güncellemeyi bekleyen Gümrük Birliği'ne ilişkin de konuşan Piri, "Avrupa'da hiçbir şeyin tamamen ekonomik olmadığını düşünüyorum. Burası değerleri temel alan bir kuruluş. Her ticaret anlaşmasında sosyal kapsayıcılık, çevre gibi bazı siyasi göstergeler de yer alır. Neden Türkiye istisna olsun?

Tabii önce AB'nin bu konuda uzlaşma sağlaması gerekiyor. Komisyon, görüşmelerin başlamasına yeşil ışık yaptı. AP'de Gümrük Birliği görüşmelerinin başlamasını isteyenler çoğunlukta ve görüşmelerin de başlamasını istiyoruz.

Ancak Türkiye'den de bu görüşmeler konusunda ciddi olduğuna dair olumlu sinyal görmek istiyoruz. Şu ana kadar AB ile daha yakın bir iş birliği yapmak istediklerine dair herhangi bir olumlu sinyal vermediler" dedi.

‘MALİ YARDIM DENETLENECEK’

AB’nin Türkiye'ye verdiği 4,5 milyar euroluk mali yardımı denetleyeceğini de sözlerine ekleyen Kati Piri, şöyle devam etti: "Bununla birlikte görüşmeleri engelleyen biz değiliz. Konsey'de sorun var. Burada Kıbrıs sorunu tekrar bir rol oynayabilir. Ancak bu konuda karar nitelikli çoğunlukla alınabilir, oy birliğiyle değil.

Şu aşamada, eğer Türk hükümeti üzerinde hala elimizde koz varsa, itibar kaybettiğimiz için bu katılım sürecinde değil, ekonomik tarafta. Dolayısıyla Gümrük Birliği çok önemli.

Bahsettiğim koz, iş ilişkisi kurmak için gereken standartların getirilmesi. Ekonomilerimiz o kadar birbirinin içine geçmiş ki, belli bir düzeyde bunun sürdürülmesi lazım. Bu Türkiye'nin de çıkarına. Türkiye'nin de refah düzeyini artıracak, iş dünyasına destek verecek bir anlaşma.

Her iş anlaşmasında olduğu gibi, ihtilafların çözümü için mekanizmalar olması gerekir ve bunun için de adil ve özgür mahkemeler olmalıdır.

Türkiye, şu anda çok öngörülemez hale geldi. Bugün bir hakim, hükümetin istediğinin aksine bir karar verdiğinde kendini kapının önünde buluyor. Yargının geldiği bu durumun Türk ekonomisinin üzerinde çok büyük etkileri var.

Bahsettiğim koz da bu. Evrensel standartların sağlanmasıyla ilgili. Özgür mahkemelerin varlığı, sadece uluslararası şirketler değil, Türk kuruluşlar için de gerekli."

HÜKÜMETİN ŞARTLI AÇIKLAMALARI İNANDIRICI GELMİYOR

AKP hükümetinin "fasılları açın, gerisini konuşalım" yaklaşımını da değerlendiren Piri, "Bu aşamayı geçtik. Yeni fasılların açılmasının Türkiye'de reform sürecine yeni bir ivme kazandıracağını düşünmüyorum" diye cevapladı.

‘FELAKET OLUR’

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim dönemlerinde dile getirdiği idama ilişkin de konuşan Piri, böyle bir durumu şöyle değerlendirdi: "Türkiye açısından felaket olur. İdam cezası kaldırıldığı zamanlarda Erdoğan'ın yaptığı konuşmaları okudum. Keşke şimdi, o dönemki Erdoğan'dan daha fazla görüyor olsaydık. O dönemki konuşmalarına tamamen katılıyorum. İdam cezasının modern bir ülkede yeri yok. Türkiye'nin geçmişine bakılırsa, idam cezasının kaldırılması olağanüstü bir gelişmeydi. Son 15 yılda elde edilen kazanımların ardından bu tartışmanın üstelik AK Parti iktidarında yeniden gündeme gelmesi çok üzücü. AK Parti kendi mirasını öldürüyor. Umarım sadece iç politikaya yönelik bir söylemdir."

Türkiye ekonomi avrupa komisyonu Kati Piri AP Türkiye raportörü